ÖDÜL VE CEZA DENGESİ.
İnsan ömür-ü hayatında iki uç arasında gidip gelmekte. Hayatı anlamlı kılmamın yolu; her zaman orta yolu tutturması ve dengeli olmasına bağlı. Kısacık hayatımızda dengeli yaşamın önemi unutulmamalı. O halde denge nedir? Neden bu kadar önemlidir? Neden en doğru yol orta yoldur? Sorularına cevap arayalım.Orta yol; İfrat ve tefritin ikisi de kötüdür. Hak, ortadadır. İfrat ve tefriti anlatan Türkçe bir kelime yok. Tarifle anlaşılır. Aşırılık denebilir. Tefrit de ifratın zıddıdır. İfrat normalden fazla, tefrit de normalden az demektir. Aşırı giden helak olur. [Müslim]
Aşırı iki ucun olması helak olma sebebidir. Cimrilik ve savurganlığı dinimizde haram kılınmıştır. Ortada olan ise kurtulmuştur.
Denge ise; Karşılıklı iki kuvvetin denk duruma gelmesi halidir. Eğer bir cisim, her durumda denge halinde kalıyorsa bu cismin dengesinde, «bozulmaz denge» denir. İki uçta olmayan ortada olan demektir. Her hal ve hareketinde aşırıya gitmeyen anlamında.
Son zamanlarda sınıf içindeki öğrenci davranışlarını görüntüleri sosyal medyada boy göstermeye başladı. Bu görüntüler eğitim dünyasını derinden etkiliyor. Öğretmenlerin sınıf içindeki acziyeti ve öğrencilerin saygıdan yoksun ifrat içinde olması ve öğretmenlerine olan saygısızlık, öğrencilerin aşırı uç noktalardaki tavır ve davranışları,bu olaylar karşısında öğretmenlerin çaresizliği, statü ve prestijlerinin yerlerde sürünmesi düşünülmesi gereken bir konu.
3000 yıllık bir devlet geleneğine sahip bir milletin torunlarıyız. Biz çadır devleti ve çadır devleti tebası hiç değiliz. Üstelik 600 yıl İslam’ın bayraktarlığını yapmış bir milletin genlerini taşıyoruz.
O halde sınıflarımızda yaşanan içler açısı görüntüler nasıl izah edilmeli!
Eğer disiplin anlayışınız yoksa, yani bir kuralınız, bir kural metniniz, ananeniz örfünüz yoksa orada karmaşa, orada saygısızlık, orada vurdumduymazlık ve aşırılık vardır. İnsanoğlunu yaratılışında “şehvet ve gazab” doğuştan getirdiğimiz ve benliğimiz çepeçevre saran duygulardır. Bu aşrı uçluluğa kalp ve akıl denge kurmaya çalışır. Eğer kalp “şehvet ve gazap” a uyar ona yönelirse insan zıvanadan çıkar ve yaratılanların en aşağısına iner. Eğer kalp akla uyar ve onun uyarılarına uyarsa aşırılıkları terk eder, kendisine gelir. Yaratılanların en şereflisi olur.
Yüce kitabımızda cehennem ve cennet ayetlerinin arka arkaya gelemsindeki hikmet ise nefsine uyanların ve hiçbir kuralı tanımayanların sonlarının azap ve ebedi kalacakları cehennem olarak gösterilirken, cehennem en ince ayrıntılarına kadar tasvir edilerek gözlemimizin önüne serer, gösterir.
İyilik yapanların iyilikte bulunanların ise cennetle ödüllendirileceğini söylerken, cennetin bütün güzelliklerini de gözlerimizin önüne serer. İki arasındaki farkı düşünmemizi ister.
Yani hayasızlığın ve terbiyesizliğin haddi aşamanın cezası cehennemle, iyiliklerin mükafatı da cennetle ödüllendirilir. Ceza ve ödüldeki bu denge insanı da dünyada dengeli davranmaya zorlar.
Peygamberleri müjdeciler ve azap habercileri olarak göndermesi manidar değil midir? “Müjdeleyen ve uyaran peygamberler gönderdik ki insanların peygamberlerden sonra Allah’a karşı tutunacak bir delilleri olmasın! Allah izzet ve hikmet sahibidir.”(4/165)
” O gün bazı yüzler ağarır, bazı yüzler kararır. Yüzleri kararanlara: "İmanınızdan sonra küfrettiniz ha? Öyle ise inkâr etmenize karşılık azabı tadın(denilecektir)"(3/106)
"Cennet, mü'min ve muttakiler için mükâfat olarak hazırlanmış ebedi kalacakları bir meskendir." (Tevbe 72, Furkan 15)
Konumuza dönecek olursak sınıflarda yaşanan gayri ahlaki görüntüler ve öğrenci davranışları bu necip millete yakışıyormıyor. Bu milletin öğretmeni bu duruma düşürülmemelidir. Eğer okullarda ödül ve disiplini dengeleyemezseniz, yapanın yanına kâr kaldığı bir sistemi oturtursanız, yarın bu gençler dışarıda da terör estireceklerdir. Hocanın hakkı anne baba hakkından daha üstün olduğu anlayışının hakim olduğu bir toplumda yaşadığımıza göre, öğrencilerimize önce ahlaki ve kalp eğitimini vermek zorundayız. Öğretmenleri de çağının gereksinimlerine göre yetiştirmek, beklentilere cevap verebilecek donanıma sahip olabilmeleri için gerekli tedbirleri almak zorunluluğumuz bulunmakta.
Hiçbir şeyi zorla öğretemezsiniz, zorunlu eğitim ve öğretim yeniden gözden geçirilmeli, okullarımızda ve hayatımızda disiplin ön plana çıkarılmalıdır. Hiçbir suç cezasız kalmamalıdır. Suçluya merhamet, mazluma azaptır.
İşlenen her suçun bir bedeli olmalı ve bu bedel ivedi olarak uygulanmalıdır. Adalet yerini bulmalıdır. Geciken adalet adalet değildir. Uygulamada dengeniz yoksa, dengesiz olursunuz. Dengesiz her cisim ise yıkılmaya mahkumdur.
Adem DURAN
EĞİTİM UZMANI