Psikologa giden genç kız

TAKİP ET

Prof. Dr. Serap Göncü'nün kaleminden Sezgiler ile ilgili önemli bir yazı

Genç kız psikoloğa gitti.
Derdini anlatamıyor ama içindeki acıyı da durduramıyordu. Nişanlısına duyduğu kıskançlık dünyasını zindan ediyordu.  Kimle konuşsa o seni çok seviyor, yapmaz diyordu. Ama o hisler, içindeki sesler hiç susmuyordu. Hele nişanlısı her kıskançlık krizinden sonra dünyasını başına yıkıyordu. Her kavgadan sonra kızcağız pişman olsa da iş işten geçmiş oluyordu. Üstelik her defasında nişanlısı biraz daha uzaklaşıyor gibiydi. Ama içindeki bu duyguyu atamıyor, ne gecesi gece, nede gündüzü gündüz oluyordu. Çok seviyordu nişanlısını, gözü ondan başkasını görmüyordu. Onu mutlu etmek için her şeyi en iyisinden yapıyordu. Aslında kıskançlık krizleri olmasa çok da mutluydular.  Bir arkadaşı psikoloğa git konuş, yardım al, böyle olmaz dedi. Çözüm olacağına inanmasa da gitti. Bir saat kadar derdini, yasadıklarını ve duygularını anlattı.

Psikolog sorular sordu oda cevap verdi. Ama psikoloğun kalbine kurşun gibi saplanan sorusunu hiç unutmadı.  “Bu kadar eminsen, ne bekliyorsun” demişti. Ama sende kadınlık gururu var, sevgiliye toz kondurur mu? Evet, emindi sezgileri öyle söylüyordu ama o yine de nişanlısına konduramıyordu. Kendini suçladı, yanlış anlıyorum, kuruntu bunlar, zamanla tanıdıkça geçer diyordu. Ama geçmedi o duygular hep kaldı, kıskançlık bitmedi, hep şüphe içinde geçti günleri. Nikâh yüzüklerini sipariş verdikleri gün, maalesef şüphelerin doğru olduğunu da öğrendi.  İlk günkü sezgiler, doğru çıkmıştı.
Genç kız psikoloğa gitti. Derdini anlatamıyor ama içindeki acıyı da durduramıyordu. Nişanlısına duyduğu kıskançlık dünyasını zindan ediyordu.  Kimle konuşsa o seni çok seviyor, yapmaz diyordu. Ama o hisler, içindeki sesler hiç susmuyordu. Hele nişanlısı her kıskançlık krizinden sonra dünyasını başına yıkıyordu. Her kavgadan sonra kızcağız pişman olsa da iş işten geçmiş oluyordu. Üstelik her defasında nişanlısı biraz daha uzaklaşıyor gibiydi. Ama içindeki bu duyguyu atamıyor, ne gecesi gece, nede gündüzü gündüz oluyordu. Çok seviyordu nişanlısını, gözü ondan başkasını görmüyordu. Onu mutlu etmek için her şeyi en iyisinden yapıyordu. Aslında kıskançlık krizleri olmasa çok da mutluydular.  Bir arkadaşı psikoloğa git konuş, yardım al, böyle olmaz dedi. Çözüm olacağına inanmasa da gitti. Bir saat kadar derdini, yasadıklarını ve duygularını anlattı. Psikolog sorular sordu oda cevap verdi. Ama psikoloğun kalbine kurşun gibi saplanan sorusunu hiç unutmadı.  “Bu kadar eminsen, ne bekliyorsun” demişti. Ama sende kadınlık gururu var, sevgiliye toz kondurur mu? Evet, emindi sezgileri öyle söylüyordu ama o yine de nişanlısına konduramıyordu. Kendini suçladı, yanlış anlıyorum, kuruntu bunlar, zamanla tanıdıkça geçer diyordu. Ama geçmedi o duygular hep kaldı, kıskançlık bitmedi, hep şüphe içinde geçti günleri.

Nikâh yüzüklerini sipariş verdikleri gün, maalesef şüphelerin doğru olduğunu da öğrendi.  İlk günkü sezgiler, doğru çıkmıştı...

Prof. Dr. Serap GÖNCÜ
bihavadis.com