İstanbul Sözleşmesi Bir Medeniyetin Yıkım Projesidir
Bir medeniyetin temeli ailedir. İstanbul sözleşmesi insanı temel biyolojik cinsiyetinden değil toplumsal cinsiyeti üzerine bina edilmiş bir projedir. İnsanın biyolojik cinsiyeti bozulduğu takdirde insan yıkıma uğrar. Dolayısıyla İstanbul Sözleşmesi bu anlamda bir medeniyetin yıkımıdır.
Medeniyet Aile ile İhya Olur
İstanbul Sözleşmesi aileyi temele almak yerine bireyi merkeze almaktadır. Merkeze aldığı bireyse eşcinsel bireylerdir. Kadın kadına ve erkek erkeğe ilişkilerden çocuk meydana gelmeyeceğine göre, ailenin yıkımı projesidir denilebilir. Medeniyet aile ile ihya olur. İstanbul Sözleşmesi ise aileye savaş açmış durumdadır. Bu ailenin ihya olması yerine uzun vadede yerle yeksan olması anlamını taşır.
İstanbul sözleşmesi İstanbul Fethinin İntikamını Almaktır
İstanbul Sözleşmesi 6 asırlık İstanbul'un fethinin intikamını almaktır. Zulüm 1453'te başladı diyen zihniyetin ve Çanakkale'yi geçip Payitaht'ı ele geçirmeye çalışan zihniyetin tezahür etmiş halidir. Fatih'in toplarının karşısında tutunamayan surların ve Payitaht'ı Çanakkale şehitlerine karşı ele geçirmeye çalışan zihniyetin başarısızlığı, bugün İstanbul sözleşmesi ile intikam alanların projesidir. Müslüman basiretli olmalı.
Feminizm ile Kadın ve Erkek Düşman Edildi
Aile erkek ve kadının bir araya gelmesi ile kurulan bir kurumdur. Feminizm ile kadın bir nevi tanrılaştırıldı ve diğer yarısı olan erkek ile düşman haline getirildi. Ve bundan en büyük zararı da yine kadın gördü. Feminizm bir taraftan kadın hakları türküsünü çalarken diğer taraftan kadını muhtaç hale getirdi ve cinsel meta haline getirdi.
Partner Kavramı Zina Toplumunu Doğuracak
Partner kavramı ile karı koca kavramı lağvedilecek. Partner erkek erkeğe kadın kadına ilişkilerin de aynı zamanda önünü açacak olan kritik bir kavramdır. Dolayısıyla gerek evli gerek bekar kadınların veya eşcinsellerin bu kavram üzerinden kocasını aldatma ve kendi cinsiyle evlenmesinin önünü açacak olan kavramdır.
Kadının Beyanı Esas Alınması Adaleti Yere Serdi
Adalet hem kadın hem erkek için adalettir. İnsan, insan olduğu için değerlidir. Kadının ya da erkeğin beyanının esas alınması adaleti kendi kılıcı ile kesmek anlamını taşır. Ne kadının ne de erkeğin beyanı esas alınamaz bunun yerine haklı olanın beyanı esas alınmalıdır.
Kendi Kanunlarımız ile Aileyi ve Kadını Koruyabiliriz
"Birlikte ve karşı psikolojisi" acizlik anlamına gelebilmektedir. "Rağmen psikolojisi" ile kendi kanunlarımızı yaparak hem kadınlarımızı hem ailemizi hem de medeniyetimizi muhafaza edebiliriz. Türkiye Cumhuriyeti devleti ve yönetimi bunu sağlayacak kuvvet ve kudrettedir.
Masum Kavramlar Arkasına Saklanmış Dinamittir
İstanbul sözleşmesi her ne kadar ismi ile kadını korumaya çalışan bir sözleşme gibi görünse de belli başlı kavramlarla, koca yemek kazanının içine atılmış zehir misali bir sözleşmedir. Yani masum kavramlar arkasına gizlenmiş aileyi parçalayan dinamit misalidir.
Son pişmanlık fayda vermez
Her ne kadar o dönemde içeriği tam anlamıyla irdelenmese de yıkılan bunca yuva İstanbul sözleşmesinin ne şiddeti ne de aile yıkımını önleyemediği aşikârdır. Tam tersine yüzbinlerce insanın yuvası yıkıldı. Vaziyet daha kötüye gitmeden vazgeçmek gerek.
Dine Savaş Açıldı
İstanbul sözleşmesi ile dokunulamaz hale gelen LGBTİQ+ ahlak dışı pankartları açarak toplumsal ahlaka zarar vermekle birlikte din, gelenek, görenek gibi temel ananelerimize savaş açtı. En son kabe'ye ve Boğaziçi'ne kadar uzandı.
Sebep Olan İşleyen Gibidir
Unutulmamalıdır ki milletvekilliği ve bakanlık döneminde yaptıklarınız dünyevi hukuk tarafından sizi sorumlu kılmaz. Lakin "sebep olan işleyen gibidir" hadisi şerifi gereği bu veballe hesap meydanında, insanda meydana gelen bu hasarın müsebbibi olarak hesaba çekileceksiniz. Henüz fırsat elde iken tepkilerden korkmadan Allah'ın rızasını kazanmak için bu sözleşmeden vaz geçmeye çalışınız.
Sayın Cumhurbaşkanımız!
Siz ki Ayasofya Camii'ni açmaya muvaffak oldunuz. Neslimizi, medeniyetimizi ve ailemizi yıkımdan kurtararak bir neslin ihya ve inşası için İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçin. Bu ümmet 15 Temmuz'da nasıl arkanızda durduysa bu gün de bu yıkım karşısında yanınızda duracaktır.
Adnan Kalkan
Aile Danışmanı
Aile Bilim Kültür ve Eğitim Derneği Başkanı
Aile Meclisi Gn. Başkan Yardımcısı