“İslam'a ve Hz. Peygamber'e düşmanlık eden Fransa vb. devletlerden alınan kanunlar bizim dinimizle ve örfümüzle çelişmektedir. İslam'ı bir bütün olarak anlayıp ona göre yaşamayı istersek Rabbimiz bize her yönüyle İslamî bir hayat nasip edecektir bugün veya yarın.” (Mehmet Boynukalın)
Müslümanca yaşayış ve tavır, yerini bencil ve münferit bir hayata bıraktı maalesef günümüzde. Fakat özünü, aslını, neslini, islam davasını kaybetmeyenlerde var. Onlardan biride daha 11 yaşında iken hafızlığını itmam eden kendisi ile yapılan röportajda,
“Gayem müslümanlara hizmet eden bir İslam alimi olmak” diye hedefini ta o zamanda belirleyen olgunluk çağına geldiğinde Ayasofya’ya imam olma şerefine nail olan Prof. Dr Mehmet Boynukalın Hocamız.
Hak ve hakikati olanca açıklığı ile anlattığı vaazlar yazılı olarak yazdığı makale ve son olarakta sosyal medyadan attığı twetler ve bunun üzerine ona karşı olan şiddetli tazyikten bu şerefe ne kadarda layık olduğunu tescilliyor.
İmam-ı Şafi'ye sormuşlar; Fitne zamanı hakkı tutanları nasıl anlarız?
Demiş ki: "Düşman okunu takip ediniz, o sizi hak ehline götürür." Demiş ya aynı öyle işte.
Allah ondan, onu yetiştiren ana-baba ve hocalarından razı olsun. Ne kadarda muhtacız onun misilli dik duruşlu hakikat erlerine. Sağolsun varolsun gelecek nesle örnek olsun o ve diğer ismi malum veya gayrı malum erkek-kadın tüm mücahid ve mücahideler.
Ülkemizde yedi milyon gencin beş milyonunun İslam ile alakası sıfır geriye kalan iki milyonunda ne kadar ve nasıl alakalı olduklarına ayrı bir bir konu. Ya yetişkinler? Sormayın onları, Allah iman islam selameti versin zira İslam -gayrı İslam arasında ne olduğu belirsiz bir güruhlar adeta.
Müslümanız diyorlar laikliği savunuyorlar. Yahu laikliği gavurlar bile savunmuyor.
“Laiklik dünyada iki ülkenin anayasasında var Biri Fransa Diğeri Türkiye. Laikliğe kutsallık izafe edenler bilmez
Bu kelime anayasaya 1937 de girdi.
Nasıl girdiği de muamma?”(Şevki Karebekiroğlu)
"Zamanı kokutanlar mürteci diyor bana;
Yükseldik sanıyorlar, alçaldıkça tabana.
Zaman, korkunç daire; ilk ve son nokta nerde?
Bazı geriden gelen, yüzbin devir ilerde! "/ Necip Fazıl
Ayasofya İmamızın tepki çeken sözleri :
“İslam'a ve Hz. Peygamber'e düşmanlık eden Fransa vb. devletlerden alınan kanunlar bizim dinimizle ve örfümüzle çelişmektedir. İslam'ı bir bütün olarak anlayıp ona göre yaşamayı istersek Rabbimiz bize her yönüyle İslamî bir hayat nasip edecektir bugün veya yarın.
Düşünce ve konuşma özgürlüğünü sadece kendileri için isteyenler büyük çoğunluğu Müslüman olan bu millete İslam'ı ve Kur'an'ı anlatmaya engel olamayacak. Dünya ve ahirette iyilik ancak İslam'la mümkündür. Bu ülkeyi işgalden kurtaran manevi güç İslam'dan başkası değildir. İstiklal savaşımız ezan, Kur'an, İslam, vatan ve namus gibi İslamî değerler üzerinden yapılmıştır. İslam bu toprakların bizim olmasını sağlayan ve milletimizi bir arada tutan en önemli unsurdur. "Müslümanlıkla yoğrulan yurdu Müslümansız bırakma Allahım!
Bir Müslüman Türk olarak bu sözlere gönülden katılıyor duasına amin diyorum, ya siz?
“Sen sadece bir imamsın anayasa hakkında fikir beyan etmek ne haddine fitne çıkarıyorsun Mehmet Boynukalın, boynun devrilsin, diyerek bedduaya kadar giden hadsizlere cevabıda tam bir harika!
Şöyle diyor hoca efendi hocalığının gereğini ifa ederek samimi;
“Namaz kıldırmak haddizatında en şerefli makamdır. İnsanlığın efendisi Hz. Peygamber (s.a.s.) Mescid-i Nebevi'de hayatı boyunca namaz kıldırmıştır. Benim imamım, önderim, hayat rehberim, efendim, Miraç gecesi Peygamberlere namaz kıldıran İmamü'l-Mürselin Resulullah (s.a.s.)'dir.
Şerefli imamlık görevim dışında İslam hukuku profesörüyüm ve İslam'ı anlatma görevim var. Bu görevi Rabbimiz bütün ilim sahiplerine yüklemiştir: "Hani Allah, kendilerine kitap verilenlerden, “Onu (Kitabı) mutlaka insanlara açıklayacaksınız, onu gizlemeyeceksiniz” diye sağlam söz almıştı. Fakat onlar verdikleri sözü, arkalarına atıp onu az bir karşılığa değiştiler. Yaptıkları bu alışveriş ne kadar kötüdür! (Al-i İmran Suresi, 3/187). Hz. Peygamber (s.a.s.) İslam'ı tebliğ etmek için hac mevsiminde Mekke'ye gelen müşrik Arapların yanına gider ve şunu söylerdi: "Kureyş, benim Rabbimin sözünü tebliğ etmeme mani oluyor". Kur'an'ın tebliğ edilmesi, anlatılması fitne değildir. Mekke müşrikleri de Hz. Peygamber'e fitneci gözüyle bakıyorlardı. Benim tek amacım bu İslam beldesinde Allah'ın sözünü olduğu gibi tebliğ etmektir. Ayrıca ben bu ülkenin bir vatandaşıyım ve anayasanın oluşturulmasında benim de söz hakkım var. Benim gibi düşünen milyonlarca Müslüman var bu ülkede. Daha önce de dediğim gibi İslam bu ülkenin kurucu unsurudur; İstiklal savaşının ve Milli Mücadele'nin en güçlü dinamiğidir. Daha sonra bu unsur milletin rızası alınmadan zorla terkedilmiş ve direnenlere zulmedilmiştir. Bu ülkede sanki hiç bir şey olmamış gibi davranmamızı bekleyemezsiniz. Memleketimizde tam anlamıyla devlet-millet kaynaşmasını engelleyen en önemli husus budur. Bu ülkenin samimi bir ferdi olarak gelin ey akl-ı selim sahibi, bu ülkeyi seven insanlar, din-İslam-laiklik meselemizi sorun olmaktan çıkaralım. Bunu medeni insanlar gibi kavga etmeden, birbirine hakaret etmeden oturup konuşalım. Tek duam, temennim budur. Dua eden ve destek veren kardeşlerimden Allah razı olsun. Sizleri Allah için seviyorum. Gerilerine Allah hidayet versin. Şahit ol Ya Rab!