HEDEF TÜRKİYE’NİN GÜNEYDOĞUSU
1993 yazının sıcak günlerinden birinde, Mümtaz Soysal, Hürriyet’teki “Açı” başlıklı köşesinde Kürt Sorunu’na değinmişti. Soysal, sorunun ardındaki uluslararası boyuta dikkat çekerken, bir de Washington’da kurulmuş olan bir thinktank’in kendisini bir Kürt devleti kurmaya adamış olduğundan söz etti. Washington Institute for Near East Policy adlı bu kuruluş, Soysal’ın aldığı ve yazısında aktardığı bilgilere göre, kurulmasını hedeflediği Kürt Devleti’ne Türkiye’nin Güneydoğusu’nu da dahil etme hesapları yapıyordu.
Türkiye’nin Güneydoğusu’nu kapsayan bir Kürt Devleti kurmayı hedefleyen Washington Institute for Near East Policy’nin (WINNEP) üç önemli yahudi üyesi: Martin Indyk, Richard Haass ve Richard Perle. Daha pek çok WINNEP üyesi de yahudi asıllıdır. Çünkü kurum, İsrail’in ABD’deki uzantılarından biridir.
Kısa adı WINNEP olan sözkonusu kuruluşun Kürt sorununa olağanüstü bir hassaslık gösterdiği ve sorunun ancak bağımsız bir Kürt devleti kurularak çözümlenebileceğini savunduğu, başka kaynaklarda da sık sık vurgulandı. Örneğin Cengiz Çandar da, WINNEP’in Kürt devleti kurma çabasına değindi. '
Çandar, WINNEP’in “Irak: Amerikan Politikası için Müstakbel Adımlar” adlı raporundan yola çıkarak, bir Kürt devletinin yolda olduğunu ima ediyordu. “... Adı geçen think tank’in (WINNEP) de Amerikan Ortadoğu politikasının be!
HEDEF TÜRKİYE’NİN GÜNEYDOĞUSU
1993 yazının sıcak günlerinden birinde, Mümtaz Soysal, Hürriyet’teki “Açı” başlıklı köşesinde Kürt Sorunu’na değinmişti. Soysal, sorunun ardındaki uluslararası boyuta dikkat çekerken, bir de Washington’da kurulmuş olan bir thinktank’in kendisini bir Kürt devleti kurmaya adamış olduğundan söz etti. Washington Institute for Near East Policy adlı bu kuruluş, Soysal’ın aldığı ve yazısında aktardığı bilgilere göre, kurulmasını hedeflediği Kürt Devleti’ne Türkiye’nin Güneydoğusu’nu da dahil etme hesapları yapıyordu.
Türkiye’nin Güneydoğusu’nu kapsayan bir Kürt Devleti kurmayı hedefleyen Washington Institute for Near East Policy’nin (WINNEP) üç önemli yahudi üyesi: Martin Indyk, Richard Haass ve Richard Perle. Daha pek çok WINNEP üyesi de yahudi asıllıdır. Çünkü kurum, İsrail’in ABD’deki uzantılarından biridir.
Kısa adı WINNEP olan sözkonusu kuruluşun Kürt sorununa olağanüstü bir hassaslık gösterdiği ve sorunun ancak bağımsız bir Kürt devleti kurularak çözümlenebileceğini savunduğu, başka kaynaklarda da sık sık vurgulandı. Örneğin Cengiz Çandar da, WINNEP’in Kürt devleti kurma çabasına değindi. '
Çandar, WINNEP’in “Irak: Amerikan Politikası için Müstakbel Adımlar” adlı raporundan yola çıkarak, bir Kürt devletinin yolda olduğunu ima ediyordu. “... Adı geçen think tank’in (WINNEP) de Amerikan Ortadoğu politikasının belirlenmesindeki ağırlığı tartışılmaz” diyen Çandar, kurumun yayınladığı raporda Kuzey Irak’taki Kürt hareketinin desteklenmesinin savunulduğunu hatırlatıyor ve rapordan, “Irak muhalefetinin şemsiye örgütü Irak Ulusal Kongresi’ne, onunla temas düzeyini yükselterek ve ona bölgesel ve uluslararası destek sağlayarak, desteği arttırmak” maddesini aktarıyordu.
