AKILLI İNSAN KİMDİR?
İnsan akıllı ve inanan bir varlıktır. Her darlığın elbette bir genişlikle sonuçlanacağını bilen ve buna kalben inanan akıllı kimse, konuşmanın yararlı olacağı yerde dilindeki o güzelim nağmeleri inci gibi döker. Bir bakar etrafına, ortamı süzer. Her doğruyu her yerde söylememeye dikkat eder. Çünkü; ‘Akıllı insan, düşündüğü her şeyi söylemez; ama her söylediğini düşünür.’(Mevlana) Onun için düz akıllı insan değil, aklını iyi kullanan insan olmak önemlidir. ‘Dürüst insan, her zaman gerçeği söyler, akıllı insan ise yalnız zamanında.’ (George Bernard Shaw) Fitneye sebep olacağını düşündüğü tümceleri, doğruları yutkunur. Üstüne bir de soğuk su içer. Gerekirse iyilik getireceğine inanıyorsa, tatlı(ya da beyaz) bir yalan bile söyler, küskünleri barıştırmak, dağılacak olan yuvaları bir araya getirme uğruna kendisinden fedakârlık göstererek günahı omuzlar ve hem de arkasına bakmadan, yoluna hiçbir menfaat gütmeden devam eder.
***
Akıllı insan, sağlığına zarar gelecek veya kendisini bilmezlerin önünde minnet altında bırakacak yemeği elinin tersiyle iter ve güzergâhını değiştirir. Örneğin aslan, bir mağarada açlıktan öleceğini bilse hiçbir zaman bir köpekten arta kalan yemeği yemez. Gurur yapar. Midesi açlıktan kıvransa bile, açlığına göğüs gerer, yine de hayatına mal olsa bile bir alçağa avuç açmaz, kendini madara etmez. Bilir ki; kurt yavrusu asil insanların arasında büyüse bile, yine de bir kurt yavrusu olduğunu unutmaz, ona göre davranır. Dünyalık peşinde koşan basit insanlardan uzak durur. Aç gözlerin, bir gün elbet kara toprak tarafından doyurulacağını bilir. Ama ister ki gözlerini kanaat doldursun. Akıllı insan bunun için Yaratan’a el açıp içtenlikle duasını zamanında yapar. Duanın gerçekleşmesi için sabreder. Çünkü sabrı olmayanın insafı da merhameti de olmadığını düşünür. Ve sabretmeye devam eder. Umudunu hiçbir zaman yitirmez. Dünyanın her yerinde dilencilik âdetinin kalkmasını da ister. Zenginlere fakirler için de dua eder. Zenginlere kanaat sahibi olmaları yönünde dua eder. Çünkü; ‘Sahip olmadığı şeylere üzülmeyen, sahip olduklarına sevinen insan akıllı bir insandır.’ (Epiktetos) diye düşünür. Zenginlerin dünya nimetlerinin artmasıyla dertlerinin de arttığını, beraberinde gönüllerinde problemlerin çoğaldığına dikkat çeker. Dünya metaının insanlar için bir araç olması gerekirken, tam tersine bir amaç olduğu gerçeğini dile getirir. Eşyanın tabiatına aykırı olarak, insana hizmet etmesi gereken dünya mallarının, mallara hizmet eden insanların sayısının her geçen gün arttığına işaret eder.
***
Akıllı insan sıkıntılara katlanmadan mükâfatın elde edilemeyeceğini bilir. Bu imtihan içerikli dünya hayatında, tohum ekilmeden ürünün alınamayacağını düşünür. Onuru, haysiyeti, şerefi için düşmanı yenmek için tatlı canını gerekirse gözünü kırpmadan tehlikeye atar, ölüm kalım meselesi yapar. Akıllı insan bu noktada cesurdur. Ama istişare onun için önemlidir. Çünkü; ‘Akıllı insan aklını kullanır, daha akıllı insan başkalarının da aklını kullanır.’ (George Bernard Shaw) Denizin altında inci elde etmek için, kendi hayatını riske atar. Denizde hayatına son verecek balıkların varlığını bilmesine rağmen. Ne köpek balığından ne de timsahtan ne de diğer hayvanlardan korkmadan bunu yapar.
