VEFATININ 60'INCI YILINDA MEVLEVÎ MEHMET DEDE

TAKİP ET

Konya Büyükşehir Belediyesi ile Konya Fikir ve Sanat Adamları Derneği ve SÜ Selçuklu Araştırma Merkezi'nin ortaklaşa düzenlediği Yaşayan Konya Hafızası İkindi Sohbetlerinin Koyunoğlu Müze ve Kütüphanesi konferans salonunda yapılan bu haftaki programında Mevlevî Ankaravî Mehmet Arısoy Dede anlatıldı.

Mevlevîhanelerde yetişmiş Mevlânâ Dergâhının son Hücrenişin dervişi Mehmet Dede, vefatının 60’ıncı yılında SÜ Mevlânâ Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Ali Temizel’in moderatörlüğünde Araştırmacı Yazar Av. Mehmet Ali Uz ve Ali Sait Selvi’nin konuşmacı olduğu bir panel ve sonrasında Muhammed Acıyan’ın okuduğu Kur’ân ve duâ ile anıldı. 

Panelde moderatör Doç. Dr. Ali Temizel, SÜ Mevlânâ Araştırmaları Enstitüsünün çalışmalarından örnekler verdi ve Konya’dan, Türkiye’nin değişik illerinden ve Yurtdışından, Hindistan, Malezya, İran gibi ülkelerden toplam 70 öğrencinin eğitim gördüğünü söyledi.
Temizel; “Bilimsel hazırlık aşamasındaki öğrencilerimiz genelde Farsça dersleri, Osmanlı Türkçesi dersleri almakta ve bu dersleri geçtikten sonra da yüksek lisans derslerini alarak tezlerini bitiriyorlar. Yeni, genç Mevlânâ ve Mevlevîlik uzmanları yetiştiriyoruz. İlim, kendileri isterse verilir. Biz hocalar olarak bir yere kadar faydalı oluruz. Daha sonrası ise öğrencilerimizin arzu, istek, azim, gayret ve çalışmalarına kalıyor.”dedi.

Mevlevî Hücrenişin Mehmet Dede’nin hayatını ve Mevlevîlikteki serüvenini anlatan Araştırmacı Yazar Av. Mehmet Ali Uz; “Cumhuriyet kurulduktan sonra 1925 yılında tekke, dergah, türbe ve zaviyeleri kapatan karar çıkartılır, hepsinin kapısına mühürlü kilit vurulur. Müze olması şartıyla sadece Mevlevî Dergâhı açık bırakılır. Bu kapılara mühür vurma hadisesi Türkiye’ye çok pahalıya mal olmuştur, faturası çok ağır olmuştur. Birinci zararı: tasavvuf terbiyesi yok edilmiştir. İkinci zararı: tekkeler, türbeler, zaviyeler; bütü bu tarihi mistik, binalardaki antika eşyalar, içeri girilmediği birkaç sene içerisinde tamamen yok olmuştur. Kapısından, penceresinden, ordan, buradan kediler, köpekler, fareler yuva yapmış, ne kadar tarihî eser varsa bakımsız kalan binaların tavanlarından akan sulardan zarar görmüştür.”dedi. 
Koyunoğlu Kütüphanesi görevlisi Ali Sait Selvi de Mehmet Dede’nin kendi el yazısıyla 70 varaklı defterine Hadis-i Şeriflerden, Mevlânâ’nın Mesnevî’sinden, Sultan Veled’in Rebabnâme’sinden, Mevlevî Dedelerin şiirlerinden, kibar-ı kelâmlardan, Mevlânâ müzesindeki hat örnekleri numunelerinden not tuttuğu örneklerden slayt eşliğinde bilgiler verdi.