SANIR
Rasulullah ﷺ;
"Rûhulkudüs kalbime şu bilgiyi getirdi:
Hiçbir kimse rızkını tüketmeden ölmeyecektir.
Şu halde Allah'tan korkunuz ve rızkınızı güzel meşrû yollardan talep ediniz. Rızkın gecikmesi sizi Allah'ın emirlerini çiğneyerek onu elde etmeye itmesin. Çünkü Allah'ın katında bulunanlar ancak O'na itaatle elde edilebilir" buyurdu.
(Heysemi Mecma'u'z- zevâid 2, 71-72.)
-Bugün şehitlikte Ali Haydar Ehishavi Kaddesellahü Sirrahu Ali ziyarette idik dondurucu soğuğa rağmen baktım bir gençkız kardeşim gelmiş tam da mübarek zatın kabri başında bekleyen kediye mama getirmiş. İbret aldım Rabbimiz bir insanı hizmet ettiriyor kedinin rızkını ayağına getiriyor. Diğer yandan o kardeşimizde ne güzel bir hayr işliyor tesettürlü olmadığını anladığım hanım kardeşle ufak bir diyalog yaşadık kendisini tebrik ettim ardından da çok dua ettim dostları ile dostluğa kabul olunsun diye. Tabi özelde size umumda diğer tüm müminlerede. Rabbim dostları hürmetine kabul buyursun.
Bir başka yaşatma çabasında olan mümin Konya Taşkent'e bağlı Balcılar Mahallesi'nde yaşayan Hasan Hüseyin Kahriman kışın çetin geçtiği bölgede aç kalan hayvanlar için kuru ağaç dallarına elma takıyor.
-Tek başına 8.500 ağaç diken Selim Amca geleceğe nefes oldu.
Allah razı olsun yaşatanlardan yaşasınlar hayır ile daima ardlarında hoş hayırlı yad bıraksınlar ahirete kadar.
İyilik sirayet eder bizde elimizden geleni yapalım hayvanlar bitkiler tabiat tüm varlıklar için yaradandan ötürü yaradılanı koruyalım sevelim ki mahluku sevsin bizi halikı.
Sadece çiçeği böceği korumayalım din, hayat, akıl, nesil ve mal bunların tümünü koruyalım. Şu bir gerçektir ki tüm bunların hakkıyla korunması sadece ve sadece İslami bir sistemde mümkündür.
Bir köpeği koruyor insanı zayi ediyor, diğeri kadın diyor erkeği zayi ediyor, bir diğeri benim hayatım istediğimi yaparım, diyor diğerinin hayatının alanını ezip geçiyor onu yok sayıyor. Bu iyilik midir soruyorum size kime göre neye göre iyilik evrensel bir iyilik anlayışı ancak evrenin yaratıcısının vaz ettiği İslam ile mümkündür. Bunu anlatmak evreni kurtarmak lazım barbarlıktan ilk öncede müslümanım deyip helal-haram mefhumuna takılmadan islamın emir ve nehiylerini hiçe sayarak kendi doğrularıyla yaşayanlardan başlamak lazım.
SERVİ (SELVİ) AĞACI VE İÇERDİĞİ MANALAR
Türk topluluklarında gerekse Selçuklu ve Osmanlı dönemindeki sanatların çoğunda sıkça rastlanan görsellerden biri de “Servi Ağacı” motifidir.
Mevsimlerin zorlu şartlarına rağmen yeşilliğini hiç kaybetmeyerek güçlü kalabilmesi ve dayanıklılığı ile serviler, hayatı tasvir etmektedir. Şekil itibarıyla, gövdesinin semaya uzanan dik duruşu sebebiyle doğruluğu da temsil ettiğine de inanılır.
Türk kültüründe bolluk ve bereketi simgeleyen hayat ağacı olarak da nitelendirilirler. Bunun en önemli sebebi, ağaç köklerinin toprağın altından gelmesi, gövdesinin yeryüzünde olması ve yapraklarının göğe uzanmasıdır. Bu üçlemede doğum, yaşam ve cennete ulaşma arzusunu çağrıştıran bir inanç değeri vardır. Ağacın mevsimsel şartlara rağmen hep yeşil kalması ise ölümsüzlüğü de simgeler. Osmanlı kültüründe minareye benzer biçimiyle servi, hayat ağacıdır ve dallarına konmuş kuşlar hayatın içindeki canları yani insanı simgeler. Büyümek için güneşe ihtiyaç duyduklarından sürekli gökyüzüne doğru yükselişleri serviye mistik bir anlam yüklenmesine de neden olmuştur.
