HÜSEYİN NİHAL ATSIZ KİMDİR? Hüseyin Nihal ATSIZ şiirleri ve sözleri Atsız hakkında bilgiler

TAKİP ET

Edebiyatın ve Ülkücü camianın sevdiği Hüseyin Nihal Atsız kimdir ? Hüseyin Nihal ATSIZ şiirleri ve sözleri. Edebiyatçı Ebru Genç Korkmaz'ın kaleminden...

   
    Yaşıyor olsaydı eminim ona böyle hitap etmemden hoşnut olurdu, o Türklerin gerçek manada “Kutlu Ata’sı”. Herkes onu tanıdığı için sözü fazla uzatmak istemiyor ve ölüm yıldönümü sebebiyle Kutlu Ata’dan görüş ve düşüncelerine dair sözler paylaşmak istiyorum…



HÜSEYİN NİHAL ATSIZ SİYASETÇİDİR. TURANCI SÖZLERİNE KULAK VERELİM.

Türk’e kefen biçenin ölümü korkunç olur.
Gönlündeki yaraların kanını dindir… Yüzde yüz Türk olduğun gün cihan senindir!!!
Bir millet için, büyümekten korkmak kadar ölümcül bir düşünce olamaz.
Ülküsüz millet, şuursuz insan gibidir.
Milli mukaddesatı olmayan millet, Millet değil, hayvan sürüsüdür.
Milletler, ölebildikleri kadar yaşama hakkına sahiptir.
Bizler Türk Irkı sağolsun dediğimizde bize faşist diyenler, Türklüğün yok olmasını isteyen gerçek Faşistlerdir…
Cahil yazarın dediği gibi fikir özgürlüğüne düşman değiliz, sadece Türklük düşmanlığına düşmanız.
Olma böyle sinsi çakal, yahut engerek! Bozkurt gibi, kartal gibi döğüşmek gerek!
Türkçü, eyyamcı ve dalkavuk olamaz. Sert yaşamaktan hoşlanır ve en büyük sertliği de nefsine karşı gösterir.
Şerefliler “TAVİZ” vermez, şerefin “TAVİZİ” yoktur.
Buyursunlar… Bizim için savaş düğündür; Din Arap’ın, hukuk sizin, harp Türklüğündür.
Bize yalnız dans etmesini, iyi giyinmesini, kur yapmasını ve aşık olmasını bilen gencin lüzumu yoktur. Bize bugün mesleğinde usanmadan çalışacak, yarın hudutta göz kırpmadan ölebilecek genç lazımdır.
Anadolu yaylasında boğuşmak, Paris sokaklarında zamparalık yapmaya benzemez.
Kahramanlık yürü gider ölüme karşı, bir sevgili gibi basar onu bağrına.
İnsan büyür beşikte, mezarda yatmak için. Ve kahramanlar can verir, yurdu yaşatmak için…
Saygı olsun bu çelik atlıların gök tuğuna, Tuğu kaldırmış olan orduların başbuğuna.
Ölmezliği düşünmek boşuna bir emektir, Kahramanlık; saldırıp bir daha dönmemektir.
Yüz paralık kurşunla gider hayat dediğin, Tanrı Yolu uzaktır erken kalk, sıkı giyin.
Yazık, bütün ömrünce o kadar özlediğin, Kızıl Elma’na varmadan öleceksin.
Barış, savaşın başka metotlarla devamı ve silahlı savaşa hazırlığın ayrı bir şeklidir.
Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz; çünkü bu yol kutludur, gider Tanrı Dağı’na. 
Halbuki yoldaşını bırakıp dönenlerin, Değişilir topu da bir sokak kaltağına.
Siyasette muhabbet yalan palavra, Doğru sözü Kültegin Kitabesi’nde ara.
O yalancı istikbale bir perde indir! “Gerçek yarın” unutma ki bir gün senindir.
Bir düşün başların üstünde kağanlık tuğunu, Ruh duyar orda ölürken bile Türk olduğunu.
Ahlak, millet yapısının temelidir. O olmadan hiçbir şey olmaz.
Ahlakın meydana gelmesinde en önemli sebep soydur. Bir toplumun ahlakı, soyunun karışması ile değişebilir.
Türkçülük, büyük Türk ilinde Türk uruğunun kayıtsız-şartsız hakimiyeti ve istiklali ile Türklüğün her yönden, bütün milletlerden ileri ve üstün olması ülküsüdür.
Türkçülük yükselmek için değil, yükseltmek içindir.
Bana göre ticanilik, nurculuk, yobazlık, komünizm ve partizanlık gibi hastalıkların sebepleri, milli ülküden yoksunluktur.
Biz Yahudi’yi köpek çıfıt olarak tanırız.
Biz, bin yıl sonrasına hitap ediyoruz.



HÜSEYİN NİHAL ATSIZ SADECE SİYASETÇİ DEĞİL; AYNI ZAMANDA AŞK ADAMIDIR. BİR DE AŞIK OLAN ATSIZ’A KULAK VERELİM.

Edebiyat, gerçeklerin hayallerle süslenmesidir.

Bir gönülün ah u zar ile dolmasının ne demek olduğunu gönlü rahat olanlar anlayamazdı.

Ey handesi bin ev yıkan, afet sayılan kız, Kaçsan da, boğulsan da, gebersen de benimsin!

Aşkı için verince bu kadar emek, Varlıktan sıyrılıp ruh olmak gerek.

