Esselamü aleyküm sevgili kardeşim, öncelikle gel, hele bir bayramlaşalım. Çok şükür ki bu yıl da Ramazan’ı uğurlayıp bayramı etmek nasip oldu. Allah nice nice bayramlar görmeyi hepimize nasip etsin. Gerçi bazı memleketlerde henüz bayram değil malum hilal bahsi yüzünden. Gördük mü, görmedik mi? Arefede miyiz, değil miyiz?
Bir ilahiyatçı değilim, ne yazık ki âlim de değilim. Niyetim burada sizinle hilal ihtilafını tartışmak da değil. Asıl mesele sevgili okurum, neden bayram gününü dahi bir olup beraber olup aynı günde kutlamayı beceremiyoruz? Neden aramızda hep bir muhalif ses olmak zorunda? Neden 1,5 milyarlık İslam dünyası aynı güne karar verip de sevincini beraber yaşayamıyor?
Bak elin Yahudisine, bir hedef koymuş kendine. Bir örgütü var, inandığı ve kendine görev addettiği bir davası, bir amacı var. Arzı Mevud için yapmadıkları kötülük, dökmedikleri kan kalmıyor ama örnek almamız gereken şey bu değil, inanmışlıkları.
Dön bir de Hristiyan âlemine bak. Papa Avrupa’nın içinde minicik, kimsenin beğenmediği yerden bütün Hristiyan devletleri, milletleri ve bürokratları yönetiyor. Onun tek bir sözüneyse tabiri caizse hepsi kul köpek oluyor, el pençe divan duruyor. Zaten tarih boyunca insanları etkisi altında tutan en önemli şey din değil miydi? İslamiyet’i ve Osmanlı’yı üst üste Haçlı seferleri vurmadı mı? Bir araya gelmeyecek krallar, çarlar, prensler Müslümanlara karşı durmadı mı? Onlar hep birdiler, birlikteydiler.
İğneyi kendimize batırma vakti… Peki ya bizim bir olduğumuz zamanlar olmadı mı? Oldu, hatta biz, İslam dünyası sadece şu son yüzyılda başsız kaldık hilafetin kalkmasıyla. Mekke ve Medine Suudilerde, eh o zaman onlar baş olsun.(!) Ya hu adamlar Peygamberin (sav.) beldesine kilise açıyor kilise. Kudüs davasında ilk sesi çıkması gereken devletlerden biriydiler. Ha belki o ara Trump ile poz vermekle meşgul de olabilirler. Kendileri bir nevi uşaklık yapıyor zaten. Öyleyse Suudilerden bize bir şey çıkmaz.
Geriye başka hangi seçenek kaldı? Osmanlı mirası Türkler ve Türklerin lideri Erdoğan. İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) dediğimiz yapı bu anlamda çok önemli bir yer tutuyor çünkü tüm dünyadaki Müslüman devletlerin ortak çatı altında buluşmasına imkân tanıdı.
Peki, ya Erdoğan’ın yeri? Kendisine Allah uzun ömürler versin, o çoğu İslam toprağında halife olarak anılıyor. Yüzyıl önce düşen hilafet bayrağı, bugün Erdoğan’ın eline Müslümanlar tarafından veriliyor. İnşallah o bayrak düştüğü yerden kalkacak. İsteseler de istemeseler de o bayrak kalkacak çünkü bu Allah’ın muradı. Bayrak kalktığındaysa bütün İslam dünyası zalime ve kâfire karşı tek bir yumruk olarak geri dönecek. Şimdi bize düşen, bir olabilmek için adı gibi er doğan bir adamın yanında olmaktır.
Varın gidin, bayram ziyaretlerinde eşi dostu ikna edin, dinleyin, anlatın. Neden Erdoğan diyenlere benden bir de selam söyleyin ve ekleyin: “İslam dünyası bir ve beraber olsun diye, mazlumların gözyaşı dinsin diye, zalimin ve kâfirin devri son bulsun diye ERDOĞAN!”