Mehmet Âkif İnan'a Dair

TAKİP ET

Şair Mehmet Âkif İnan, eylem adamı ve teşkilatçılığı ile tanınmıştır. Hayat hikâyesi okunduğunda bu özelliği belirginlik kazanıyor. Eğitimci Yazar, Şair, Defterk Genel Yayın Yönetmeni Murat Soyak yazdı:

Hayatı ve çalışmaları

Mehmet Âkif İnan, 12 Temmuz 1940 senesinde Şanlıurfa’da doğdu. İlk ve ortaokulu Urfa’da, liseyi Maraş’ta bitirdi. Ankara Üniversitesi DTCF Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu. Öğrencilik yıllarında Hilal dergisi ve yayınlarını (1962-64) yönetti, Türk Ocakları Genel Merkezi’nde müdürlük yaptı(1964-69). Türk Taşıt Sendikası’nda sendikacılık faaliyetinde bulundu(1969-72). Gazi Eğitim Enstitüsü’nde Türkçe-edebiyat öğretmenliği yaptı. Kurucusu olduğu Eğitimciler Birliği Sendikası ve Memur-Sen Konfederasyonu’nun Genel Başkanlığını yaptı (1993-2000). Urfa’da 6 Ocak 2000 tarihinde vefat etti.

İlk ve yazı şiirleri 1957′den itibaren mahalli gazetelerde çıktı. 1959′da Derya adlı bir gazete yayımladı. 1969 yılında Edebiyat dergisinin, 1976′da Mavera dergisinin kurucuları arasında yer aldı. Edebiyat dergisinde çıkan yazıları ve 1977′de Yeni Devir gazetesinde yazdığı köşe yazılarıyla tanındı. Bazı ürünleri de Türk Ruhu, Türk Yurdu, Filiz, Yeni İstiklal, Hilal gibi gazete ve dergilerde yayımlandı. 1998′de Divan Şiiri ve Halk Şiiri geleneğinden yararlandığı şiirleriyle kendi kuşağının usta şairleri arasında gösterildi. 1982′de KASD Deneme Ödülü’nü aldı. 1995′te Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’ta yapılan Türkçenin 3. Uluslarası Şiir Şöleninde kendisine Mahdum Kulu Şiir Ödülü verildi.Eserleri: Hicret ,Tenha Sözler, Edebiyat ve Medeniyet Üzerine, Din ve Uygarlık, İslam Dünyası ve Ortadoğu, Cumhuriyet’ten Sonra Türk Şiiri, Aydınlar-Batı ve Biz, Edebiyat-Kültür ve Sanata Dair…

Şairin çağrısı

Şiir ile harekete, eyleme, kurtuluşa işaret eder. Yaşanan yıkımlardan, yenilgilerden sonra aşk ve gayret ile yeniden başlamak elbet mümkündür. Umut yoldaşımız.

“Her eylem yeniden diriltir beni
Nehirler düşlerim göl kenarında”

Mukaddes kitabımız bütün insanlığa gönderilmiştir. Evrensel bir çağrıdır bu. Ve şair bütün insanlığa seslenir.

“Türkümüz dünyayı kardeş bilendir.
Gökleri insanın ortak tarlası”

Çağın insanı derin bir buhranı yaşamaktadır. Modern kent hayatı için için insanlığı çürütüyor. Doğadan uzakta yapay, plastik bir hayat sunuluyor. Bu zindandan çıkış için bir yol bulunmalıdır.

“Betonlar mezardır düşe sevince
Saksılar doğaya özlem eylemi”

Toprak, su ve kuşlar şimdi uzakta. Bu durum beraberinde bir arayışı getirir. İnsan daima yitiğini arar.

“Aşka ve tabiata ulaştır bizi
Gel kurtar bu şehrin gürültüsünden”

“Hicret” kavramı Mehmet Akif İnan’ın şiirlerinde önemli bir yer tutar.

“Bitirip şu kara kuru ekmeği
Göç etsem diyorum yar ellerine”

Kurtuluşu, yeniden varoluşu hicret ile anlatır.

“Bu yoksul türküler bitsin diyorum
Sana hicret ettim yılgınlıklardan”

Ayrılık zamanıdır. Hüzün kuşları gökte uçuşur. Gidenler ve kalanlar…

“Sensiz bir yerlere taşınmak bir gün
Dünyanın dışına taşınmak bir gün”

Dünya telaşından uzaklaşmak ister. Aradığı huzurlu, dingin vakitlerdir.

