Kurtlukta Düşeni Yemek Kanundur!

TAKİP ET

Takvim yaprakları 17 Aralık 2010'u gösterirken Tunus'ta seyyar satıcı olan Muhammed Buazizi tezgahının ve arkadaşından ödünç aldığı terazisinin el konulması sonucunda kendini yakarak intihar etti. İşte bu intiharın Kuzey Afrika, Ortadoğu dolayısıyla Dünya'nın kaderini etkileyeceğini belki de ilk başta kimse tahmin bile edemezdi. 17 Aralık'ta yaşanan intihar 18 Aralık'ta Tunus sokaklarında büyük yankı bulmuş ve artık Arap Baharı nam-ı diğer Yasemin Devrimi başlamıştı.

250’den fazla insanın hayatını kaybettiği gösteriler sonucunda 23 yıllık Zeynel Abidin Bin Ali iktidarı sona erdi ve Muhammed Gannuşi ile ülkeyi terk etmek zorunda kaldı.
Ancak Muhammed Buazizi öyle bir ateş yakmıştı ki o yangın Tunus’un hemen ardından Cezayir, Ürdün, Sudan’a sıçramış 18 Ocak 2011’de Yemen’de başlayan olaylar bugün iç savaşa dönmüş durumda.



Mısır’da Hüsnü Mübarek diktatörlüğü devriliyor yerine şehit Muhammed Mursi geliyor ancak çok geçmeden Mursi’de CIA operasyonuyla derdest edilerek Mısır yeniden diktatöryal rejimin kollarına bırakılıyordu.
Hüsnü Mübarek devrilirken o süreçte Mısır’da önde gelen isimlerden Fawaz Rashed, Mısır’da verdiği röportajda “Gösteriler Facebook’ta zamanlanıyor, Twitter’dan koordine ediyor ve Youtube’dan Dünya’ya duyuruyoruz” diyerek olayların aslında basit bir halk hareketi olmasının çok ötesinde gayet bilinçli, organize ve istihbari kadrolarla yapıldığını gözler önüne seriyor.
Zaten dönem dönem meydanlarda OTPOR flamalarını görmekte pek mümkündü.



Ardından hayat şartları gayet iyi olan, herhangi bir ekonomik problem olmamasına rağmen Kaddafi yönetiminde Libya’da da işler iyiye gitmemeye başladı ve netice olarak Muammer Kaddafi yakalanarak sokaklarda linç edilerek öldürüldü.

Bahreyn, Kuveyt derken hiç şüphesiz Arap Baharı’nın en çarpıcı ve yıkıcı ülkesi Suriye oldu.

Sonuçlarını bugün sadece Suriye değil başta Türkiye olmak üzere mülteci krizi, insani kriz, PKK ve DEAŞ’ın terör oluşumları gibi çeşitli nedenlerle Avrupa ülkeleri de yaşamaktadır.

İşte Arap Baharı’nın bu kısa özetine bakınca ilk başta gerçekten haklı ve masum olan ekonomik kişisel bir isyanın sonuçları büyük bir insani yıkımı beraberinde getiren savaşlara neden oldu.
Peki mesele gerçekten ekonomi mi, özgürlük mü ya da basit iktidar kavgası mı?



Yıl 1965, yer Vatikan, konuşan Papa VI. Paul;
“Vatikan’ın görevi birinci bin yılda Avrupa’yı Hristiyanlaştırmaktı, ikinci bin yılda Afrika’yı Hristiyanlaştırmaktı ve üçüncü bin yılda Asya’yı Hristiyanlaştırmaktır.”

Kronolojiye bakınca planın tıkır tıkır işlediğini görüyoruz…
Vatikan ve türevlerinin sermayesi kaos, kan, göz yaşıdır!
Üçüncü bin yıla girilirken Türkiye liderliğinde yıllardır ayrı gayrı duran Türki Cumhuriyetler “Türk Devletleri Teşkilatı” adıyla bir birliği Dünya kamuoyuna ilan ettiler.

İşte bu birlik tüm dengeleri alt üst etti, taşları yerinden oynattı…
Doğu’da Çin tam “Bir Kuşak Bir Yol” ile kazan kazan diyerek pazarladığı yayılmacı politikası uygulayacakken nerden çıkmıştı şimdi bu TDT?

Ruslar zaten avucunda tuttuğu Orta Asya gücüyle sıcak denizlere inerek yeniden Çarlık Rusya veya Sovyetler ideallerine koşacakken TDT olur mu hiç?

ABD’nin, Afganistan’da ilmek ilmek ördüğü Orta Asya stratejisi TDT ile tehlikeye atılabilir miydi?

Peki Vatikan, Orta Asya’da güçlü TDT varken Asya’yı ne kadar Hristiyanlaştırabilir?



Türk Devletleri Teşkilatı’nın manevi başkenti Kazakistan’ın Nursultan şehri ilan edilmiş, Kazakistan yıllar sonra Rus alfabesini kaldırmış, Türki Cumhuriyetlerle ticari anlaşmaları geliştiriyorken iki gün önce doğal gaz ve LPG’ye gelen zamları protesto etmek için kitleler sokağa dökülerek hükümeti protesto etmeye başladı.
Ancak kısa bir süre sonra hükümet istifa etmesine rağmen olaylar daha çığırından çıktı sokaklarda yağmalamalar, devlet binalarının ateşe verilmesi, askerlerin dövülmesi, plakasız araçlarla silahların dağıtılması ve bunun sonucunda çatışmalarda 12 güvenlik görevlisinin öldürülmesi, binden fazla yaralının olduğu değişik bir sürece giderek olaylar amacının çok dışına çıkarıldı.
Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev ise apar topar Rusya’nın başı çektiği Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’nden müdahale etmesini istedi.
Rusya, Tacikistan ve Ermenistan hemen harekete geçerek askerlerini bölgeye yollamaya başladı.
Netice itibariyle ABD, Rusya, Çin, Vatikan, CIA, FETÖ kısacası Orta Asya’da planı olan herkes hep birlikle kolektif bir darbeyle Kazakistan’ı düşürüp kendi payını yemek için var gücüyle saldırıyor.
Türk Devletleri Teşkilatı için ilk ciddi sınav önünde duruyor şimdilik devlete destek açıklamasının dışında belirgin bir hamle yok, Kazakistan devletinin Ruslardan istediği gibi TDT’den destek istediği de ilginç bir şekilde yok.



Sona gelirken FETÖ’nün algı tetikçileri Kazakistan’da yaşanan olayları Arap Baharı gibi “Türk Baharı” olabileceğini ellerini ovuşturarak dile getirdiklerini belirtelim. Zira FETÖ, Orta Asya’da hala oldukça aktif hatta Kasım’da Türkiye’den okullarını kapatın çağrısı ısrarla yapılmış, uyarılmış ancak bu karşılıksız kalmıştı.

Olay “Türk Baharı” olarak evrilip Orta Asya’da yayılırsa Arap Baharı’ndan daha yıkıcı olur bunun altından ne Ruslar ne ABD nede Çin kalkabilir.

Hakkı Haykıran Adam

Sosyal Medyada #hakkıhaykıranadam
Instagram;
www.instagram.com/haykiranadam_/
Telegram;
https://t.me/joinchat/DUB8k6N6rZwzODA0
 

kazakistan astana nursultan nursultan nazarbayev türk devletleri teşkilatı türkiye kırgızistan türkmenistan azerbaycan macaristan özbekistan tacikistan ankara bakü arap baharı yasemin devrimi suriye libya tunus lübnan orta asya vatikan papa paul papa wash