Osmanlı mezar taşlarında bilhassa kadın mezarlarındaki ayaktaşı kısmında sıkça rastlanan hayat ağacı motifinin yanı sıra servileri de görmek mümkündür. Serviler rüzgâr ile hareketlendikçe dallarının hışırtısının âdeta zikir eden dervişi ve onun “Hû!”, yani “O Allah” lafzının söylemini ima ettiğine inanılır. Rüzgârın verdiği bu sesler manevi bir atmosferi yaşattığı belirtilirken, mezarlıklara servi dikilmesinin sebebini rüzgârın ahengi ile gelen “Hû!” seslerine nispet olduğuna da söylenir. Bu inanışın kaynağında Kur’an-ı Kerim’deki “Yeryüzünde canlı cansız her ne varlık var ise Allah’ı kendi lisanınca tespih eder.” ayetinin ifade ettiği anlam yer almaktadır. İşte bu simgesel özellikleri yüzünden serviler hem mezar taşlarına işlenmiş hem de mezarlıklara dikilmiştir ve hâlâ bu gelenek devam ede gelmektedir.
Kültür ve Sanatta Selvi
Seccade, kilim, vitray sanatı, halı işlemelerinde ve tarihî çeşme ve kabir taşlarında da servi motiflerine yer verilmiştir.
Bilimsel araştırmaların amonyak çıkışını önlediği öne sürülen servi ağacının ihtiva ettiği reçine sebebiyle havaya yaydığı güzel kokusu, çevreye verdiği estetik bir görünümü, her mevsim yeşilliğini kaybetmemesi ve uzun ömürlü olması gibi sebeplerle seçilmiştir. Ayrıca geleneğimizde servi ağacına yüklenen bu anlam değerleri sanatımızda ve inancımızın bir köşesinde kendini daima görselliği ile öne çıkarmıştır. Bu yönleriyle serviler gerek mezar taşı süslemeleri gerekse Türk görsel sanatlarında insana ölümü en rahatsız etmeyecek şekilde hatırlatan bir simge olarak sayılmıştır.
Edebiyatta Selvi
Sevgilinin boyuna atfen kullanılan servi tabiri ile beraber “serv-i hıraman” yani salınarak yürüyen sevgili ve “kadd-ı elif” ya da “serv-kad” yani uzun boylu sevgili tabirlerine beyitlerde, şiirlerde rastlamak mümkündür. Necip Fazıl’ın Canım İstanbul adlı şiirinde “Tarihin gözleri var, surlarda delik delik; Servi, endamlı servi, ahirete perdelik.” diye servinin endamıyla ahrete perde olmasına vurgu yaptığını görmekteyiz.
Tasavvufta Selvi
Arap alfabesinin ilk harfi olan Elif’e benzeyen şekli de sıkça dile getirilmiştir. Elif’in aynı zamanda “Allah” lafzının ilk harfi olması ve vahdaniyetin de simgesi olması itibarıyla farklı bakış açılarıyla yorumlanarak tasavvufta dinî bir terminoloji olarak da kullanılmıştır. Anadolu inanç değerlerinin bir mozaiği olan Kadiri külahlarının konik şekli servinin bu anlam derinliğindendir. Serviyi sembolize eden servinin alt dallarının düz olması ellerini duaya açmış insanı hatırlatır. Üst dalları, tıpkı Yaradan’ın huzurunda acizliğini anlayıp boyun büken bir derviş gibi yere dönüktür. Bunların yanında ağacın dik ve düzgün biçimi doğruluğun, dürüstlüğün; rüzgârda savrulmayan sağlam yapısı ise sabrın sembolüdür. Tasavvufta servinin bu hâli, dünyadan el etek çekmeye benzetilmektedir.(Türk kültüründe Selvi ağacı/Recep Kankal )