Peki neden bu think-tank Kürt sorunuyla bu denli yakından ilgileniyor ve daha da önemlisi, sorunun çözümünün açıkça söylemese de, Türkiye topraklarının bir bölümünü de kapsayan bir Kürt devleti kurulmasından geçtiğini iddia ediyordu?... Belki ülkemizde çok yaygın olan “dış mihrak” edebiyatından hareketle, bu kurumun Ermeni ve Rum Iobileriyle ilgisi olduğu sanılabilir. Oysa bu kurum, başka bir “lobi”nin uzantısıydı.
Arap-İsrail sorununa İsrail yanlısı olarak değil, tarafsız bir şekilde yaklaşılmasını savunan Washington Report on Middle East Affairs dergisinin Mart 1993 sayısında sözkonusu think-tank’e oldukça geniş bir yer ayırıldı. Haberin başlığı şöyleydi: “Clinton’s Indyk Appointment, One of Many from Pro-Israel Think Tarık.” Yazıda Clinton’ın Ulusal Güvenlik Konseyi’nin Ortadoğu danışmanlığı masasına Martin Indyk’i atamasının, “İsrail yanlısı think-tank’lerden yapılan sayısız transferin yeni bir örneği” olduğu söyleniyordu. Çünkü Martin Indyk, İsrail lobisinin en ünlü isimlerinden birisiydi. İsrail’in ABD’deki resmi lobi kurumu olan AIPAC’ın (American-Israel Public Affairs Committee) araştırma müdürlüğü yapmış, İsrail eski Başbakanı Yitzhak Şamir’ in medya danışmanlığı ışini yürütmüştü. Avusturalya doğumlu bir yahudi olan Indyk, Sudan ve İran’ ın “terörist devlet” ilan edilmesinde oynadığı büyük rolle de dikkatleri üzerine çekmişti. Indyk, son olarak 1995 başında Clinton tarafından Amerika’nın İsrail Büyükelçisi olarak atandı.
Indyk’in önemli icraatlarından biri ise 1985 yılında, AI’ PAC’ın yöneticiliğini yapmış Los Angeles’lı bir yahudi olan Barbi Weinberg ile birlikte Ortadoğu konusunda strateji üre
HEDEF TÜRKİYE’NİN GÜNEYDOĞUSU
1993 yazının sıcak günlerinden birinde, Mümtaz Soysal, Hürriyet’teki “Açı” başlıklı köşesinde Kürt Sorunu’na değinmişti. Soysal, sorunun ardındaki uluslararası boyuta dikkat çekerken, bir de Washington’da kurulmuş olan bir thinktank’in kendisini bir Kürt devleti kurmaya adamış olduğundan söz etti. Washington Institute for Near East Policy adlı bu kuruluş, Soysal’ın aldığı ve yazısında aktardığı bilgilere göre, kurulmasını hedeflediği Kürt Devleti’ne Türkiye’nin Güneydoğusu’nu da dahil etme hesapları yapıyordu.
Türkiye’nin Güneydoğusu’nu kapsayan bir Kürt Devleti kurmayı hedefleyen Washington Institute for Near East Policy’nin (WINNEP) üç önemli yahudi üyesi: Martin Indyk, Richard Haass ve Richard Perle. Daha pek çok WINNEP üyesi de yahudi asıllıdır. Çünkü kurum, İsrail’in ABD’deki uzantılarından biridir.
Kısa adı WINNEP olan sözkonusu kuruluşun Kürt sorununa olağanüstü bir hassaslık gösterdiği ve sorunun ancak bağımsız bir Kürt devleti kurularak çözümlenebileceğini savunduğu, başka kaynaklarda da sık sık vurgulandı. Örneğin Cengiz Çandar da, WINNEP’in Kürt devleti kurma çabasına değindi. '
Çandar, WINNEP’in “Irak: Amerikan Politikası için Müstakbel Adımlar” adlı raporundan yola çıkarak, bir Kürt devletinin yolda olduğunu ima ediyordu. “... Adı geçen think tank’in (WINNEP) de Amerikan Ortadoğu politikasının be!
lirlenmesindeki ağırlığı tartışılmaz” diyen Çandar, kurumun yayınladığı raporda Kuzey Irak’taki Kürt hareketinin desteklenmesinin savunulduğunu hatırlatıyor ve rapordan, “Irak muhalefetinin şemsiye örgütü Irak Ulusal Kongresi’ne, onunla temas düzeyini yükselterek ve ona bölgesel ve uluslararası destek sağlayarak, desteği arttırmak” maddesini aktarıyordu.
