Arada playstation'da PES oynarım arkadaşlarla. İyi de oynarım. En belirgin özelliğim bol pas yapmamdır. Ki bu genelde galip gelmemi saglar.
Bu düzenli sayılabilecek PES karşılaşmalarında gözlemlediğim bir durumla, 15 yıllık siyasi-sosyal yaşantımız ve durumumuz arasındaki bir benzerliğe dikkatinizi çekmek istiyorum.
İlk zamanlar benimle yeni yeni maç yapmaya başlayan arkadaşlarım karşımda pek başarılı olamazdı. Bunun sebebi onlara da anlattığım gibi şunlardı; Belliydi ki benden önce kendi aralarında ya da kendileri gibi oynayan kişilerle maç yaparlar, oyunun ve oyuncuların özelliklerini ve yapılabilecek varyasyonları çok da kullanmadan en kısa ve kolay yoldan gol atmak ve galip gelmek için çalışırlardı.
Kendilerini ve oyunlarını geliştirmek için çabalamaz, farklı oyunları da başarabilmek için uğraşmazlardı. Çünkü dediğim gibi, daha çok kendi aralarında ya da kendileri gibi oynayanlarla maç yapar, bunun dışına çıkmalarına zorlayacak kişilerle oyun oynamaktan bir şekilde imtina ederlerdi. Bu da onlara kendi kalıplarıyla oynamanın yeterli olacağı bir düzen sağlardı.
Ben bir şekilde o düzenin içine girdikten sonra onların tekdüze oyunlarını kolayca savunabilmiş ve paslı/varyasyonlu oyunum sayesinde savunamayacakları bor oyun oynamayı başarmıştım.
Sonuç; hemen her maç benim için galibiyet onlar için hezimet..
Beni sıkacak kadar süren bir hezimet döneminin ardından hemen hepsinde gözle görülür değişiklikler farkettim.
Artık belli oranda paslaşıyorlar, özellikle değişik hücum varyasyonları konusunda gün geçtikçe gelişiyorlardı. Onları, benimle oynayana kadar denemedikleri farklı ve daha olması gereken bir oyuna zorlamıştım ve çoğu bunda başarılı olmuştu. Öte yandan her geçen gün ben geriye gidiyor, sürekli galibiyetlerin verdiği sıkılganlık ve belki de kibirle konsantrasyon ve motivasyon sıkıntısı yaşıyordum.
Bu iki durumun yeterince onların lehine ve benim aleyhime geliştiği günlerden itibaren tersine işleyen, daha çok onların galibiyetleriyle sonuçlanan bir dönem yaşadık.
Kendime gelip, yapmam gerekenleri yapmaya tekrar başladığımda, hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağını gördüm.
Zihinlerdeki kale yıkılmıştı. Ben artık onlar için yapamadıkları herşeyi yapan bir oyuncu değildim ve aldığım galibiyetlerin hiçbiri onlar üzerinde bir tahribat yaratmıyordu.
Şimdi o arkadaşların yerine laik-kemalist-sistem ürünü cenahı, benim yerime çoğunluğu akparti'de toplanmıs mütedeyyin cenahı, oyunun yerine de siyasi-sosyal mücadelemizi koyun ve yazıyı tekrar okuyun.
Ve lütfen benim çok da önemli olmayan bir oyunda yaşadıgım sonucu, çok önemli olan siyasi-sosyal yaşantımızda, özellikle de 2019 seçimlerinde yaşamamamız için ne yapmamız gerektiğini düşünün.