“Yaslasam gövdemi karlı dağlara
Sonsuz bir uykuya kavuşsam bir gün”

Şair yaşadığı hali dillendirir. Yüreği acılar içinde, bir yangın yeri gibidir.

“Vurulmuş geyiktir sensiz zamanlar
İçimin ormanı bir yangın yeri”

Davayı yüklenmiştir. Sefer ile yükümlü bir sorumluluk içinde şair.

“Çağı kurtarmanın bir eylemidir
Çağ dışı görülen ilgimiz bizim”

Yerli düşüncenin oluşması, gelişmesi için çaba gösterir. Medeniyetimizin yeniden dirilişi için mücadele eder.

“Ve bir sofra gibi sersem önüne
Yerli düşüncenin ürünlerini”

Mehmet Âkif İnan, Büyük Doğu mektebinde yetişmiştir. Büyük Doğu düşüncesinin mimarı Necip Fazıl’a derin bir bağlılığı, hürmeti vardır.

“Anamı sorarsan büyük doğudur
Batı ki sırtımda paslı bıçaktır”

Gün gelir de susmayı tercih eder insan. Susmak aslında konuşmanın bir başka biçimidir.

“En iyi anlatış artık susmaktır
Anladım bunu ben seni bilince”

Şiiri hakkında

Alâeddin Özdenören, Mehmet Âkif İnan’ın şiiri hakkında der ki: “Âkif İnan’ın şiirinin en belirgin bir özelliği de duygu ve düşünce tasavvurudur. Kelimeleri öylesine seçer ki dil, anlam ve duygu seçilen kelimelerin oluşturduğu ilişki içinde tam bir bütünlük teşkil eder.”

D.Mehmet Doğan, Mehmet Âkif İnan’ın şiirlerindeki hikemî söyleyişe işaret eder: “Şiirde hemşehrisi büyük Nabi’nin hikemî şiir tarzını benimsedi. Az ve öz yazdı. Duygu ve lirizm değil; düşünce, akıl ve tefekkür şiirinin özünü teşkil ediyordu.”

Ali Fuat Bilkan’ın bu husustaki tespitleri şöyledir: “Âkif İnan, Divan şiiri nazım biçimini, hece veznini ve halk şiirini bir arada kullanma başarısını göstermiştir. Onun şiiri, bu yönüyle klasik şiirin üslup hususiyetini ve ifade kudretini modern zamana taşıyan bir şiir özelliği taşımaktadır. Âkif İnan, Divan şiiri ile günümüz arasında bir köprü kurmuş ve Türk şiirine yeni bir duyarlık kazandırmıştır. O, şiirlerinde, sosyal konuları, aşkı, tabiatı, sade bir ifade biçimiyle yansıtabilme başarısını göstermiştir. O’nun şiiri, ‘yerli düşüncenin ürünleri’dir. ‘Zamanı aşıp çağı yenileyen’ şiirlerdir. Âkif İnan, modern çağda millî ve geleneksel bir ses olarak Türk şiirinde kendine has bir yer edinmiştir.”

Mehmet Âkif İnan, şiirlerinde kadim şiir geleneğimizi yeniden yorumlar. Köklü öz, özgün bir söyleyiş ile yeniden hayat bulur. “Edebiyat ve Medeniyet Üzerine” isimli kitabında “Geçmişi ile ilişkisini kesmiş bir edebiyat, çağı ile de alakâsını koparmış demektir. Yani çağdaş da değildir; muallâktadır, gayr-ı beşeridir ve edebiyat olmak niteliğinden yoksundur” der.

Mehmet Âkif İnan’ın şiirleri, Divan şiiri ve Halk şiiri geleneğimizin bu çağda nasıl sürdürülmesi gerektiği hususunda kıymetli bir deneyimdir.

Modern kent hayatının getirdiği olumsuz sonuçlar, insanın anlam arayışı, yerli düşünce, devamlılık fikri, zaman, tasavvuf, mücadele, aşk ve hakikat gibi konular Mehmet Âkif İnan’ın şiirlerinde vurgulanır.

“Kim demiş her şeyin bitişi ölüm
Destanlar yayılır mezarımızdan"

Güzel insan Mehmet Âkif İnan’ı rahmetle anıyorum. Mekânı cennet olsun.


Murat Soyak



Berceste edebiyat dergisinin 150. sayısında (Aralık 2014) yayımlanmıştır.