Peki neden bu think-tank Kürt sorunuyla bu denli yakından ilgileniyor ve daha da önemlisi, sorunun çözümünün açıkça söylemese de, Türkiye topraklarının bir bölümünü de kapsayan bir Kürt devleti kurulmasından geçtiğini iddia ediyordu?... Belki ülkemizde çok yaygın olan “dış mihrak” edebiyatından hareketle, bu kurumun Ermeni ve Rum Iobileriyle ilgisi olduğu sanılabilir. Oysa bu kurum, başka bir “lobi”nin uzantısıydı.
Arap-İsrail sorununa İsrail yanlısı olarak değil, tarafsız bir şekilde yaklaşılmasını savunan Washington Report on Middle East Affairs dergisinin Mart 1993 sayısında sözkonusu think-tank’e oldukça geniş bir yer ayırıldı. Haberin başlığı şöyleydi: “Clinton’s Indyk Appointment, One of Many from Pro-Israel Think Tarık.” Yazıda Clinton’ın Ulusal Güvenlik Konseyi’nin Ortadoğu danışmanlığı masasına Martin Indyk’i atamasının, “İsrail yanlısı think-tank’lerden yapılan sayısız transferin yeni bir örneği” olduğu söyleniyordu. Çünkü Martin Indyk, İsrail lobisinin en ünlü isimlerinden birisiydi. İsrail’in ABD’deki resmi lobi kurumu olan AIPAC’ın (American-Israel Public Affairs Committee) araştırma müdürlüğü yapmış, İsrail eski Başbakanı Yitzhak Şamir’ in medya danışmanlığı ışini yürütmüştü. Avusturalya doğumlu bir yahudi olan Indyk, Sudan ve İran’ ın “terörist devlet” ilan edilmesinde oynadığı büyük rolle de dikkatleri üzerine çekmişti. Indyk, son olarak 1995 başında Clinton tarafından Amerika’nın İsrail Büyükelçisi olarak atandı.
Indyk’in önemli icraatlarından biri ise 1985 yılında, AI’ PAC’ın yöneticiliğini yapmış Los Angeles’lı bir yahudi olan Barbi Weinberg ile birlikte Ortadoğu konusunda strateji üretecek bir thinktank kurmuş olmasıydı. Washington Report’ un “İsrail yanlısı’ olarak tanımladığı bu kurum, Washington institute for Near East Policy (WINNEP) idi, yani az önce “Türkiye’yi bölme” hesapları yaptığına değindiğimiz think-tank! ...
Kurumun İsrail lobisiyle olan ilişkisi, daha doğrusu İsrail lobisinin bir uzantısı olduğu o kadar belliydi ki, Washington civarında “AIPAC’ ın bir kolu” olarak tanımlanıyordu. Örgütün kurulduğu yıl seçilen 11 kişilik yönetim kurulunda, 6 kişi AIPAC’ ın üst düzey yöneticisiydi. . .
Washington Report’un bildirdiğine göre, kurumun İsrail bağlantısı her geçen gün daha da güçlenerek devam etti. Başlangıçta sadece üç kişi istihdam edebilen enstitüde bugün en aşağı 30 civarında uzman, araştırmacı, yönetici çalışıyor. Kısa zamanda büyüyen enstitünün yıllık bütçesi 750 bin dolar civarında ve bu bütçe büyük ölçüde yahudi lobisinin ve yahudi cemaatinin bağış ve yardımlarından geliyor.
Enstitünün Indyk ve Weinberg dışındaki üyeleri de oldukça ünlü ve kurumun İsrail bağlantısına uygun isimlerdi. Washington Report’un yaptığı tanımlamalarla bu isimleri şöyle sayabiliriz:
“Amerikan tarihinin en İsrail yanlısı Dışişleri bakanı” olarak tanımlanan George Schultz; eski NATO genel sekreteri General Alexander Haig; “İsrail’in uzun vadeli destekçilerinden” BM eski temsilcisi Jeane Kirkpatrick; Mossad ajanı David Kimche ve İsrail Başbakanı’nın terör danışmanı Amiram Nir’le bağlantılı çalışan Reagan’ın mahkum olmuş eski Millî Güvenlik Konseyi danışmanı Robert Mc Farlane; Kissinger Şirketler Topluluğu’ndan Lawrence Eagleburger; Bush yönetiminde Dışişleri danışmanlığı yapan Dennis Ross; ABD’nin eski İsrail büyükelçisi Samuel Lewis; eski Savunma Bakanlığı yardımcılarından yahudi asıllı “Karanlıklar Prensi” Richard Perle; askeri yorumcu EdwardLuttwak; eski Başkan yardımcılarından Siyonist örgüt B’nai B’rith üyesi Walter Mondale; US News and World Report, Atlantic Monthly ve The New York Daily News’un sahibi
HEDEF TÜRKİYE’NİN GÜNEYDOĞUSU
1993 yazının sıcak günlerinden birinde, Mümtaz Soysal, Hürriyet’teki “Açı” başlıklı köşesinde Kürt Sorunu’na değinmişti. Soysal, sorunun ardındaki uluslararası boyuta dikkat çekerken, bir de Washington’da kurulmuş olan bir thinktank’in kendisini bir Kürt devleti kurmaya adamış olduğundan söz etti. Washington Institute for Near East Policy adlı bu kuruluş, Soysal’ın aldığı ve yazısında aktardığı bilgilere göre, kurulmasını hedeflediği Kürt Devleti’ne Türkiye’nin Güneydoğusu’nu da dahil etme hesapları yapıyordu.
