İnsan'ın En Büyük Düşmanı: Kibir 1

TAKİP ET

Kibir… İnsan'ın en büyük düşmanı… Tüm zamanların bir numaralı günahı… Ruhun derinliği yerine; bedenin sınırlarına hapseden kibir… Ölmemek için yaşayanın; ölmek için yaşayanı, anlamasını engelleyen kibir… Kendin olmayı, kendini bilmeyi unutturup da kendini mumla arattıran kibir…

 
İnsanı edebinden sıyıran kibir… İnsanı nefsine aşık eden kibir…
“Hiç” ile “hiç” arasında “Ben! Ben! Ben!” dedirten kibir
 
Dünyada, bin yıllardır var olan mücadelenin ta en başında, “Ağaçlar meyveler herkesin!” diyenlere karşı “Ağaçlar meyveler sadece bizim” diyenlerden; onların belki de yazılı tarihte ilk cisimleşmiş, isimleşmiş hali olan Nemrut’tan bu yana, insanın ve insanlığın en büyük düşmanı kibir…
İnsanı, insan oluyorum zannederken insanlıktan; medeni oluyorum zannederken, medeniyetten iyice uzaklaştıran kibir
İslam ile insan olmaya yaklaşmak yerine; gizli putperestlik ile insan olmaktan uzaklaşmayı tercih ettiren kibir… İslam’ı karanlık; putperestliği aydınlık gösteren kibir… 
Batı(l)ı hak; Hak’kı batıl zannettiren kibir…
Tüm peygamberlerce, ve en sonunda en gelişkin, en son haliyle Hz. Muhammed’in (sav) tebliğ ettiği yerine, “ben daha iyisini yaparım!” diye bata çıka hala kanun ve adalet aratan kibir…
Yolunu şaşırmışların ve yolunu hala bulmadığını itiraf edenlerin; yolunu bulmuşları aşağılamasına sebep olan kibir…
İnsanın; alemlerin bir parçası, bir organı olarak var olduğunu bilip de, adaleti misyon edinmek yerine; insanı, kendini ve diğer her şeyi birbirinden bağımsız zannedip de, özgürlük misyonunun peşine düşüren kibir…
İnsanı azimle, ait olduğu bütüne hizmet etmek yerine; hırsla, bütünün diğer her parçasını kendine hizmetçi etme çabasına sevk eden kibir…
İradesizliğin, düzensizliğin, vurdumduymazlığın,  adını özgürlük koyduran kibir…
Yüzeysel, basit, geçici, kısacık dünya ve dünyevi zevkleri; sonsuzluğa, derinliğe, “ol” maya ve Hak’ka, hakikate tercih ettiren kibir…
İnsanı bozan kibir… Dünyayı bozan kibir… Doğayı bozan kibir…Alemleri bozan kibir…
Bozarken “Biz düzeltenleriz!”[1] dedirten kibir…
 
“Bir damla petrol, bir damla kandan değerlidir!”[2]
ile “Biz medeniyiz, kanını döküp petrolünü çaldıklarımız barbar”[3] cümlelerini, maalesef kendini medeni sanan aynı topluluğa kullandırabilen ve o topluluğun kendi itirafını[4] bile fark etmesini engelleyen kibir… Kısaca, “koca koca” diye tabir edilebilecek bir zavallı kitleyi bir o yana bir bu yana çevirten kibir…

Ayrıldıkça, ayrıştıkça, bölündükçe, bağımsızlaştıkça, birbirinden, insan olmaktan, değerlerden, kültürden, devletten, toplumdan koptukça kuklalaştığını fark ettirmeyen kibir
Dünyanın, canlının, insanın ritmi Ay Takvimi yerine, Pagan Güneş Takvimi’ni tercih ettiren kibir… Pazar’ı[5] Cuma’ya[6]; Ocak’ı Muharrem’e[7] tercih ettiren kibir…
İlmi yok sayıp, üzerine yüzeysel bilimi kuran kibir… İlmi unutturup, bilim[8] ile kısıtlayan kibir
Barbarlıkla çalarak iki yüz yılda bütün gücü ele geçirip; ondan öncesi yokmuş gibi; ondan önce insan, medeniyet, bilgi yokmuş gibi gösterten kibir…

Sırf, vitrine ve “özgürlük” safsatasına kanıp da, tecavüzün, tacizin, çocuk istismarının, sapkınlığın, alkolün, uyuşturucunun, silahın, savaşın, terörün, yalanın, barbarlığın, cehaletin, mekanikliğin, ruhsuzluğun, aldatmanın, hırsın kural olduğu “moderni”, “medeni” zannettiren kibir… Bütün çaldıklarına rağmen kendi içinde suçu engelleyemeyen, dünyaya suç ihraç ettiren kibir…

“İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” diyen, “doğru insan” yetiştirerek toplum oluşturma misyonu yerine, “Bırak insanı en hayvani özgür haline; dik hepsinin başına polis.” diyen ilkel misyonu başa taç ettiren kibir…
Her gün kasasını doldurmak için insan keserken, insan ezerken ve doğada ne bulursa yerken barbar; 3500 yıldır, doğanın dengesine dokunmayıp, yemek için evcil yetiştirdiğini yiyene “hayvan katliamı yapıyorsun” dedirten kibir…
Cahile, sırf daha güzel tüketiyor; dünyevi olana, vitrine, bedene bayılıyor diye kendini aydın zannettiren kibir…



200 küsur devletin toprağıyla, parasıyla, kurumlarıyla tamı tamına sadece 2 hanedana ait olduğu dünyada, demokrasi adına tek baş kaldıran devleti dikta ile suçlatan kibir…
Binyıllardır ve bugün de suç oranlarına bakıldığında, dünyanın vicdanı ve medeniyetin kesinlikle beşiği Ortadoğu’ya barbar dedirten kibir…
16. yüzyıldan itibaren, dünyaya, ilim, sağlık, eğitim, tarih, siyaset, din vs her konuda, tamamen “aydınlanmacılarca” kurgulanmış bir Yalan Dünya’yı armağan ettiren kibir…
Ve en acısıdır ki, “Sömürge (sözde) Aydınını” dünyevi olanın çekiciliği ile celladına aşık ettiren kibir
Ve en sonunda da, “Neden psikolojim bozuk?”, “Neden insanlık bozuk?”, “Neden dünya bozuk?” diye sorduran ve 200 yıldır, tamamen ve kesinlikle yönettiği dünyaya, “hala medeniyet bu barbarların yüzünden gelmedi.” dedirten kibir…

…Ve hepsinden önemlisi, Kurgu Dünya ve her türden baskı ile sadece kaynaklarını değil, özünü de kaybedip, aynı ezberlere bulanan Müslüman’ın, bir an önce kurtulması gereken kibir…
En sevdikleriyle bile, çözüm üretmek yerine, haklı çıkmak üzere tartıştıran kibir…
“Yol vermek, vermemek” gibi, hayatta anlamlı karşılığı olmayan bir kavramı var eden, ve bu uğurda kavga ettiren, adam öldürten kibir…
“Kötü söz sahibinindir” atasözünü unutturan kibir…
“Delikanlıya” fındık kabuğuna sığmayacak sebeple adam öldürten ve delikanlının ailesini ortada bıraktıran kibir…

“Dost acıyı söylediğinde”, saldırıyor zannettiren kibir…
Tembeli, ‘yapmayan’ ama ‘söyleyen’ yapan kibir…
Paylaşarak değil de, çalarak artacağını zannettiren kibir…
Bilgi paylaşmak için değil de, gol atmak için tartıştıran kibir…
Taraf olmayı, hakem olmaya tercih ettiren kibir…
Özgürlüğü, eşitliğe tercih ettiren kibir…
İçini değil de, dışını süsleten kibir…
Öz yerine egoyu şişirten kibir…

Kibir… İnsan’ın en büyük düşmanı… Tüm zamanların bir numaralı günahı
Ruhun derinliği yerine; bedenin sınırlarına hapseden kibir…
Ölmemek için yaşayanın; ölmek için yaşayanı, anlamasını engelleyen kibir…
Kendin olmayı, kendini bilmeyi unutturup da kendini mumla arattıran kibir…
İnsanı edebinden sıyıran kibir… İnsanı nefsine aşık eden kibir…
“Hiç” ile “hiç” arasında “Ben! Ben! Ben!” dedirten kibir
 
Selametle
Abdullah Ali [1] Kur’an-ı Kerim; 2/Bakara, 11: Bunlara, “Yeryüzünde fesat çıkartmayın” denildiğinde, “Biz ancak islah edicileriz (düzelticileriz)” derler.
 [2] İngiltere Başbakanı Winston Churchill’in, barbarlığının itirafı olan ünlü sözü…
 [3] İngiltere Kraliyet Bakanı Lord Gladstone’un ünlü cümlesi: “Türkler, maymun ile insan arası medeniyet yıkıcılardır.”  
[4] İngiltere Başbakanı Churchill: “Çanakkale’de Allah’a karşı savaştık. Tabi ki yenilecektik.”  
[5] Pazar Günü, İngilizce’de Sunday = Güneş (Pagan Tanrısı) Günü  [7] Muharrem: Dünyada enerji etkileşiminin en temel (büyük kütle) belirleyicisi olan Ay’a göre oluşturulan gerçek takvimin başlangıç ayı… Ocak: “çakma” Pagan Güneş Takvimi’nin başlangıç ayı  
[8] Bilim: rasyonel ve detayı analiz eden bakış açısıyla; bütün konusunda ancak yüzeysel ve yaklaşık sonuçlar üretebilen bilme yöntemleri bütünü

kibir kibir sözleri kibir nedir kibir ile ilgili sözler