Cemal Kaşıkçı mı, ABD-Arabistan Sa-va-şı mı?

TAKİP ET

bihavadis yazarı Ayda Kübra ARSLAN yazdı; Esselamü aleyküm sevgili Bihavadis okurları. Son günlerde gündemin baş döndüren hızına yetişmek pek mümkün olmuyor bizler için. Her an, her dakika yeni bir gelişme ile gündemin seyri ve nabzı bir anda değişiyor, piyasa alt üst oluyor. Geçtiğimiz günlerde Rahip Brunson'un serbest bırakılması ile beraber Amerika ile ilişkilerin düzeleceği sinyalini aldık ve dolar kurunun düşüşe geçmesi bunu kanıtlar nitelikte oldu.

Gerçi Rahip meselesine hiç değinmeyecektim, niyetim öyleydi ama neyse ki yargının kararını bekledik ve adalete güvendik. İnşallah Adil Öksüz gibi olmaz.
 
       Yine aynı şekilde süreci endişe ile takip ettiğimiz Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu’nda, iki katlı bina bile denilmeyecek bir binacıkta koskoca gazeteci Cemal Kaşıkçı kayboluverdi. 2 Ekim’den bu yana da kendisinin nerede olduğu da bir sır. İddialara göre konsolosluğa girmeden evvel Apple marka telefonu ile yine aynı marka akıllı saatini eşleştirmiş. Telefonunu da nişanlısına verip ‘Eğer içeriden çıkmazsam gerekli yerlere haber ver.’ demiş ve uyarmış.
       Arkadaşlar, bu demek oluyor ki kendisi bir şeylerden dolayı zaten çekiniyor ve bazı kimselere güvenmiyormuş. O yüzden hiçbir şekilde kayıp vakası olduğuna falan bizim inanmamız beklenmesin. Diyorum ya hepi topu iki katlı binacık. Ayrıca, akıllı saatinin ses kaydını açık bıraktığına ve bu kayıtta işkence edilerek öldürüldüğüne dair ciddi iddialar da mevcut.



       Hal böyle olunca insan düşünmüyor değil. Apaçık biliniyor ki bugün Arabistan’ın arkasında duran güç Amerika. Bunu eskiden gizli yaparlardı ama artık ona da gerek kalmadı, zaten aynı karede kardeş kardeş poz verebiliyorlar. Biliyorum ki o kürenin bulunduğu fotoğraf hepinizin zihninde canlandı. Peki, bu iki kardeşin aralarında ne var da birbirlerine karşı durmaya başladılar? Cemal Kaşıkçı eleştirel dili ile bilinen bir Washington Post yazarı ve bu üslubu yüzünden alıkonuluyor olması en kuvvetli ihtimali taşıyor.

       Az önce okuduğum bir habere göre konsolosluğa 5-6 araç Suudi yetkililerin geldiği ve ardından da Suudi Başkonsolosu’nun görevden alınmış. Haberin kaynağının Reuters olduğunu da belirtelim. Öte yandan Suudi yetkililer ısrarla olay ile bir alakalarının olmadığını iddia ediyormuş ve bunu Amerika Dışişleri Bakanı’ndan duyuyoruz. 

      Öteki taraftan Wall Street Gazetesi’ne göre Cemal Kaşıkçı, Konsolos Muhammed el-Uteybi’nin önünde öldürülmüş. Zerre kadar insanlıktan nasibini almamış olan Amerika mı veya onun yandaşı Suudi Arabistan mı doğru söylüyor, kestiremiyoruz.

       Bu mesele öyle bir çıkmaza gidiyor ki herkes işin içinden sıyrılıp iş bize kalacakmış gibi hissediyorum. Bu iki kardeşin elbet bir düşündüğü vardır. Yoksa Osmanlı’ya sırt dönerlerken de bir çıkarları olmasaydı İngilizlerle bir olmazlardı. Belki de tam tersine bu iki kardeşin arası açılacaktır.

       Açıkçası bu bizi çok da alakadar etmiyor. Biz sadece Cemal Kaşıkçı’nın sağ salim bir şekilde ailesine kavuşmasını Rabbimizden niyaz ederiz. Allah tuzak kuranların da bozanların da elbette en hayırlısıdır.

Selam ve dua ile.