Türkiye’nin Güneydoğusu’nu kapsayan bir Kürt Devleti kurmayı hedefleyen Washington Institute for Near East Policy’nin (WINNEP) üç önemli yahudi üyesi: Martin Indyk, Richard Haass ve Richard Perle. Daha pek çok WINNEP üyesi de yahudi asıllıdır. Çünkü kurum, İsrail’in ABD’deki uzantılarından biridir.
Kısa adı WINNEP olan sözkonusu kuruluşun Kürt sorununa olağanüstü bir hassaslık gösterdiği ve sorunun ancak bağımsız bir Kürt devleti kurularak çözümlenebileceğini savunduğu, başka kaynaklarda da sık sık vurgulandı. Örneğin Cengiz Çandar da, WINNEP’in Kürt devleti kurma çabasına değindi. '
Çandar, WINNEP’in “Irak: Amerikan Politikası için Müstakbel Adımlar” adlı raporundan yola çıkarak, bir Kürt devletinin yolda olduğunu ima ediyordu. “... Adı geçen think tank’in (WINNEP) de Amerikan Ortadoğu politikasının be!
lirlenmesindeki ağırlığı tartışılmaz” diyen Çandar, kurumun yayınladığı raporda Kuzey Irak’taki Kürt hareketinin desteklenmesinin savunulduğunu hatırlatıyor ve rapordan, “Irak muhalefetinin şemsiye örgütü Irak Ulusal Kongresi’ne, onunla temas düzeyini yükselterek ve ona bölgesel ve uluslararası destek sağlayarak, desteği arttırmak” maddesini aktarıyordu.
Peki neden bu think-tank Kürt sorunuyla bu denli yakından ilgileniyor ve daha da önemlisi, sorunun çözümünün açıkça söylemese de, Türkiye topraklarının bir bölümünü de kapsayan bir Kürt devleti kurulmasından geçtiğini iddia ediyordu?... Belki ülkemizde çok yaygın olan “dış mihrak” edebiyatından hareketle, bu kurumun Ermeni ve Rum Iobileriyle ilgisi olduğu sanılabilir. Oysa bu kurum, başka bir “lobi”nin uzantısıydı.
Arap-İsrail sorununa İsrail yanlısı olarak değil, tarafsız bir şekilde yaklaşılmasını savunan Washington Report on Middle East Affairs dergisinin Mart 1993 sayısında sözkonusu think-tank’e oldukça geniş bir yer ayırıldı. Haberin başlığı şöyleydi: “Clinton’s Indyk Appointment, One of Many from Pro-Israel Think Tarık.” Yazıda Clinton’ın Ulusal Güvenlik Konseyi’nin Ortadoğu danışmanlığı masasına Martin Indyk’i atamasının, “İsrail yanlısı think-tank’lerden yapılan sayısız transferin yeni bir örneği” olduğu söyleniyordu. Çünkü Martin Indyk, İsrail lobisinin en ünlü isimlerinden birisiydi. İsrail’in ABD’deki resmi lobi kurumu olan AIPAC’ın (American-Israel Public Affairs Committee) araştırma müdürlüğü yapmış, İsrail eski Başbakanı Yitzhak Şamir’ in medya danışmanlığı ışini yürütmüştü. Avusturalya doğumlu bir yahudi olan Indyk, Sudan ve İran’ ın “terörist devlet” ilan edilmesinde oynadığı büyük rolle de dikkatleri üzerine çekmişti. Indyk, son olarak 1995 başında Clinton tarafından Amerika’nın İsrail Büyükelçisi olarak atandı.
