NEMRUT ATEŞİNE DOLAR TAŞIMAK
*
Hayatım boyunca hiç dolarım olmadı. Aslında hiç param birikmedi. Bir yekün oluşsa belki ben de yatırım amaçlı düşünebilirdim eskiden.
Şimdi param olsa dolara yatırır mıydım peki?!
Asla, diyorum ama "bekara karı boşamak kolay" diyenler olabilir. Ne diyeyim. Sonuçta param yok. Bekar veya evli... Bu gidişle pek de olmayacak...
Hamdolsun maaşım var, severek yaptığım bir işim var. Kaldı ki ben iş gözüyle de bakmıyorum. Sözün gelişi. Yoksa öğretmenlik benim için bir tutku. Allah devletimize zeval vermesin.
Gelen gidiyor anlayacağınız. Allah haram yolda harcatmasın!
Bugünlerde konu dolar. Kiminin cebi boşalır, kiminin dolar böyle zamanlarda. Herkes bir şeyler yazıyor bu konuda. Ben iki yaklaşım ile bir sonuç örneği vereyim de lütfedip bu satırları okuma zahmetinde bulunan siz değerli dostlarımı sıkmayayım:
İlkinin ismini veriyorum ama haberi yok. İnşallah kızmaz bu densizliğime. İrfan Yücel Üzüm değerli bir dostum. Bu ülkenin insanı. Yerli bir kafa. Öğretmen/idareci.
Dün ailecek evinde misafir idik. Hanımlara göre "laklak"ı, bize göre memleket meselelerini konuşmayı severiz. Fırsat bulsak saatlerce hem de...
Dünkü konumuz dolar idi hâliyle. Biraz üzgün, biraz da tedirgin bir şekilde konuyu açtım. Üzülme, bu böyle gitmez, dedi. "Artık eski Türkiye yok. Her şey dolar değil artık. Doğu bloku yeni arayışlar içinde ve eli kulağında doların saltanatının bitmesinin."
Uzun uzun anlattı ve anlattıkları aklıma da yattı doğrusu. Teknik kafası iyidir. Becerikli biri yani. Detaylı anlattı ama sizi yormayayım.
Asıl dikkatimi çeken güzel davranışı oldu. Bir miktar borcu varmış. Zamanı var nasıl olsa diye dolara çevirmiş bir süreliğine, dolar daha dört değilmiş o vakit. Kısa bir süre sonra Cumhurbaşkanının çağrısı üzerine gitmiş bozmuş yaklaşık aynı fiyata. "Daha borcuma var üstelik, bozmasam beş bin lira kazanmış olurdum" dedi. "Pişman değilim, on bin kazanacağımı bilsem yine de bozardım." diye ekledi hemen.
Çok hoşuma gitti. O da benim gibi, hep eksilerde...
Bu sefer isim vermeyeceğim. Amacım insanları fişlemek değil.
Nice tanıdık gördüm, ellerinde tablet, bilgisayar; ha bire dolara para yatırıp duruyorlar. Bugün cuma namazı çıkışı duyduğum bir söz beni şok etti. Birkaç metre önümde yürüyen, tanımadığım iki genç bu konuyu konuşuyorlardı: "Arkadaşımdan on bin borç almıştım. Baktım dolar yükseliyor. Çaktırmadan rica ettim beni iki ay idare et diye. Dolara yatırdım. İki bin lira cebimde kaldı." dedi biri. Diğeri de hayret ve şaşkınlık ifadeleri ile karşılık veriyordu. Üzülerek uzaklaştım.
Bu iki tablodan çıkacak ders belli benim için. Spekülatörler, batı, mafya, para babaları tamam da bize ne oluyor?
Bir varlık yokluk mücadelesi veriyoruz. Üç kuruş kazanç için değer mi Nemrut ateşine dolar (odun) taşımaya? Ülke elden giderse, Allah korusun, hangi dolar kime fayda eder? Bazıları diyor ki " Amaan, bizim birkaç doların ne etkisi olur!" Olur olmaz, bana göre olur, bizim yine de İbrahim'in yanmasını engellemeye çalışan karınca olmamız gerekmez mi?
Bana kalırsa devlet gidişata sert tedbir almalıdır. Özellikle bu devlet ve bu millet sayesinde büyük servet edinen zatlar elini taşın altına koymalıdır. Hem her dakika "Reis" paylaşımları yapıp hem de dolarına dolar katanlar var maalesef. Kısmen de olsa var. Bir de inadına dolara yüklenen yerli lordlar kamarası...
Şuradan söylüyorum, dolar da düşecek, baskılar da bitecek. Geriye dönüp baktığımızda ise unutamayacağımız gerçekler kalacak.
Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç 'in su muhteşem sözleri ile bitireyim:
"Ölmeye hazır olan insanlar, ölmeye hazır olmayanlara karşı galip gelirler. Biz kin gütmeyeceğiz ama asla yapılanları unutmayacağız ve her şey bittiğinde hatırlatacağımız şey düşmanlarımızın sözleri değil dostlarımızın sessizliği olacaktır. Biz ölüyoruz ama onlarda kazanmıyorlar..."
Muhabbetle efendim.
*
10.08.2018
İzzet Irmak