Bir gönülüm: Muratsız. Bir kartalım: Kanatsız.
Kendinden geçse Atsız, Dakikalar geçmiyor.
En güzel şiirlerini bütün olarak paylaşalım ki aşıklar birbirine okurken o ahengi yakalayabilsin…



MUTLAK SEVECEKSİN BENİ

Sevda gibi bir gizli emel ruhuna sinmiş;
Bir haz ki hayalden bile üstün ve derinmiş.
Gökten gelerek gönlüne rüzgar gibi inmiş,
Bir sır ki bu, ölsen bile açamazsın...

Anlatması imkansız olan öyle bir an ki,
Hülyadaki ses varlığının gayesi sanki...
Bak emrediyor: Daldığın alemden uyan ki,
Mutlak seveceksin beni, bundan kaçamazsın...

Kalbin benim olsun diyorum; çünkü mukadder...
Cismin sana yetmez mi? Çabuk kalbini sök, ver!
Yoktur öte alemde de kurtulmaya bir yer!
Mutlak seveceksin beni, bundan kaçamazsın...

Ram ol bana, ruhun yeni bir aleme girsin...
Yazmış kaderin: Aşkıma ömrünce esirsin!
Aklınla, şuurunla, hayalinle bilirsin.
Mutlak seveceksin beni, bundan kaçamazsın...


GERİ GELEN MEKTUP

Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervane olan kendini gizler mi hiç alevden?
Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu.

Gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse;
Ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse;
Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan,
Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse...

Ey sen ki kül ettin beni onmaz yakışınla,
Ey sen ki gönüller tutuşur her bakışınla!
Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince
Çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince
Gönlümdeki azgın devi rüzgarlara attım;
Gözlerle günah işlemenin zevkini tattım.
Gözler ki birer parçasıdır sende İlahın,
Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin;
Sen öldürüyorken de vururken de güzelsin!

Bir başka füsun fışkırıyor sanki yüzünden,
Bir yüz ki yapılmış dişi kaplanla hüzünden...
Hasret sana ey yirmi yılın taze baharı,
Vaslınla da dinmez yine bağrımdaki ağrı.
Dinmez! Gönülün, tapmanın, aşkın sesidir bu!
Dinmez! Ebedi özleyişin bestesidir bu!
Hasret çekerek uğruna ölmek de kolaydı,
Görmek seni ukbadan eğer mümkün olaydı.

Dünyayı boğup mahşere döndürse denizler,
Tek bendeki volkanları söndürse denizler!
Hala yaşıyor gizlenerek ruhuma 'Kaabil'
İmkanı bulunsaydı bütün ömre mukabil
Sırretmeye elden seni bir perde olurdum.
Toprak gibi her çiğnediğin yerde olurdum.

Mehtaplı yüzün Tanrı'yı kıskandırıyordur.
En hisli şiirden de örülmez bu güzellik.
Yaklaşması güç, senden uzaklaşması zordur;
Kalbin işidir, gözle görülmez bu güzellik...


AY YÜZLÜ GÜZEL KONÇUY
Mestim bugün aşkınla ay yüzlü güzel konçuy,
Gönlümde esip çınla, ay yüzlü güzel konçuy.
Şevkinle serab ettin, aşkınla harab ettin,
Payında türab ettin,ay yüzlü güzel konçuy.
Sensiz yaşamak boştur, birlikte ölüm hoştur,
Coştum, daha çok coştur, ay yüzlü güzel konçuy.
Sevginle geçip serden, bildim yaralar nerden;
Eyvah kara gözlerden, ay yüzlü güzel konçuy.
Zulmetteki mahımsın, gönlümdeki ahımsın,
Ömrümde günahımsın, ay yüzlü güzel konçuy.
Lebler sücü, bir tas ver; hem neş'e ve hem yas ver;
Hançer mi o kirpikler, ay yüzlü güzel konçuy.
Almış beni albızlar, gönlümde yaran sızlar,
Kurban sana Atsızlar, ay yüzlü güzel konçuy...

ADSIZ

Ey gözlerinin rengi, bütün ruhumu sarsın
Kalbimde bugün açtı siyah renkli çiçekler
Bir gün beni rüzgarlara kalbinle sorarsan
''Can verdi senin ruhuna çoktaan''diyecekler!

Taa kalbe giren gözlerinin şulelerinden
Gel sevgili gel, sen bana bir semli kadeh sun
Hiç titrememiş kalbimi tiretti yerinden
Oynattı evet, sendeki baş döndüren efsun.

Ey gözleri hançer gibi keskin, dişi kaplan
İster bana aşkın bütün alamını çektir
İster beni öldürmek için sineme saplan
Ölsem bile aşkım seni takib edecektir...

Bu şiiri siyasi olmadığı için aşk kategorisinde değerlendirelim;


KAHRAMANLARIN ÖLÜMÜ

Gerilir zorlu bir yay
Oku fırlatmak için;
Gece gökte doğar ay
Yükselip batmak için.

Mecnun inler, kanını
Leyla’ya katmak için.
Cilve yapar sevgili
Gönül kanatmak için.

Şair neden gam çeker?
Şiir yaratmak için.
Dağda niçin bağırılır?
Feleğe çatmak için.

Açılır tatlı güller
Arılar tatmak için.
Tanrı kızlar yaratmış
Erlere satmak için.

Ve son olarak da şu sözüyle bitirelim;

Vaktiyle bir Atsız varmış derlerse ne hoş!
Anılmakta hangi ruh olmaz ki sarhoş?




 Ebru Genç KORKMAZ
Bihavadis Köşe Yazarı