EĞİTİMDE ‘FITRAT’ IN ÖNEMİ -1
Albert Eınstein’a göre, ‘Bir ülkenin geleceği, o ülke insanlarının göreceği eğitime bağlıdır.’ Eğitim, insan üzerinde bir tasarruftur. Bu tasarruf, bilinmeden yapılamaz. İnsan bu tasarrufu âdetlere göre değil, ayetlere göre yapmalıdır.
Her doğan insan, fıtrat üzere doğar. ‘Fıtrat’ kelimesi terim olarak, Allah Teâlâ’nın mahlûkatını kendisini bilip tanıyacak ve idrak edecek bir hâl, kabiliyet üzere yaratmasıdır.
‘Fıtrat’ denilince aklımıza; yaratılış, yapı, karakter, tabiat, mizaç, hilkat, tabii eğilim, hazır olmak, huy, cibilliyet, içgüdü, istidat, adetullah, kalb-i selim, Peygamberlerin sünneti, ruh temizliği, Hakk’ı benimseme yatkınlığı, olumlu yetenek ve meyiller… gibi anlamlar gelmektedir.
Montaigne, ‘Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgâr yardım edemez.’der. Biz de fıtrata yönelmeyen bir eğitim, hedefine ulaşamaz ve hiçbir konuda muvaffak olamaz, deriz. Bu yüzden dikkat edilecek en önemli konulardan biridir, ‘fıtrat’.
Toplumda eğitim-okul denince, hayattaki en büyük mucizenin, küçükken iyi bir öğretmene rastlanılması olarak değerlendirilir. Ama eğitim, günümüzde yanlış olarak bilinen bir konudur. Eğitim, insan hayatında doğumdan sonra başlamaz. Bilakis eğitim, ana rahmine düşen tohum döneminden itibaren başlar. Bu işin fıtratında da bu vardır. Tohumu bilmeden toprağa atmamak, tohumun nitelik hesabını yaparak, ekilecek/dikilecek tarlayı da dikkate almak gereklidir. Yaratan’ın yardımıyla bu konuda bir planlama yapılmalıdır.
Yunus Emre’ye göre, ‘ Derdi dünya olanın, dünya kadar derdi olurmuş.’ Eğitim için dertlenen ve bunu kendi öz meselesi gibi görenler diğer adıyla fıtrat frekansına girenler, tarih değişse de ‘fıtrat’ gerçeğinin hiçbir zaman değişmeyeceğinin bilincindedirler. Onlara göre; yolu doğru olanın, hayattaki yükleri/sorumlulukları da ağır olacaktır.
General Features Corp, bizlere bir mesaj verir: ‘Her şeyden önce plan! Nuh Peygamber, gemisini yapmaya başladığı zaman daha yağmur başlamamıştı.’
İmam-ı Gazali Hz.’de, ‘Çocuğu İslam fıtratı üzere yetiştirmek için, ilk yapılacak şey; onun helal lokma ile beslenmesidir.’der.
Aslında dünya ve hayat, yeniden keşfedilmiş değil, ön plana sadece yeni görüş açıları ve değerleri geçmiştir. Ne değişirse değişsin, ‘fıtrat’ her zaman olduğu gibi evrensel konumunu korumaya devam edecektir. Farklı, yeni görüş açıları olsa da eğitimin merkezine ‘fıtrat’ konulmalıdır. Müfredatın içerisinde vazgeçilmez bir gaye olmalıdır. Bu konuda ferdi tecrübe(ler)den ziyade sosyal mirasa önem vermek gereklidir. Çünkü sosyal miras, milyonların/milyarların tecrübesini taşımaktadır. Geçmişte insan eğitiminde ‘fıtrat’ı eğitimin merkezine almayanların sonlarının hazinle bittiğini duymaktayız, okumaktayız. O yüzden geçmişin mesaj(lar)ı, tarihlenmemiştir. Aynı hatalar/yanlışlar yapıldıkça da, tarih tekerrür etmeye devam edecektir.
İnsan, onurla doğar. Peygamberimiz bir hadisinde; ‘Mü’min onurlu ve kerem sahibidir.’der. Eğitimin içeriğinde bu vardır ve olmalıdır da.
***
..........yazımız devamı vardır. Ya nasip...