Yaşlı bir adama oğlu cep telefonu almış.
‘’Bunu cebine koy baba’’demiş.’’Hiç olmazsa gerektiği zaman senden haber alırız.Bak çaldığı zaman şuradan açar konuşursun’’
İhtiyar da telefonu cebine koymuş ama açma kapama düğmelerini bir türlü öğrenememiş. Zaten fazla da üstüne düşmemiş.
Bir gün camide saf tutmuş. Namaz kılarken telefonu çalmaz mı?
Yaşlı adamın kulakları duymadığı için oğlu, telefonun zil ses ayarını iyice arttırılmış olarak ayarladığından telefon zır zır çalıp duruyormuş.Haliyle telefon yüksek sesle zır zır çaldığından cemaat rahatsız olmuş.Adamcağız apar topar namazın bozulmasını da göze alarak telefonunu cebinden çıkarmış fakat bir türlü telefonu susturmayı bilmiyor,adamcağız çırpınıp duruyormuş.
Yanındaki Müslüman namazını bozmadan seslenmiş:
‘’Kul euzu bi rabbinnas
No’ya bas
No’ya bas!’’
Ama adamcağız bir türlü No’yu bulamıyor.Telefonda aynı şekilde öttükçe ötüyor.Yanındaki adam dua eder tonda sesini yükseltmiş:
‘’Kul euzu bi rabbinnas
No’ya bas
No’ya bas
Melikinnas
No’ya bas
İlahinnas
Şuraya bas be adam şuraya bas
Bu fıkra,bizim yaşantımızın hülasası değil mi?
Biz de yaşlı amca gibi, çağın gerekleriyle gelenekleri arasında sıkışıp kalmış durumda değil miyiz? Türkiye’de yaşlı adam gibi ne namazını doğru düzgün kılabiliyor, nede telefonu açıp kapatabiliyor.
İstanbul’daki anlı şanlı sosyetelerimize ne demeli? Defilelerden çıkıp,üfürükçülere,hocalara gitmiyorlar mı?
Hepsi için söylemek istemiyorum, başörtülü kızlarımızın kafasındaki başörtü, ben Müslüman derken,diğer taraftan ise vücut hatlarını röntgeni çekilmiş şekilde belirgin eden kıyafetleri en büyük Avrupalı benim der gibi değil mi?Bir taraftan fuarlarda içkili mekanları yasaklarken diğer taraftan ruhban okulları açmıyor muyuz?Kahvede okey masasından kalkıp cumaya gidiyoruz ve daha abdestimizi bozmadan yeniden okey masasına oturmuyor muyuz?Biraz ALLAH huzurunda biraz da şeytan sofrasında bulunmuyor muyuz?Büyük üstadımızın dediği gibi:
İNANDIĞI GİBİ YAŞAMAYANLAR YAŞADIKLARINA İNANMAYA BAŞLARLAR..!!! Bizde böyle yapmıyormuyuz?