Indyk’in önemli icraatlarından biri ise 1985 yılında, AI’ PAC’ın yöneticiliğini yapmış Los Angeles’lı bir yahudi olan Barbi Weinberg ile birlikte Ortadoğu konusunda strateji üre
tecek bir thinktank kurmuş olmasıydı. Washington Report’ un “İsrail yanlısı’ olarak tanımladığı bu kurum, Washington institute for Near East Policy (WINNEP) idi, yani az önce “Türkiye’yi bölme” hesapları yaptığına değindiğimiz think-tank! ...
Kurumun İsrail lobisiyle olan ilişkisi, daha doğrusu İsrail lobisinin bir uzantısı olduğu o kadar belliydi ki, Washington civarında “AIPAC’ ın bir kolu” olarak tanımlanıyordu. Örgütün kurulduğu yıl seçilen 11 kişilik yönetim kurulunda, 6 kişi AIPAC’ ın üst düzey yöneticisiydi. . .
Washington Report’un bildirdiğine göre, kurumun İsrail bağlantısı her geçen gün daha da güçlenerek devam etti. Başlangıçta sadece üç kişi istihdam edebilen enstitüde bugün en aşağı 30 civarında uzman, araştırmacı, yönetici çalışıyor. Kısa zamanda büyüyen enstitünün yıllık bütçesi 750 bin dolar civarında ve bu bütçe büyük ölçüde yahudi lobisinin ve yahudi cemaatinin bağış ve yardımlarından geliyor.
Enstitünün Indyk ve Weinberg dışındaki üyeleri de oldukça ünlü ve kurumun İsrail bağlantısına uygun isimlerdi. Washington Report’un yaptığı tanımlamalarla bu isimleri şöyle sayabiliriz:
“Amerikan tarihinin en İsrail yanlısı Dışişleri bakanı” olarak tanımlanan George Schultz; eski NATO genel sekreteri General Alexander Haig; “İsrail’in uzun vadeli destekçilerinden” BM eski temsilcisi Jeane Kirkpatrick; Mossad ajanı David Kimche ve İsrail Başbakanı’nın terör danışmanı Amiram Nir’le bağlantılı çalışan Reagan’ın mahkum olmuş eski Millî Güvenlik Konseyi danışmanı Robert Mc Farlane; Kissinger Şirketler Topluluğu’ndan Lawrence Eagleburger; Bush yönetiminde Dışişleri danışmanlığı yapan Dennis Ross; ABD’nin eski İsrail büyükelçisi Samuel Lewis; eski Savunma Bakanlığı yardımcılarından yahudi asıllı “Karanlıklar Prensi” Richard Perle; askeri yorumcu EdwardLuttwak; eski Başkan yardımcılarından Siyonist örgüt B’nai B’rith üyesi Walter Mondale; US News and World Report, Atlantic Monthly ve The New York Daily News’un sahibi Mortimer Zuckerman; Yahudi cemaatinin yayın organların‘ dan New Republic’in yayıncısı Martin Peretz; Carter dönemindeki iç politika danışmanı ve İsrail için yapılan lobi çalışmalarının lideri Stuart Eizenstat; Bush yönetimindeki ya
hudi asıllı Millî Güvenlik Konseyi Ortadoğu danışmanları Richard Haass ve Aaron David Miller...
Washington Report’un da vurguladığı gibi bu isimlerin en büyük ortak özellikleri İsrail yanlısı görüş ve icraatlarıyla tanınmalarıydı. Zaten yarısına yakını Barbi Weinberg, ' Martin Indyk, Samuel Lewis, Martin Peretz, Richard Haass, Aaron David Miller,. Richard Perle yahudiydi. Kuruma üye olmasa da, çalışmalarına katkıda bulunan kişiler arasında da ilginç bir isim daha vardı: “Tarihin Sonu” teziyle ses getiren Francis Fukuyama... .
Washington Report, ayrıca kurumun “Kissinger bağlantısı” üzerinde de durmuştu. George Schultz’la birlikte “İsrail çıkarlarını en çok savunan Dışişleri Bakanı” ünvanını taşıyan Kissinger, Washington Report’un deyimiyle, İsrail taraftarı kurumlar arasındaki ilişkiyi koordine eden kilit isimlerden biriydi. “Sağ kollarından birini,” Lawrence Eagleburger’ı Washington Institute for Near East Policy’e üye yapan Kissinger, Washington Report’un haberine göre,bu bağlantıyı kullanarak kurum üzerinde etki kurmuş durumdaydı.