Okurken sarsılacaksınız Milli Devlet Aklı Bahçeli ve Erdoğan...

TAKİP ET

MİLLİ DEVLET AKLI (Devletin Muhafızları) Okuyacaklarınız komplo teorisi ve masal değildir. Savaşın içindeydik. Önce içeriden kuşatmaya almışlardı. 17 Aralık 2013'te sözde yolsuzluk adı altında hukuk ve emniyet darbesi yaparlar. ABD ambargosunu delen ve ABD için pürüz çıkarması öngörülen Erdoğan ve ekibi tasfiye edilecekti. Bundan sonra Erdoğan nezdinde devlete büyük saldırılar gelecekti. 17 Aralık'ta kesin başarılı olacaklarını beklerken başarılı olamazlar. Her şey bundan sonra başlar.

Bundan sonra “devlet aklı”, devletin muhafız milli adamları tarafından harekete geçirilir. Nasıl mı? Sonuna kadar okuyun o halde. Bir sene sonra tarih 2014’ü gösterdiğinde Cumhurbaşkanlığı seçimleri olacaktır. Ak Parti’nin adayı Erdoğan’dır. Muhalefet ise bir aday çıkarıp Erdoğan’ı engellemek ister. Araya Bahçeli girer ve kimsenin tahmin edemediği sağ kökenli “Ekmeleddin İhsanoğlunu” bulur getirir. Bu da nereden çıktı diye herkes şaşırır.

Başta CHP ve FETÖ çok sıkı şekilde destekler. Fakat derin adam Bahçeli derin bir oyun oynamaktadır. Erdoğan’ın karşısına düşük profilli bir adamı bilerek çıkarmıştır. Bahçeli, profili daha da düşürmek için adayı tanıtırken, “Adayımız Emsaleddin” dediğinde tüm Türkiye güldü. Bunu bilerek yapıyordu. Daha adaylarının ismini bile doğru telafuz edemeyen bir muhalefet portresi çizerse adayın da muhalif cephenin de itibarı iyice düşecekti.

Devletin derin milli adamı Dr. Devlet Bahçeli, saçma bir ortak çatı aday ile devletin başka bir derin yerli
adamı Erdoğan için savunma zırhı oluşturuyordu aslında. İyi anlayın dostlar. Daha garip birşey oluyordu. Tarih uzmanı Ekmeleddin İhsanoğlu, okuduğu İstiklal Marşı dizeleri için “Mehmet Akif Ersoy’un Çanakkale şehitleri şiirinden heralde” dedi. Tüm Türkiye güldü ve “Bu adam daha İstiklal Marşını bilmiyor” dedi. Yine yanıldınız. Bahçeli’nin verdiği görevi layıkıyla oynuyordu. En sonunda Erdoğan %52 ile seçimi kazanmış, Emsaleddin Bey(!) %38 almış, Demirtaş %10 almıştı. Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı koltuğuna yerli bir adamı oturtmayı başarmıştı. Peki bu kadar mıydı? Değil. Milli karargah görevdeydi artık. Aktifti. Anlatalım. Dikkatli okuyun dostlar.



Bir sene sonra 7 Haziran 2015’te genel seçimler olacaktır. Bir yandan çözüm süreci vardır. Bu süreçte Bahçeli hep denge unsuru olarak görev yapmıştır aslında. Farketmediniz. Size bir sır vereyim mi? Erdoğan, çözüm süreci başlamadan önce sürecin kontrolden çıkmaması ve kontrollü devam etmesi için 2002 seçimlerinde %8 oy alarak meclise giremeyen MHP ve Devlet Bahçeli’yi 2007 seçimlerinde % 14 oy almasını sağlayarak meclise girmesini sağladı. Böylece çözüm süreci için bir denge unsuru oluşturdu. Bu kısa nottan sonra 7 Haziran 2015 seçimlerine gelelim. Seçim sonunda AKP %41, CHP %25, MHP %16, HDP %13 almıştı. Ak Parti’nin oyları çözüm sürecine tepki olarak MHP’ye kaymıştı çoğunlukla. Ekmelledin İhsanoğlu da MHP milletvekili olarak meclise girmiş Bahçeli’nin sağ kolu olmuştu. Ve hala yanında. Şuanki Cumhur ittifakını o da destekliyor İlginç değil mi? Devam…

