"Alem çiçek olsa, arı ben olsam,
Dost dilinden tatlı bal bulamadım."
Bazı dostluklar vardır ki alemler ötesine uzanır. Birbirini sırf Allah için sevmek. Allah için bir araya gelmek ve birbirine Allah'ı hatırlatmak... İşte gerçek dostluk muhabbetullaha dayanır. İşte Bekir Fevzi Yıldırım ağabey ile bizim dostluğumuz muhabbetullaha dayanıyordu. Allah için birbirimizi sevdik. Muhabbet ettik.
Ve...
Yıllar önce bir sempozyuma konuşmacı olarak katılmıştım. Boşanmış aile çocukları üzerine bir sunum yaptım. Bekir Fevzi Yıldırım ağabey de programa katılmıştı. Program bitiminde yanıma geldi ve bir muhabbetle tanıştık. Gıyaben ben onu o beni tanıyordu lakin yüzyüze ilk görüşmemizde sanki yıllardır dostmuşuz misali muhabbet ettik. Müdürlüğünü yaptığım kuruma evi yakındı. Onu da aldım ve önce kuruma gittik muhabbete devam ettik. Kardeşlik bağımız davamızın sağlamlığı misali nurani bağlarla birbirine bağlandı. Asla da zayıflamadı. Kısa zamanda yılların dostluğu misali bir dostluğumuz oluştu.
Davası "Hak Yolunda Halka Hizmet Etmek" olan Güzel İnsan ile çok hizmetimiz ve çok kavgalarımız oldu. Kavgalarımız ise asla şahsımız için değil, ümmet, vatan, millet içindi. Ve asla küsmedik. Niyetimizi ikimiz de bilirdik. Fisebilillah...
Amacı Üzüm Yemek Dahası Yedirmekti, Bağcı Dövmek Değil...
Gazetede yaptığı bazı haberlerden dolayı bir STK başkanı Güzel İnsanı acımasızca eleştirdi. Hatta ofisimde büyüksaat gazetesine verdiğim roportaj haberini görünce bana " bu adamın neden reklamını yapıyorsun?" demişti. Bu çıkışının sebebini sorunca Güzel insanı çekemediğini farkettim. Güzel insana karşı söylemleri acımasız olunca ikisini bir araya getirmek istedim. STK başkanı ile birlikte 3 kişi daha ayarladık ve Güzel insanı aradım. "Siz gelmeyin ben gelirim, neyse konuşuruz. Siz yorulmayın" dedi. STK başkanı iddialarının arkasında duramayacağını anlamış olsa gerek, görüşme günü yüzleşmekten kaçtı. Bekir Ağabey ise ofisime geldi ve " Adnan kardeşim o kardeşimizi Allah affetsin. Asla iddiaları doğru değil. Ama o kardeşimiz nefsine yenilmiş. Bir insanı yetiştirmek kolay değil. O kardeşimiz önemli bir STK'nın başında yöneticidir. Zarar görmesin," dedi.
Hak ve Hukuk Gözetti
Beraber Kozan Ayşehoca köyünde Abdullah Yıldız ağabeyi ziyarete giderken akşam vakti petrolde durduk. İhtiyacımızı halledip arabaya doğru ilerlerken birden petrolün kantinine döndü aziz dostum Bekir Fevzi Yıldırım ağabey. Marketten birşeyler aldı ve arabaya geldi. "Ağabey ben hazır gıda pek tüketmem" dedim.
"Biliyorum Kardeşim, petrolün suyunu kullandık, enazından birşeyler alalım ki hakka girmemiş olalım" dedi. Evet işte nezaket ve Ebu Fukara Bekir Fevzi Yıldırım...
Fakirin Yoksulun Babasıydı Ebu'
Fukara: Bekir Fevzi Yıldırım
"Çay koy geliyorum diyebileceği dostları olmalı insanın."
