Aradığımız her şey kendimizin bir yansımasıdır. Mevlana’nın güzel ifadesiyle “neyi arıyorsan O’sun sen”. Bir insanı tanımak istersen, onun dünyadan beklentilerine ve yaşamı boyunca aradıklarına bakmalısın. Sözleri, konuşması, iması ve niyeti kişiyi tanımak için birer ipucu. Bencil bir insan sürekli ben diye cümleye başlaması, güzelliğe önem veren birisinin her konuşmasında güzellikten bahsetmesi, mala mülke önem veren birisinin hep bu konulardan bahsetmesi vb. gibi.
Günümüz insanının tanımanın diğer ve en önemli yollarından birisi de sosyal medyadır. Değerli bir ilim insanı bir insanın sosyal medyasında paylaşımlarına, sözlerine baktığımda o insanın nasıl insan olduğunu az çok anlarım demişti. Ne kadar doğru bir söz. Kendi kişisel paylaşımlarımızı, fotoğraflarımızı, sözlerimizi insanlarla paylaşmak istediğimiz bilgileri veya önerileri paylaşmak gayet güzel şeyler.
Peki sosyal medyada her insan böyle mi? İnsanları kötüye sevk eden nice şeyler de var. Ak ile kara birbirine karışmış. Güzel ile çirkin işlerin, şer ile hayrın zıtlıklarıyla dolu sosyal medya. Şuan 18 yaşından küçük genç kızların elinde içki bardakları, dekolteli bir şekilde giyinerek dikkat çekmeye çalıştıkları; şarkı söyleyerek, dans ederek video çektikleri bir sanal dünya var. O videoların altında gerçek hayatta tanımadığı erkeklerin lakaytsız yorumları ve bunun kızlar tarafından hoşuna gidilmesi gibi bir durum var... Dışarıda tanımadığın bir erkek laf atsa sinirlenirsin ama sosyal medyada sana laf atıyorlar ve tepkisiz kalıyorsun. Ya da dışarıda bağıra bağıra şarkı söylüyor musun, dans ediyor musun? Cevabı hayır ise sosyal medyada neden her şey mübah? Dışarıda ayıp olan şeyler burada ayıp değil mi?
Sosyal medyanın çirkin yüzünü örnek verecek olursak, son zamanlarda katil zanlısı Ümitcan Uygun’un hesabı ele geçirildiğinde kadınların attığı mesajlar bu çağın insanının çürümüşlüğünün bir özeti. Evli bir kadın, (!) bir kadını katleden adamla birlikte olma tekliflerinde bulunuyorsa, bu kişilikte olan kadının çocuklarını nasıl yetiştirileceği beklenir? Bekar kızların o katil zanlısına yazdığı; tabir i caizse laf atmaları çok çirkin. Ve bilmediğimiz nice çirkin yüzleri var bu sosyal medyanın; bilmiyoruz bile...
Fuhuş grupları, zarar odaklı oluşmuş topluluklar burada. İnsanın fıtratına dahi uymayan eşcinselliği özendirmek, normal bir şey gibi göstermeye çalışanlar da burada. Gençleri bunalım ve intihara sevk eden videolar dahi burada. İnsanların beynini yıkama odaklı çalışan, din karşıtı insanların engin denizi sosyal medya. Ve işin en trajik yanı da şuan küçücük çocukların dahi ellerinde telefon olması. Ve bu sanal dünyanın içindeler. Yetişkin olmayan bir birey için, sosyal medya ‘diken üstünde yürümek’ demektir. Aileler bu konuda çocuklarını araştırarak ve ihmal etmeyerek titiz şekilde davranmalılar. Çünkü dışarıdan da daha tehlikeli bir dünya avuçlarının içinde. Parkta düşmesinden daha kötüsü sosyal medyada özgür bırakılmış bir çocuğun bu sanal dünyadaki avlara düşmesidir.
Şimdi biz kendimiz ne arıyoruz, elimizde avucumuzda ne var buna bakalım. Sözlerimize, yaşantımıza davranışlarımıza bakalım. İğneyi kendimize değil, çuvaldızı kendimize batıralım. Ve bu kötü sosyal dünyanın güruha inat, hayırlı ve faydalı işler için çabalayalım. Gerek yaşamımızda, gerek sosyal medyada insanlara iyiyi, güzeli göstermeye ve öğretmeye çalışalım. Bir harfi dahi birisine öğretmek, ilimdir. Bir söz ile nice hayatlara dokunabiliriz. Öyle bir cümle kullan ki kendi hayatını da başkasının hayatını da güzelleştir. Öyle güzel ve verimli yaşa ki, insanlar sana özenip yaşamını güzel kılsınlar. Çalışkanlığınla, dürüstlüğünle, edebinle ve nice güzel davranışlarınla yaşa ki, günümüz nesilin düşünce dünyası değişsin, onlara örnek ol. İnsan vasfına yakışır nitelikte yaşa.
Şeyh Galib’in deyişiyle
Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen
(Kendine dikkatlice bir bak; sen âlemin özüsün.
Sen varlıkların gözbebeği olan insansın.)
Bu kirli ve paslı çağda, çamurlu arazide yetişip fakat yetiştiği ortama rağmen tertemiz kalan lotus çiçeği gibi olmak dileğiyle.
Melek gibi birisin Lotus çiçeğim, yüreğine sağlık
Köşe yazısından sıkılırdım ama sizin yazılarınız başka dünyalara götürüyor insanı ne kadar pırıl pırıl kalpli bir insansınız başarılar Ayşe hanım
Harika yazılarınıza bayılıyorum Allah kaleminize kuvvet versin