Uzun zamandır bu konulardan uzağım. Günübirlik gelişmeleri değerlendirmek bir yana, takip etmekte bile zorlanıyorum. Kitap çalışmalarım dolayısıyla farklı bir mecrada yoğun bir çalışma içerisindeyim.
Sosyal medyadan denk gelince, önce inanamadım. Haberi araştırınca, olayın gerçek olduğunu öğrendim.
Malumunuz olduğu üzere, Diyarbakır'da pkk terör örgütüne karşı direnen bir gurup anne var. Zorla veya hile ile dağa çıkarılan evlatlarını geri istiyorlar. En önemlisi de kanlı örgütünün ve onun sivil uzantılarının, artık milletin çoluk çocuğundan uzak durmasını istiyorlar.
Bu onurlu davranış, toplumun geniş kesimleri tarafından destek buldu ve eylem devam ediyor. Haliyle destek için ziyaret edenler de gün geçtikçe artıyor.
Bir gurup öğretmen de toplanmış ve bu onurlu anneleri ziyaret edip destek vermişler.
Buraya kadar her şey normal. İşi eğitim olan bir öğretmenin, çocukların dağ yerine okulda olmasını istemesinden daha doğal ne olabilir?
Ama işte, birilerinin canı fena halde sıkılmış anlaşılan. Asıl şaşırtıcı olan ise kendilerini en büyük Atatürkçü, en büyük vatansever, en büyük Türk milliyetçisi olarak gören bir sendikanın rahatsız olması.
Eğitim İş isimli bu sendika ile bazı maceralarım olduğu için kendilerini çok iyi bilirim. Bana göre bu ülke için en sorunlu oluşumlardan biri. Bu ülkenin millî ve manevî her türlü değerine düşman bir yapı.
İşte bu sendika, kendi üyesi olan bu öğretmenleri sendika üyeliğinden ihraç etmiş. Yememiş, içmemiş, bu öğretmenleri sendikadan ihraç etmiş.
Düşünebiliyor musunuz, bu öğretmenler, pkk terör örgütüne karşı yapılan bir eyleme destek verdikleri için sözüm ona vatansever sendikaları tarafından ihraç ediliyorlar.
Bu ne demektir. Basit bir mantık ile pkk terör örgütüne destek değil midir?
Haksızlık yapmayayım, bir de kendi sitelerine bakayım, dedim. Yaptıkları açıklamayı okudum. Özürleri kabahatlerinden beter. Açık açık diyorlar ki, iktidar bu anneleri destekliyor ya, biz de inadına onlara karşıyız.
Yine basit bir mantıkla; iktidar pkk terör örgütüne karşı mücadele ediyor ya, biz de pkk'dan yanayız, demeye getirmiyorlar mı sizce de?
Kendi sitelerinde yaptıkları açıklamada aynen şöyle diyor Eğitim İş:
"Bilindiği üzere Diyarbakır’da HDP binası önünde çocuklarına kavuşma isteğindeki anneler oturma eylemi başlatmış ancak bu eylem iktidar tarafından siyasi bir şova dönüştürülmüştü. Söz konusu eyleme, bir grup üyemiz, merkezi bir karar alınmamış olmasına rağmen gitmiş, sendikamızın ve bağlı bulunduğumuz konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş'in adını kullanmıştır."
Devamında da diyorlar ki; biz onları annelere destek verdikleri için değil, güya, sendikadan izinsiz sendikanın adını kullandıkları için ihraç ettik.
Allah aşkına, bu özür, kabahatlerinden beter değil mi?
Neyse ki öğretmenler dik duruyor ve bu sözde vatansever sendikaya ders gibi cevap veriyorlar:
"Biz bugün aynı düşüncedeyiz yarın da olacağız. Yargıya başvuruda bulunduk. Burada hukuk yok, burada siyasi karar var. Bu karar yerle bir olacak. Biz, dün değil, bundan önce de buradaydık, buradayız, burada olacağız. Bizi hiçbir güç emperyalizme karşı savaşta geri durduramaz."
Dediğim gibi, daha önce bunlarla bazı anılarım olduğu için ne olduklarını biliyordum ama kimseye anlatamıyordum derdimi. Şüphesiz üyesi olan öğretmenleri tenzih ederim. Nitekim bugün ortaya koydukları duruş ile sendikalarına önemli bir ders veriyorlar.
Eğitim İş sendikasına düşen, oturup kendini bir gözden geçirmesi ve değişen çağa ayak uydurması gerektiğinin farkına varmasıdır. En önemlisi de üyelerinin haklı çağrısına kulak verip bu vatan millet düşmanlığına son vermesidir.
İdeolojik ve siyasi saplantı, bu sendikanın gözünü kör etmiş. Milletin seçtiği iktidara, milletin dini değerlerine ve kadim geçmişine düşmanlıkta sınır tanımıyorlar. Verdikleri kararın, terör örgütüne açık destek anlamına geldiğini idrak etmekten bile acizler.
Üzgünüm. Gerçekten üzgünüm. Bir eğitim sendikası, gerekirse sırf pkk terör örgütüne karşı eylem yaptıkları için bile olsa, bu üyelerine sahip çıkmalıydı.
Ne deseler boş artık. Ne deseler anlamsız...