Ben yardımcı kitaplara karşıyım!
Okullar
açıldı. Üçüncü hafta olmasına rağmen sürüp giden yoğun bir telaş, çünkü eğitim
neredeyse herkesi ilgilendiriyor. Bu yıl masraflar da yüksek. Fırsatçılar
piyasaya ateş salmaya çalışıyor.
Kıyafet,
servis, kırtasiye derken bu yazıda önemli olduğuna inandığım bir konuya
değinmek istiyorum.
Yardımcı
ders kitapları…
Özel yayınevleri tarafından basılan ve
cafcaflı reklamlarla öğretmenlere, öğrencilere, velilere dayatılan yardımcı
kitaplar…
Geçenlerde
bir öğretmen arkadaşım aradı. Okulun ilk günü başından geçen bir olayı anlattı.
Dedi
ki, öğretmenler odasına girince baktım, ortadaki koca masanın üstü çeşit çeşit,
renk renk kitap dolu. Göz ucuyla taradım, bunlar devletin ücretsiz verdiği
kitaplar değil.
Geçtim
bir kenara oturdum. Bazı öğretmen arkadaşlar kitapları inceliyor, bazıları ise
fiyat ve yayınevi konularında tartışıyorlar.
Bir
ara kitapları getiren şahıs bana döndü, siz hangilerini almayı düşünüyorsunuz,
dedi. O kadar doğal soruyordu ki şaşırdım. Şaşkınlığımı üzerimden atar atmaz,
ben hiçbirini almayacağım, dedim. Bu sefer şaşırma sırası onda idi. Sadece onda
mı…
Ben yardımcı kitaplara karşıyım, dedim.
İşlerini
bozmamdan kormuş olmalı ki hemen konuyu değiştirip, ilgilenen arkadaşlara
döndü. Döndü dönmesine ama gidene kadar da bana “seni tenhada kıstırırım” der
gibi bakıp durdu.
Daha
çok şey anlattı arkadaşım. Yayınevleri,
uyguladıkları reklam politikaları, velileri ve öğretmenleri yönlendirme
çabaları… büyük bir rant haline dönüşen piyasayı…
Devlet
her şeye rağmen tüm ders kitaplarını okulun ilk günü milyonlarca öğrencinin
masasına ücretsiz bir şekilde koyuyor. Ulaşım imkânı olmayana pansiyon, olana
bedava servis ve öğle yemeği veriyor. Okumak isteyene her kapı açık…
Devlet
kitaplarının nasıl hazırlandığını bilen vardır ama ben özellikle veliler için
çok çok özetle hatırlatayım. Veliler için, diyorum çünkü önemli bir kısmı
maalesef yardımcı kitap aldırmayan öğretmenleri kötü öğretmen olarak görme
eğiliminde.
İlginç bir durum değil mi? Kendilerine
masraf çıkarmayan öğretmen, kötü öğretmen…
Peki
devlet kitapları ile bu paralı yardımcı kitaplar arasındaki fark ne?
Biraz
araştırdım…
Kitap
komisyonlarında görev yapan bir öğretmen arkadaşıma bu yazı vesilesiyle sordum.
Uzun uzun konuştuk, başlıklar halinde söylüyorum:
İlk
etapta, hangi alanın ve hangi sınıf seviyesinin kitabı yazılacaksa o alan ile
ilgili öğretmen ve akademisyenlerden oluşan bir komisyon kurulur. Bununla
yetinilmez; vaziyete göre psikolojik danışman, pedagog, sosyolog, grafiker
görevlendirilir. Aylar süren uzun ve yorucu çalışmalar titizlikle yürütülür ve
taslak hazır olur.
Taslak
diyorum çünkü o taslağın daha kitap olması için önünde uzun bir yol var. Ön
inleme komisyonuna gider. Yine uzmanlar tarafından incelenir. Öğrencinin yaşına,
seviyesine, öğrenme düzeyine, bilgilerin işleniş tarzına göre incelemeler
yapılır.
Herhangi
bir cümleden herhangi bir grafiğe kadar her detay önemlidir. Yasalara, temel değerlerimize, bilimsellik
ilkelerine, temel insani ve ahlaki ölçütlere uygunluğu incelenir. Varsa hatalar
tespit edilir ve düzeltilir.
Bitti
mi? Bitmedi…
Asıl
inceleme komisyonu, talim terbiye… Pek çok uzman ve akademisyen tarafından
aylar süren çalışmalar sonucunda hazırlanır.
Peki
ya yardımcı kitap pazarlayan yayınevleri ne yapıyorlar?
En
iyi ihtimalle bir öğretmen tarafından yazılan kitabı veya soru bankasını
herhangi bir incelemeye tabi tutmadan, afilli tasarımlarla basıp piyasaya
sürüyorlar.
Çoğu,
o alanda eğitim gören üniversite öğrencilerine cüz’i bir fiyat karşılığında bu
çalışmaları yaptırıyorlar. Çok sayıda yanlış bilgi ve pedagojiye aykırı içerik
bulunabiliyor yardımcı kitaplarda. Uzatmak istemiyorum. Yoksa bu şekilde bizzat
tanıdıklarımdan çok sayıda örneğim var, canlı canlı…
Bir yandan devlet eliyle çocuğun
eğitim ihtiyaçlarına göre uzmanlarınca ve incelemelerden geçerek hazırlanan
ders kitapları, hem de ücretsiz; öte yandan bir üniversite öğrencisi veya
öğretmen tarafından hazırlanan afilli, bol reklamlı yardımcı kitaplar, hem de
pahalı pahalı…
En
acısı da devletin verdiği o güzelim kitapların, paralı kaynaklara kurban
edilerek hiç kapağının açılmaması. Böylesi de var. Bir de çocuklara gereksiz
bir yük!
O
arkadaşımın dediği gibi, ben de yardımcı
kitap alınmasına ve aldırılmasına karşıyım. Önemli olan çok bilgi değil,
kaliteli bilgidir. Okul kitapları, öğrencilerin müfredat kapsamında alması
gereken bütün bilgi ve kazanımları içeriyor. Ek kaynağa zinhar ihtiyaç
bırakmıyor.
Bilerek
veya bilmeyerek insanları masrafa sokmaya da, taze beyinleri fazlalık
bilgilerle doldurmaya da gerek yok.
Yapmayın
ne olur değerli öğretmen arkadaşlarım.
Yapmayın
kıymetli veliler.
Yapmayın
ne olur…
Yardımcı
kitaplar insan yetiştirmeye yardımcı olmuyor!