Ahmed Cevdet Paşa der ki:
“Osmanlı devleti askeri bir devlettir. Din yani İslamiyet Devlet-i Aliyye için varlığının devamını kendisine borçlu olduğu bir hakikattir. Osmanlılarda yeryüzünde din-i İslam’ın hamisi olan yegane devlettir.
Avrupa’da gayret-i diniyye yerine gayret-i vataniyye yerleşmiştir. Neticede nice yılların sonunda “vatan uğruna” kelamı askerker arasında yer etmiştir. Osmanlı devletinde ise durum tamamen farklıdır. Biz de vatan denilirse askerin köylerindeki meydanlar hatırlarına gelir. Biz şimdi vatan sözünü ortaya koyacak olsa zaman içerisinde halkın içerisinde yer edecek ama Avrupa’daki yerini bulacak olsa bile gayret-i diniyye kadar kuvvetli olamaz. Onun yerine tutatamaz. O vakte kadar da ordularımız ruhsuz kalır.”
Öyle de olmadı mı?
“Cumhuriyet tarihi nice muvaffak olmuş veya olmamış darbeler tarihinden ibarettir. Bunun sebebi tek parti ideolojisinin arkasını sağlama almak için orduya alabildiğine güçlendirme siyaseti olmuştur. Elinde silahı olan daima güçlüdür ve söz sahibidir.
Askeri mekteblerde okuyan geleceğin subaylarında kendilerinin sivillerden daha vatansever olduğu, herbirinin birere Napolyon, birer Enver Paşa, birer Mustafa Kemal potansiyelinde bulunduğu fikri şuur altına yerleştirildi.”(Ekrem Buğra Ekinci)
“15 Temmuz, İslamın yenilmezliğinin sembolü olan ANADOLUnun dün olduğu gibi yarın da ÜMMETİN KARARGAHI olacağının ilanıdır. 15 Temmuz, Ezân-ı Muhammediyenin,Salât-u Selam'ın her nev'i harp aletinden daha güçlü olduğunun tescili ve bu MUAZZEZ milletin EMPERYALİSTLERE son cevabıdır.” (İhsan Şenocak Hoca Efendi)
“15 Temmuz’u unutmamız gerektiği gibi,28 Şubat’ı,12 Eylül’ü
ve diğer askeri darbe ve kalkışmaları da unutmamalıyız...
Milleti ayakta tutan gayret-i Diniyyesidir, gerisi teferruattır..Din muhafaza edilmeden vatan muhafaza edilemez.
15 Temmuz gecesinde imani bir güçle şehadete yürüyen tüm şehitlerimize Yüce Allah’tan rahmet, el’an gazilerimize acil şifalar niyaz ediyorum.
“Allah katında, kulun şöyle demesinden daha sevimli bir duâ yoktur:
اَللّٰهُمَّ ارْحَمْ أُمَّةَ مُحَمَّدٍ رَحْمَةً عَامَّةً
“Allâh’ım! Ümmet-i Muhammed’e umûmî bir rahmet ile merhamet eyle!”
(Ali el-Müttakî, no: 3212, 3702)