Abdullah Ali Makalesi - Kerbela

Öncelikle tüm İslam Alemi, hatta İnsanlığın, çok önemli dersler alması gereken, Kerbela katliamını nefretle kınıyor; Aşura Günümüzün mübarek olmasını diliyorum. İnsan olmak ve İslam'ın özünden uzak Yezidlerin, nefsine, fitneye uyup, düşmanın peşinde, düşmanın yollarıyla İnsanlığı bölerken, öldürürken; 'Bunu İslam adına yaptığı!' görüşünün, hepimize, binyıllardır olan biten benzerleri adına da ders olmasını diliyorum.

Birliği ve “Birlik Düşüncesini” bozan, bozmaya çalışan; bunu İslam adına yaptığı iddiasıyla, “diğerlerini sözde ‘düzeltmeye’” çalışan ve üstelik de bunun için şiddet kullanan hiçbir anlayış İslami olamaz.
Her zamanki gibi kolay anlaşılır olması adına, öncelikle, İslam’ın özünü, konumuz bağlamında, madde madde irdeleyelim:

İslam Dini, tek dindir.

İslam Dini, Hz. Adem’den bu yana, İnsan’a, İnsan olmanın, Allah’ın Halifesi olmanın yollarını anlatır.

İslam Dini, İnsan’a, İnsan olmanın yollarını hem Varlık hem Medeniyet açısından anlatır.

İslam’ın Varlık Tebliği, kişinin Allah ile, alemler ile ilişkilerini tanımlarken; Medeniyet Tebliği, kişilerin birbirleriyle ilişkilerini tanımlar

Ve İslam Dini, bahsettiğimiz her iki açıdan da hem misyon hem vizyon olarak “Tevhid/ Brlik” temelindedir.

İslam düşmanlarının ise Habil Kabil’den bu yana, ana meselesi, İnsan’ı değerlerinden ve birbirinden mümkün olduğunca ayırarak, kolay yönetilebilir ve insanlığını bulamayan, kaybeden varlıklar haline getirmektir.

İslam Dini, insanın özellikleri net olarak bilindiğinden, insanın zorla bir düşünceye, anlayışa çevrilemeyeceğini de bilir; bu sebeple Allah (cc), tebliğ elçiliğini verdiği Peygamber’e dahi, mealen “Sadece tebliğ et, gerisi onun sorumluluğu” bağlamında emretmiştir. Yani özetle, İslam’da hiçbir zaman, hiçbir konuda, hiçbir açıdan zorlama yoktur.

İslam Dini’nde, sadece amelen seçenek veren 4 sünnet mezhep vardır. Bunlar dışında, hele de itikaden olan bölünmelerin tamamı fitne sonucudur. Yani sapmadır

Bu bağlamda, İslam’ı çok iyi öğrenmiş olan Sahabe içinde; zaman zaman, çoğunluğu da, İslam’a döndüğü iddiasındaki Yahudilerden gelen fitne sebebiyle ama mutlaka, Sahabe’nin de zafiyetlerinden kaynaklanan anlaşmazlıklar olsa da; bu anlaşmazlıkları hiçbir zaman bölünme sebebi yapmamışlardır.

Hz. Ali (ra) sonrasındaki süreç ise maalesef bölünmelerin başlangıcı olmuştur.

Neredeyse bütün alim kişilerin, devlet adamlarımızın tekrar ettiği “Bir olursak var oluruz; bölünürsek yok oluruz!” cümlesi, bir slogan değil; İnsan’ın Şeytan ile mücadelesinin; İmtihanının temelini oluşturmaktadır. Bu konuda çok daha fazla detaya girebilir ve bir çok irdeleme yapabiliriz. Ama ben özellikle kısa tutmaya çalıştığım ve sanırım; İslam’ın temel bakış açısını özetleyebildiğim bu yazımda, yine kısa ve öz bir öneri yaparak tamamlamak istiyorum.
Ey Müslüman! Şeytan’ın en temel aracı, sende tetiklenmesi hep muhtemel kibir ve egondur. Özellikle de bu ego, “Herkes benim yolumu seçecek, ya da mahvolacak!” yönüne çok kolay saptırılabilir. Bu sebeple; İslam’ın, İnsan’ı, insan olmanın en güzel yolları çerçevesinde bir arada tutmak hedefinde olduğu bilinci ile:

Oku, ilim yap, araştır, öğren

Sadece, bildiğinden eminsen tebliğ et

Dön kendi işine bak

Toplumsal zarar, kişisel zarar, özetle herhangi tür şiddete yönelmedikçe, diğerinin ne yaptığı seni ilgilendirmez. Hem Kur’an-ı Kerim hem Efendimiz (sav), bir çok ayet ve hadisle defaatle bunu anlatır.

Kendi içinde de, farklılıkları bölünme sebebi, hele hele savaşma sebebi sayma. 
Yazımızı, Peygamber Efendimiz’in (sav), bir başkasının namaz kılışını tenkit eden bir kişiye sözüyle tamamlayalım. “Ne gereksiz bir iş yaptın!” diyor… Sözün içinde özellikle “gereksiz” kelimesi çok anlamlı. “Yanlış, kötü vs” demiyor, Alemlere Rahmet Hz. Muhammed (sav)… Özellikle de “gereksiz” diyor. Neden? Çünkü; a) gerçekten içselleştirerek, yani kendisi ikna olup kabul ederek öğretmedikçe, kişiyi tenkit ederek değiştiremzsin! b) Bu tenkit, sana hiç bir şey (sevap dahil) katmaz.
 
Kerbela’dan, Yezid’den ders alalım. Ey Müslüman! Ey İnsanlık! Bir olalım! İri olalım! Diri olalım!
 
Selametle
Abdullah Ali