Artık Ak Parti tek başına iktidar olamayacaktı. MHP, CHP, HDP koalisyon hükümeti kurabilirdi. Ta Pensilvanya’dan Fettoş, böyle bir koalisyon kurmaları için Bahçeli’ye yalvararak isteğini bildirdi. HDP ise Güneydoğu’dan Erdoğan etkisini yok edip sonrasında iç savaş için koalisyon için neredeyse yalvarmaya başladı. Bahçeli’yi övmeye bile başladılar. Bilmiyorlardı ki Bahçeli oyunu derin oynuyordu. Bundan sonra çok daha derin bir oyun oynadı hain sürüsüne. Anlatalım. Safları sıklaştırın.
Bahçeli ne Ak Parti ne de diğerleriyle koalisyon kurmam diye tutturdu. Her türlü koalisyon tekliflerine “hayır” diyordu. Stratejik hamleyi başlatmıştı Bahçeli. MHP’ye oy verenler Bahçeli’ye Ak Parti ile koalisyon kurmadı diye ateş püskürdü. Çünkü siyasi kriz oluştu. Bahçeli neyi amaçlıyordu? Tabi ki de erken seçim yapılmasını sağlayacaktı. Devlet Bahçeli, daha derin bir kurguyu ortaya sürdü. Erken secimden önce MHP’nin ağır topu Tuğrul Türkeş’i AKP safına gönderip kendine isyan ettirip MHP’nin oyunun erken seçimde AKP’ye geçmesini sağlayacaktı. Devlet Bahçeli’nin ayarladığı psikolojik harpti bu.
1 Kasım 2015 erken seçiminde AKP %50 oy aldı. Her şey bundan sonra olacaktı. FETÖ ve PKK’ya yönelik büyük operasyonlar başlayacaktı. Erdoğan, bir yandan da Ak Parti’deki AB’ci ve ABD’ciler tasfiye etmeye başladı. Avrupa Erdoğan’ı hedef tahtasına oturttu. Avrupa ABD odaklı diktatör, katil propagandaları arttı.



ABD, Türkiye’de darbe yapmaya karar verdi. 15 Temmuz’da darbe için harekete geçtiler. Darbe zorlukla bastırıldı. Eğer bastırılamasaydı büyük bir iç savaş çıkacak, PYD-DAEŞ sınırdan geçecek, NATO’nun silahlı müdahalesine kadar giden bir süreci yaşayacaktık. Ya sonra ne oldu?
Darbe bastırıldı. FETÖ ve PKK’ya yönelik yurt içinde büyük operasyonlar başladı. Beli kırıldı. Durulmadı. Daha önemlisini söyleyim. Birbirine düşmanmış gibi görünen milli karargahın adamları tespih taneleri gibi birleşmeye başladı. Bahçeli artık Erdoğan ile perde arkasındaki birlikteliğini perdenin önüne taşıdı. Emperyalist güçler ve içerideki adamları büyük saldırıya geçmişti çünkü. Bir savaş vardı artık ortada. Anayasa ve Başkanlık referandumunu beraber geçirerek otorite boşluğunu engellediler. Devletin derin delhizlerindeki milli karakterler de tespih tanesi gibi birleşip aktif hale gelmişti.
Göremezsiniz. Ama hissedersiniz. Yurtdışına operasyon başlatıp ABD kuklası olan PYD ve DAEŞ’e operasyonlar başlattı. İçeriden kuşatmaya alamadıkları Türkiye’yi dışarıdan kuşatmaya almışlardı. Avrupa da, ABD de Türkiye devletini ve milli karargahı tanıdı. Bu anlattığım süreç “İkinci Kurtuluş Savaşı” süreciydi. Basit değildi. Anlayamadık. Büyük bir bela atlatıldı. ABD’ci ekip tasfiye edildi.  Bahçeli ve Erdoğan birlikteliğini tasfiye etmek için büyük bir saldırı başlatacaklar. İstemiyorlar. Mevzu şahıs ve parti meselesi olmaktan çıkmıştır. Devleti ilelebet teslim almak için bir oyun kurdular. Ve devlet de kendi oyununu oynadı.   Kazanılması gereken bir seçim değil bir savaş var ortada dostlar. Savaşın içindeyiz.  Elde üç şey var: Vatan, mazlumların duası ve tarihi şuur.  Savaş istemiyoruz dedik, savaşmayı bilmiyoruz demedik… 

Mustafa Güldağı

devlet aklı devlet akli ve 1915 devlet akli ne ise yarar devlet aklı bahçeli devlet aklı 16 aile