Peygamber efendimiz, “Eğer Allah korkusunu kendinize sermaye edinirseniz, rızkınız, ticaretsiz ve sermayesiz gelir” buyurdu sonra da şu mealdeki âyeti okudu:
“Kim Allah’tan korkarsa, Allah ona bir çıkış yolu ihsan eder ve rızkını ummadığı yerden gönderir.” [Taberani-Talak 2,3]
Allahü teâlâ emrettiği için çalışan, rızkını helal yoldan arayan, ezeldeki rızkına kavuşur rızkının bereketini bulur. Ayrıca çalıştığı için de sevap kazanır. Eğer, rızkını haram yoldan ararsa, yine ezelde ayrılmış olan rızka kavuşur. Fakat, bu rızk ona hayırsız, bereketsiz olur, kazandığı günahlar dünya-ahiret felaketine sebeb olur.
“Yâ Rab! Nedir bu keşmekeş-i derd-i ihtiyâc !
İnsanın ihtiyacı ki bir lokma nânâdır...” Ziyâ Paşa
[ nân: ekmek ]
Ne güzel demiş Ziyâ Paşa değer mi ihtiyaç duyduğumuz bir lokma için ahiret hayatımızı heder ediyoruz bile bile haram yollu kazanca ekmek parasıdır ne yapalım diye oldu mu şimdi bu, yakıştı mı bir mümine hele ki bu rızkı kazanmak üzerine vazife olmayan mümineye böyle giderse ahirette çok ah edile hasret üzerine hasret çekile.
Ömer Nasuhi hazretlerinin buyurduğu üzere;
“Bir faide bahşeder mi heyhat..!
Vaktinde edilmeyen nedamet...”
Ahirette nedamet hiç bir faide vermeye.
Kadın her yerde her alanda her halükarda çalışmalı imiş, kadın-erkek saha ayırımı yapmadan, pekiyi ama neden ? Ekonomikman güçlü olmalı, baba, eş vs dine göre kendisine bakmakla yükümlü olan kişilerden bağımsız olmalıymış zira. Neden? Olur ya babası bakmazsa ona veya evlenirse eşi hayırsız çıkarsa hem sonra kolunda değerli bir bilezikmiş diploma, dünya geçimini karşılamakta. Her ne pahasına olursa olsun edinmeliymiş onu. Yahu sevgili hanım kardeşim sen bilmez misin ki “ vekil olarak Allah yeter...” buyuruluyor inandığın kitabullahta. Nerede kaldı tevekkül sırrı, kendine bir sorsana. Bak sana bu konuda bir hakikat hikaye edeyim “işittik iteat ettik” diyen müminler gibi kabul kulağıyla dinle;
İmam Şafii'ye birgün ahvali insandan şikayet ile :
“Zorluk ve sıkıntı anında etrafımızda hiç bir insan kalmıyor.” denilir İşte o zaman İmam Şafii bak nasıl hikmetli bir cevab verir tam da bize nasihat sadedinde.
“Eğer insanlar zorluk anında senden kopuyorlarsa,
Bil ki; senin işini Allah üstlenmek istiyor. “
‘Ben kulumun zannı üzereyim !” buyurur Rezzak olan Allah. Sen zannını güzel et Rabbine tevekkül üzere yaşa tedbirinide al yanısıra. Ama O’na isyan etme hiçbir şartta. Yiyeceğin bir lokma için kendine kıyma, dünyanıda ahiretinide kendi ellerinle yıkma. İstigfar et yaptıklarından , pişmanlığın faide vermediği güne bırakma. Hemen şimdi tevbe et, sabret rızkını iste sadece helal yolla.
“Kim sabretmeye gayret ederse, Allah ona sabır verir.” buyuruyor Rasulullah.
İşte sana Nebevi bir dua tekrarla her namazından sonra.
اللَّهمَّ اكْفِني بحلالِكَ عَن حَرَامِكَ، وَاغْنِني بِفَضلِكَ عَمَّن سِوَاكَ.
“Allahım! Bana helal rızık nasip ederek haramlardan koru! Lütfunla beni Senden başkasına muhtaç etme!”(Tirmizî)
IMF'den uyarı gelmiş deniyor ki:
Covid-19 krizi küresel çapta kadınların 30 yıldır elde ettiği ekonomik fırsatları tehdit ediyor,
Genç kızların eğitimi yarım kaldı, anlaşmalı evlilikler arttı.
Bir virüslük canı varmış demek ki kadın için kurdukları sahte saltanatın.
Güncel bir Rızık haberi ama acip mi acip!
“Ekmeğini Mustafa Kemal'e olan benzerliğinden kazanan Göksel Kaya'ya "palyaço" diye tepki gösteren vatandaş hakkında Eskişehir 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nde "Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret" suçundan dava açıldı.”
Ne denir bilemedim buna, anlaşılan Ziya paşanın dediği ola,
"Ne günlere kaldık ey Gazi Hünkar; Katır mühürdar oldu, eşek defterdar!"
Sürünüzü çobansız bırakacaksınız demişti Rasulullah işte tezahür etmiş bu olayda. Hatırlayalım hadisi iman tazeleyelim ahiret hayatına hazırlık yapalım ebedi hayata.
“Ey insanlar! Ölmeden önce kendiniz için ahiret azığı hazırlayın.
Allah’a yemin olsun ki her biriniz öleceğinizi ve sürünüzü çobansız bırakacağınızı elbette biliyorsunuz. Sonra da Rabbi ona, aralarında ne bir tercüman ne de perdedar olmaksızın şöyle diyecek: Benim elçim sana gelip hakikati tebliğ etmedi mi? Ben sana mal mülk verdim, ihsanda bulundum; peki, sen kendin için önceden bir şey hazırladın mı?”