Milli Eğitim konusunda Sayın Cumhurbaşkanımız başarı sağlanamadığını defaatle dile getirdi. Bir umut eğitimci olması hasebiyle bakanlığa getirilen Ziya Selçuk da MEB’i TED ve Rotaryenlerin insafına bıraktı. Neyse ki daha fazla yıkıma sebep olmadan Selçuk sözüm ona affını istemek zorunda kaldı.
Bir ülkenin kalkınması için iki şart vardır.
- İmam Hatip Okulları
- Meslek Okulları
28 Şubatçılar bunu bildiği için hem imam hatip hem de meslek okullarına darbe vurdular.
Milli Eğitimde;
- Öğretmen niteliği
- Öğrenci niteliği
- Sınavların seçme gerçekliği
- Yetenek tespit sorunu
- Meslek ortaokullarının olmaması
- Meslek liselerinin nitelik sorunu
- İdarecilerin seçiminde kriter sorunu
- İmam hatip ve meslek okullarında okuyan öğrencilerin üst kademeye geçerken adaletsiz sorulara maruz kalması
- Öğretim metodlarında problem
- Üniversitelerde okutulan derslerin sahada uygulama sorunu olması
- Değerler eğitiminin bertaraf edilmesi
- Manevi değerlerden yoksun müfredat
- Karma eğitimin kız ve erkek öğrencilere zarar vermesi
- Ders kitaplarının inanca aykırı hazırlanması vs. sorunlar var.
Mesleki liselerin iyileştirilmesi için görmüş oldukları eğitimden üniversite sınavında bir miktar sorunun sorularak hem öğrencilerin üniversiteye yerleşmesi avantaj hale dönüşmüş olur hem de mesleki derslerin itibarı artırılmış olur. Nitekim soru sorulmayan ders pek önemsenmemektedir.
Aynı şekilde İmam Hatip liselerinde görülen mesleki derslerin de alan bölümü (İslami ilimler ve ilahiyat fak.) yerleştirmelerinde avantaj olması için üniversite sınavında alana dair soruların sorulması; hem ilahiyat ve İslami ilimlere gidecek öğrencileri avantajlı hale getirir hem mesleki derslerin ehemmiyeti ve itibarı artırmış olur hem de ilahiyat fakültelerine alt yapıdan yetişmiş daha seçkin öğrenci grubu tercih edilmiş olur.
Alt yapıdan gelen öğrencilerin mesleki alanda gelişerek yetişmiş olmasıyla; din öğretimindeki (lise+fakülte+kurum(diyanet)) kalite de artırılarak -birey/-aile ve / -toplum kalite bulmuş olur.
Bir diğer husus da; proje İmam Hatip Liselerinde olduğu gibi LGS yüzdelik dilimi üst segmentte olup başarılı öğrencilerin Kartal, Beyoğlu, Kadıköy, Marmara İmam Hatip gibi projelere yerleşmesi nasıl sağlanıyorsa aynı şekilde,
-"Hacettepe ilahiyat"
-"Boğaziçi ilahiyat"
-"İTÜ ilahiyat"
gibi prestijli üniversitelerin ilahiyat bölümleri açtırılabilir.
Bu da
-Kartal
-Beyoğlu
-Kadıköy vs. üst seviye proje İmam Hatip Liselerinin öğrencilerinin bu tür ilahiyat bölümlerini tercih etmeleri sağlanmış olur. Bu şekilde hem ilahiyat fakültelerinin seçkinliği ve itibarı artırılmış olur, hem üzerlerindeki istenmemişlik algısı giderilmiş ve tercih edilir hale gelmiş olur hem de Diyanet (üst yönetimi) ve Ateşeliklerin kalifiye insanlarla buluşması sağlanmış olur.
Toplumun en zeki öğrencileri sosyal alanlara yönlendirilebilirse yani makina başında değil de insanlığın/toplumun başında olursa; makinayı diğer kişiler geliştirir, toplumu ise bu zeki insanlar yönetir.
Toplumu yönetmek için (big)veriyi analiz etmek gerekir, matematik gerekir, zekâ gerekir, bilgi ve araştırma gerekir.
Araştırmayan, analiz etmeyen, değerlerden yoksun kültürden uzak okuma yapmayan, ne Kuran’ın doğru mesajını anlayabilir, ne de klasik ve sabitlikten kurtulabilir.
Özetle,
Meslek liselerinde okuyan öğrencilere kendilerinin lise hayatı boyunca gördükleri derslerden sınavda kendilerine soru sorulmalı ve kendi alanını seçtiği zaman ek puan(devam ediyor) verilmelidir.
İmam Hatip okullarında okutulan derslerden de sınavda soru sorulmalıdır. Hem öğrencinin dersi daha dikkatli dinlemesini sağlar hem de gördüğü dersleri sınavda faydasını görmesi sağlanır.
Derken;
- Sınıfların başarı seviyesine göre şekillendirilmesi adaleti
- Özel okulların okul puanına etkisi sorunu (gelecek…)