Bir gün beni aradı ve "Dostum, geliyorum bana yemek ısmarla" dedi. Ofisime gelirken de eli dolu geldi. Ofisimin yakınında bir kebapçıya gittik. Yemek yedik. İstişare ve çay ile devam ederken kalan lahmacunları ve kebabı paketletti. "Ağabey kime vereceksin" diye takıldım. "Kimin kısmeti ise gelir bulur" dedi.
Az sonra kağıt toplayan bir gariban geldi. Hemen ayağa kalktı ve götürdü verdi. Genç kağıt toplayıcısı öylesine mutlu oldu ki, Bekir Fevzi Yıldırım ağabey daha mutlu oldu.
Biz Muhabbet Fedaileriyiz, Husumete Vaktimiz Yoktur
Sürekli sahada olmam hasebiyle karşı karşıya kaldığımız bazı haksızlıklara karşı bazen adım atacağımda istişare ederdim. Zalim olmaktansa mazlum olmayı yeğlemek gerek düsturunca "Kardeşim biz muhabbet fedaileriyiz, husumete vaktimiz yok. Biz hizmetimize devam edelim, Allah görüyor" derdi Dert ortağım, aziz dostum Bekir Fevzi Yıldırım...
Sadece Rızai İlahi
"Ağabey bu tecrübe ile siyasetten nice teklifler alıyorsun. Neden değerlendirmiyorsun? Sana başkanlık yakışır" diye takıldım (oysa asla siyasete alet olmasını istemedim). "Kardeşim ben ömrümün bu kısmından sonrasında sadece Allah'ın rızasına talibim, hayatımı Allah rızasını kazanmak için sadece yardım faaliyetlerine vakfetmek istiyorum" diyordu. Öyle de oldu.
Nerede fakir fukara varsa diline, dinine, rengine, ırkına bakmadan yardıma koşardı Ebu Fukara Bekir Fevzi Yıldırım...
Ve sen ey gönül adamı Güzel İnsan!
Öyle ansızın Rabbine vardın ki biz hazırlıksız yakalandık yokluğuna...
Gönüllerimiz mahzun, gözlerimiz nemli lakin gittiğin yer Sevgili ve En Sevgili diyarı olunca yüreğimiz huzurla dolu. Emaneti kabzetme zamanına kadar emanete emin oldun. Ve emaneti sahibine teslim ettin.
Ey dost!
Dostun fani mülkünden baki mülküne rücu ettin. Rabbim kabrini gül bahçesi eylesin. Mekanını cennet eylesin. Komşunu Alemlerin efendisi eylesin. Cemalullahı seyre muvaffak olasın. Ebedi hayatta buluşmak üzere aziz dostum, Güzel İnsan...
Adnan Kalkan
GÜZEL İNSAN
Karanlıkların sardığı şu çağda
Bir güzel insan geçti bu dünyadan
Menfaatlerin çakıştığı ağda
Bir Güzel İnsan geçti bu dünyadan
Diklenmeden lakin her dem dik duran
Bir duruş gösterdi o Güzel İnsan
İlmin izzetini her dem savunan
Bir Güzel İnsan geçti bu dünyadan
Dünyevi makamları öte itti
Allah'ın rızasını gaye etti
Hizmet bitti ücret almaya gitti
Bir Güzel İnsan geçti bu dünyadan
Gariban babası Ebu Fukara
Yardıma koşardı kim düşse dara
Eliyle sardığı binlerce yara
Bir Güzel İnsan geçti bu dünyadan
Yoksul kimsesizler babasız kaldı
Yokluğunda herkes dertten pay aldı
Göz yaşardı, mahzun gönül daraldı
Bir Güzel İnsan geçti bu dünyadan
Ey dost! ne hoş sen asıl Dosta vardın
Adnani der ben gibi burda dardın
Fani dünya değil bekaya yardın
Bir Güzel İnsan geçti bu dünyadan
Adnan Kalkan
12.9.2021/Adana