***
Akıllı insan aceleye getirmeden, koşmadan işini bitirmeye çalışmaz. Hemen sonuç almaya koşmaz. Akıllı insan ne yaptığının bilincindedir. Bir prensibi vardır onun. O da şudur: ‘Başkalarını bilen insan bilgili, kendini bilen kimse akıllıdır.’ (Laotsze) Doğru zamanlama peşindedir. Bilir ki; bahar mevsiminde çiçek açıp meyve veren ağaç, kışın elbette yapraksız kalacağının bilincine sahiptir. Ağır ağır ve sağlam bir şekilde, dinlene dinlene süreklilik ilkesini esas alarak iş yapar. Yaptığı işte de denemediği bir kişiye kesinlikle önemli bir sorumluluk vermez. Pişman olma riskini göze alamaz. Derdini de frekans/elektrik alamadığı insanlara, düşmanlarına derdini kesinlikle söylemez. Onlar bizi dinlerken, görünüşte üzülmüş rolüne bürünmüşlerse de içlerinden sevineceklerini bilir. Akıllı insan, dostlarını seçtiği kadar, düşmanlarını da akıllıca seçen insandır.
***
Akıllı insan, verim alacağı yerlere gider. Ömür sermayesinin kıymetini bilir ve kalan ömrünü israf etmeden kullanmaya çalışır. Yağmurun yağmasıyla verimli yerlerin canlandığını, bağ ve bahçelerin şenlendiğini, ama verimsiz çorak toprakların ise aynı yağmurdan istifade edemediğini, sadece dikenlerinin arttığını görür.
***
Kendisine biçilen ömrü son haddine kadar harcayan zalimin, daha zulmü bitmeden öldüğünü gördüğünde şüpheleneceği durum, zalimin zulmünün devam edip etmediği olacaktır. Akıllı insan elinden geldiğince zulme mani olmaya çalışacaktır. Eğer zulme mani olamazsa, zalimin vasiyetinde kendi kafadarlarına miras olarak bıraktığı mekânda bayrağı devralıp, zulümlerini bir kat daha artırarak, boyunuzun kulağı geçeceği aşikârdır. İşin vehametini düşünen akıllı insan, şekle şemale aldanmadan, vakit kaybetmeden zulme engel olmaya çalışır. Böyle bir mücadelede, savaş meydanlarında zayıf atın, şişman ineğe göre daha işe yaracağını, kıymetli olacağını bilir. Akıllı boy pos olmayan bir insanın, akılsız ve cahil boyludan daha iyi iş çıkaracağını bilir. Bir insanın üstünlüğünün onun uzun boylu, yakışıklı olması gibi göz kamaştıran fiziksel özelliklerinin değil, manevi yönünün, takvasının niteliği ile eşdeğer olduğudur. Koyun, file göre küçük olabilir ama sadece koyunun eti yenir. Bir insanın da kalın enseli ya da göbekli, cebi dolu birinin kaliteli bir insan olduğuna işaret değildir. Kaliteyi aradığımız kriterlerimizi, bir fabrika ayarlarına döndürmenin vakti geldi de geçiyor bile. Aksi halde hep aldanmaya devam edeceğiz.
***
Dünyanın her tarafında toprak vardır ama her toprağın özellikleri ve altında olan madenler her yerde aynı değildir. İnsanlar da böyledir. Her yerde güneş ve ay vardır ama her insanın ten rengi aynı değildir. Ne kadar güneşin verdiği ısı aynı olmasa da durum bundan ibarettir.
***
Abdulkadir Geylani Hazretleri ‘Akıllı kişi, işlerin başlangıcına değil, sonucuna bakar.’ der. Akıllı insan, insanların ne kadar hata-günah işlese de Yaratan’ a samimi bir duayla-tevbeyle cehennem azabından kurtulsa da, insanların dilinden kurtulmanın zorluğunu bilmelidir. Bu konuda art niyetli olanlar için de paslı bir demirin pasını cilanın gideremeyeceğinin farkındadır. Bir derde düşmeyen birinin kurtuluşun değerini bilemeyeceğini ve ancak bunu yaşayanlar bileceğini bilir.
***
Akıl kendi başına cenneti cehennem, cehennemi cennet yapabilir. Akıllı insanın tercihi elbette bu nokta da cennet olmalıdır ve ucuz da değildir. Akıllı insan cenneti kazanmak için hem kitapları hem de doğrudan hayatı okur.
Akıllı insanın edebi, aklın tercümanıdır. İnsan edebi kadar akıllı, aklı kadar şerefli, şerefi kadar kıymetlidir.
***
‘Akıllı insan, nefsini ıslah edip ölümden sonrası için çalışan kimsedir. Ahmak da nefsine uyup Allah-ü Tealaya (boş yere) ümit bağlayandır.’ (Hadis-i Şerif)
‘Akıllı, dürüst ve insaflı olmadan mutlu yaşanamayacağı gibi, mutlu olmadan da akıllı dürüst ve insaflı olunamaz.’ (Epikuros)
‘Akıllı insan her şeyin tek tek söylenmesini beklemeyen insandır. Akıllı insan arar bulur.’ (Bill Gates)