Esselamü aleyküm sevgili Bihavadis okurları.
Geçtiğimiz saatlerde Milli Eğitim Bakanımız Ziya Selçuk ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımı ile 2023 Eğitimde Vizyon Tanıtım Toplantısı, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirildi. KYK’nın yurtlarında kalan arkadaşlar beni anlayacaktır ki internet bağlantısı nedeni ile takip etmek benim için hayli zor oldu fakat bir öğretmen adayı olarak heyecan ve merak ile bu açıklamayı bekliyordum. Bu kadar heyecan ve merak ise Bakanımızın hem eğitim kökenli olmasından hem de geçtiğimiz Ocak ayında dinlediğim bir konferanstaki şu cümlesinden dolayı idi: “Karneler iki bölümden oluşur; sol taraf yani ders notları, tâlim kısmı iken sağ taraf yani davranış notları, terbiye kısmıdır. Tâlim kısmı için müdür, öğretmen ve veli bu kadar çabalıyorken, öğrencinin kişiliğini ve ahlaki değerlerini yansıtan terbiye kısmı hep es geçiliyor, arka planda kalıyor.” Bu görüşe sahip olmak yılların gözlemini taşır bünyesinde.
Bakanımız sistemin içerisinde aktif rol aldığı için sorunlara hâkim ve kendince birtakım çözüm önerilerine sahiptir diye düşünüyordum. Eğitim camiâsı ve toplum olarak büyük bir beklentiye de girmişiz ve istemsizce bir baskı oluşmuş adamcağızda. Kendisi konuşmaya başlarken ufak bir espriyle şapkadan tavşan çıkaramayacağını söylerken aslında mevcut sistemi baştan oluşturamayacağını ve var olanı iyileştirme yoluna gideceğini ifade etti. Bir de şöyle bir benzetmede bulundu: “Eğitim sistemi, 100 vagonlu bir tren gibidir. Spor arabayla yaptığınız dönüşleri bu trenle yapmak zordur.” Çok beklentiye girmeyin ama yavaş yavaş yenileneceğiz demektir bu. Neyse ki ümidim halâ bâki.
Açıklanan belge aslında 140 sayfadan oluşan bir rapor ve üç senelik bir yol haritası çiziyor. 2023 ülke hedefleri ile paralel olarak hazırlanan vizyon belgesinin belli başlı maddelerini özetlemek gerekirse tablo şöyle:
• Sınavlar ikinci planda kalacak ve öğrencilerin mümkün olduğunca az kademe atlama sınavlarına girmesine çalışılacak. Çok az sayıda okul için sınav yapılacak. Sınava giren öğrenci sayısının azalması ise öğrencilerde sınav baskısının azalmasını da sağlayacak. Yapılacak bu sınavlardan önce stres ve baskının azalması için her ay örnek sorular yayınlanacak. Bu sınavlarda ise akıl yürütme, eleştirel düşünme, yorumlama ve tahmin etme gibi zihinsel gelişim basamaklarına teşvik edilecek.
• Tüm okulların aynı kalitede ve nitelikte eğitim vermesi hususunda çalışmalar yapılacak. Böylece her öğrenciye eşit imkân ve fırsat eşitliği sağlanacak.
Yeni, esnek ve modüler müfredatlar hazırlanacak, bununla beraber ders saatleri ve çeşitleri azaltılacak. Dijital ortamların eğitimle ilişkilendirilmesi ve öğrencilerin dijital becerilerinin gelişimi desteklenecek.
• İlköğretimde öğleye kadar ders yapılacak ve öğleden sonra tasarım ve beceri atölyelerinde öğrencilerin ilgi ve ihtiyaçlarına yönelik çalışmalar yapılacak.
• Türkiye’de eğitimin belkemiğinin kırılma noktası olan ortaöğretimdeki alan seçimleri 9. Sınıftan itibaren başlayacak ve 12. Sınıf üniversiteye yönelik olacak. Mesleki eğitimde yeniden yapılandırmaya gidilecek ve mesleki eğitimlerin kalitesi arttırılarak üniversiteye yığılma azaltılacak. Uluslararası sertifikasyonlar ile öğrencilere diplomadan ziyade yetkinlik kazandırılacak. Öğrencilerin yetenek ve mizaçlarına göre eğitim verilecek.
• Yöneticilerin yetkileri ve sorumlulukları arttırılıp her okulun kendi bütçesini oluşturmasına fırsat verilecek.
Cumhurbaşkanımızın açıklamış olduğu detaylar ise şöyle:
• Pedagojik formasyon eğitimi düzenlenip MEB tarafından verilecek. Yapılan açıklamaya göre daha önce sertifika programı olarak uygulanan 'pedagojik formasyon' bundan böyle yüksek lisans programı haline getirilerek, Türkiye Öğretmenlik Mesleği Uzmanlık Programı olarak uygulanacak."
• Okul öncesi eğitim gerekli şartlar oluştuktan sonra zorunlu hale gelecek.
• Sözleşmeli öğretmenlik uygulamasında 4+2’den 3+1 sistemine geçilecek.
• Meslek içi eğitimler ile öğretmenlerin bilgileri devamlı güncellenecek.
Dileğimiz bu raporla beraber eğitim kalitesinin artması ve 2023’e daha donanımlı gençlerle ilerlemektir. Sayın Erdoğan’ın da ifade ettiği gibi geleceğin Alparslanları ve Fatihleri bizim nesildedir. Atalarımızdan gelen bu kanı eğitimle şahlandırmak her Müslüman Türk gencinin boynunun borcudur.
Sözlerimi noktalarken bir eğitimci olarak meslektaşlarıma seslenmek istiyorum. Bu nesil bizlerin elinde şekillenecek ve Türkiye’nin geleceğini bizler belirleyeceğiz. Bu şuurla görevimizi layıkıyla yerine getirelim ve yeni Türkiye’nin gençlerini atalarına yakışır şekilde yetiştirelim.
Selam ve dua ile.
Bu konudaki fikirlerinizi benimle paylaşır mısınız?
E-mail: [email protected]
Instagram&Twitter: @aydakubraa