İSLAM COĞRAFYASI NEDEN PARAMPARÇA?

TAKİP ET

Bu nedenle öldüren Müslüman, ölen Müslüman.rnKaymak yiyen kim? rnBaşkası elbette!

İSLAM COĞRAFYASI NEDEN PARAMPARÇA ?


ŞAHADET;

Bir olayın, bir durumun, bizzat içinde yer alarak, bizatihi yaşayarak tecrübesini yapmış olmaya ŞAHADET derler. Yani şahit olma durumudur.

 

Mesela; mahkemelerde, bir davanın çözümlenmesi için şahit aranır. Söz konusu davaya bizzat içinde yaşayan, gözüyle gören kimseler gelir şahitlik yapar. Değilse yapamaz.

Ola ki, gerçekten bizzat yaşamadığı bir olayda şahitlik yapmaya kalkarsa ona YALANCI ŞAHİT denilir. Yalancı Şahitlik yapmak suçtur. Atarlar içeriye!

 

En temel anlamda İSLAM, Barış demektir.

 

İslam’ın en temel ve ilk şartı ise, ŞAHADET’tir.

Neye şahit olunacak?

Allah’tan başka “ilah” olmadığına şahit olunacak!

Başka?

Muhammed'in, Allah’a Abd ve Resul olduğuna şahit olunacak!

Bu şahitlik yapılmadan İslam’a mensubiyet başlayamaz.

 

Nasıl şahit olunacak?

Bizzat yaşayarak, içinde yer alarak, tecrübe ederek şahit olunacak.

Durum gayet açık. Mesele net. Ne var ki ciddiyet isteyen bir mesele bu.

 

Kelime-i Şahadet’te ifadesini bulan kavramlara yabancı kalınırsa, (Allah korusun) yalancı şahitlik ortaya çıkıveriyor. Yalancı Şahitliğin akıbeti belli. Atarlar içeriye!

 

Allah, İlah, Muhammed, Abd ve Resul kelimelerinin her birinin anlamları ayrı ayrı detaylıca incelenmeli elbette. Ortak şeyler söylemeli, ortak şeyler konuşmalıyız.

 

İslam Dini akla uygundur. Tanımlar nettir. ‘sana göre’ si ‘bana göre’ si olmaz.

 

Bu yazıya konu edeceğimiz husus; ‘Muhammed’ kısmının, anlamından ziyade üstümüze oynanan oyuna bakacağız.

 

Muhammed derken, beşer yapısını düşünürsek ortaya sorun çıkıyor.

 

Muhammed’in beşer yapısı Hz Muhammed(SAV)’dir. Yani Şahs-ı Beşeri’yesidir.

Hz Muhammed(SAV) efendimiz, 571 yılında beşeriyete tenezzül etmiş, 632 yılında gömlek değiştirerek, Medine-i Münevvere’de ki kabrine defnedilmiştir.

 

Eğer, şahit olunacak olan Muhammed’in şahs-ı beşerisi olan cismaniyeti ise 632 yılından sonra artık bu imkansız hale gelmiş olur.

 

İşte bu noktada, etkin yıkıcı güçlerin algı operasyonları ile, İslamiyet’e zarar verebilme kabiliyetleri ortaya çıkıyor.

 

Önce, bizleri, Kelime-i Şahadet’le şahit olunması şart edilen Muhammed’in, cismaniyeti ile yani şahs-ı beşerisi ile Hz Muhammed(SAV) olduğuna ikna ediyorlar.

 

Sonra da bu imkansızı başarmamız için, vekil-i peygamber gibi sair isimlerle ortaya çıkan bir takım zevata bildirilen bağlılığın, Muhammed’e şahadet şartımızı yerine getireceğini bize ikna ediyorlar.

 

Elbette bu zevat içinde çok değerli ve iyi niyetli olarak ve dahi Allah korkusu ile, kendisine itikat eden bizleri mustakîm yola sevk etme gayretinde olanlar da çıkıyor. Amenna.

 

Ancak, oyun kurucu kendileri olunca, bu zevat rolünü oynayacak bir takım figüranları da kendileri hazırlıyorlar.

 

Sonuç ne oluyor ?

 

Sonuç, bu gün Ümmet’in içinde olduğu bölünmüşlük, parçalanmışlık, bir diğer gruba düşmanlık, hatta“AllahuEkber” diyerek, “AllahuEkber” diyen kardeşlerini öldürmekler… Öldürmeseler de her türlü kötülüğü yapmaklar… Yapamasalar da bunu istemekler…

 

Bu durum yeni değil.

Daha Allah Resulü Efendimizin sağlığında başladılar bu oyuna. O gün bu gündür devam ediyor.

Muhammed ibn-ül Arabi Hazretleri’ni İslam uğruna katledenler, Müslüman kardeşleri değil miydi!

 

Yani, İslam’da bir nev’iRUHBANLIK SINIFI yaratılıyor önce. Tabi kendileri belirliyorlar kim olacaklarını. Ruhumuz bile duymuyor bunları. Her biri toplayabildikleri kadar çevre ediniyorlar. Sonra da çekişmeler, düşmanlıklar ve birlik beraberlikten uzak tutmak ümmeti.

 

Bu gün İslam coğrafyasında onlarca mezhep, yüzlerce sözde alim, binlerce grup var. Her biri diğeri ile savaşır durumda. Önce bölüp ayrıştırıyorlar, sonra ellerine silah verip haydi “CİHAT yapın” diyorlar.

Bu nedenle öldüren Müslüman, ölen Müslüman.

Kaymak yiyen kim?

Başkası elbette!


Elbette tek neden bu değil, ama önemli bir neden bu!


Birbirimizi anlamamızın yolu aynı dili konuşmaktan geçiyor. Başka türlü bu oyunları bertaraf edemeyiz!