"Beni İsrail Tih sahrasında iken kendilerini şiddetli bir susuzluk kaplamıştı. Musa Aleyhisselâm’dan su istediler. Musa Aleyhisselâm onlara su vermesi için Allah-u Tealâ’ya dua etti. Bunun üzerine Mevlâ Tealâ buyurdu:
فَقُلْنَا اضْرِبْ بِعَصَاكَ الْحَجَرَۜ فَانْفَجَرَتْ مِنْهُ اثْنَتَا عَشْرَةَ عَيْناًۜ قَدْ عَلِمَ كُلُّ اُنَاسٍ مَشْرَبَهُمْۜ )60(
“Asan ile taşa vur, demiştik Onun üzerine o taştan on iki göze fışkırdı Her soy, su alacağı kaynağı bildi.”
Ayet-i Celilede geçen taş, insan başı büyüklüğünde bir taştı. Allah-u Tealâ’nın: “Asan ile taşa vur.” emri üzerine Musa Aleyhisselâm’ın ona vurması ile taşın dört tarafının her birinden üç göze çıktı. Beni İsrail (Yakub oğulları) on iki kişi olması sebebi ile on iki göze oldu her gözeden bir kabile içti.
Bunda hikmet vardır. Tarikatlar da aslında on ikidir. Herhangi bir mürid nereye mensup ise oraya gidecek, öbürlerinin hakkında konuşmayacak. Mevla burayı nasip etti, meşrebim burası diyecek “Her kim her kapıdadır hiçbir kapıda değildir her kim de bir kapıdadır her kapıdadır”.
Öbür musluktan haram değil ama edep, kendi musluğundan içmendir. Şeyhin izin verirse gidersin. "(Risale-i Kutsiyye Şerhi)
Aynı koldan olan şeyhler arasında da meşreb farklılığı olabilir.
İsmet Garibullah Kaddesellahü sirrahu buyurur:
"Muhalifi değiller birbirinin.
Veli meşreb muhalif her birinin."
“(Halidî koluna mensup zatlar) bir birinin zıddı değildir. Ancak her birinin meşrebi farklıdır.”
Muhalif: birbirine benzemeyen, birbirine zıt olan, başka şekilde düşünen.
Meşreb: Mizaç, tabiat, huy, ahlak, adet ve gidiş, manevî haz ve feyiz alma yolları.
Kimi şer’î şeriften ayrılmamak suretiyle şakacıdır, kimi de sert olur. Bunda zarar yoktur. (Risale-i Kutsiyye Şerhi)
Hiç kimse meşrebini, diğer hak ehli meşayıh ve usulleri inkar üzerine bina edemez, etmemelidir ederse onun usulünde bir sıkıntı var demektir.
Aynı ameli mezheplerde olduğu gibi, “Benim meşrebim güzel","benim meşrebim en güzel","bu kapı gibi bir kapı yok"gibi söz ve düşüncelerle kişi mensub olduğu meşayıhı tafdil edebilir hatta etmesine gerekir.
Lakin "tek hak ve güzel olan benimki" diğerleri yanlış diyemez.
Bu konuda muhterem üstazım yolunun bir meşreb değil bir din yolu olduğu bildirmek üzere buyurur ki;
“Mahmudçular diyorlar. Allâh aşkına! Ben yeni bir din mi îcad ettim?! Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in günlük hayatta tatbik edilen dört bin küsur sünneti vardır, dördünü terk ettiğimi gören arkamda namaz kılmasın.”
Şeyh Es'ad Erbilî Hazretleri (Vefat tarihi 1931), Mahmud Sâmi Ramazanoğlu Hazretleri(Vefat tarihi 1984) için "Beşer suretinde bir melek görmek isteyen Sâmi Efendi evladımızın yüzüne baksın" buyurmuşlardır...
Musa Topbaş Efendi Hz hatıratında anlatıyorlar:"Süleyman Hilmi Tunahan Hz. Şeyh Mahmud Sâmi Ramazanoğlu Hazretlerine"Şeyh Baba"diye hitab ederlermiş.
Mehmed Fırıncı Efendi sen naklen:
“Bedîüzzamân Hz,nin selamını söyleyince,Süleyman Efendi Hz.hürmeten ayağa kalkmışlar.Bedîüzzamân Baba Bedîüzzamân Baba"buyurmuşlar.
Gerek ülkemizde ve gerekse ülke dışında ehli sünnet tasavvuf ve ehline sözlü, fiili sataşmalar bir türlü bitmiyor. Hatta bu gibi akımlar bilhassa destekleniyor arada fitne çıkarmak için olsa gerek.
O raddeye varmış ki İran destekli terörist gruplar, bugün Beşinci Râşid Halife olarak anılan Emevi Halifesi Ömer bin Abdulaziz'in, İdlib'in Maarratu'-Nu'mân kasabası yakınlarındaki Deyr Şarki köyünde bulunan mezarını kazarak içini boşalttı.
Halife'nin naaşının kalıntılarının akıbeti bilinmiyor.
Bu nasıl bir ehli sünnet düşmanlığıdır.
Ülkemizde iki de bir duyarsınız ehli bid’at’ın tahkiren “Emevi islamı” gibi bir batıl ifadeyi. Yazık ki yazıl direkt ehli sünnete sövemeyenler ehli sünnet kişiler veya devletler üzerinden saldırıyorlar.
Orhan Osmanoğlu ne güzel sıralamış Emevi devletinin yapısını, icraatlarını.
BÜYÜK İCRAATLAR DEVLETİ: EMEVİLER
—Hz.Osman.ra.ın Kıbrıs-doğu akdeniz siyasetini devam ettirdiler
—Kuzey Afrika’da Berberilerin, orta Afrika’da zencilerin müslüman olmasına vesile oldular
—Tefsir
—Hadisde rivayet usulü
—Ehli sünnet itikadı
—Tasavvufun temelleri
—Tarih yazımı..vb. bir çok şeyi inşa ettiler
Daha sonra Endülüs Emevi devleti, Emevi devleti yıkılınca ispanyada kuruldu ve yaklaşık 800 sene yaşadı.
Endülüs Emevi devleti Yıkılınca halkın bir kısmı Cezayir’e bir kısmı Güney Amerika’ya hicret etti. Bugün Güney Amerika’da sanattaki mavi renk hakimiyeti oradan gelmektedir.”
Ya şimdi?
İsimlerini futbol klüplerinden bildiğimiz şu şehirlerin tamamı zamanında birer İslam şehri idi.
Barselona: Berşelune
Madrid: Mecrid
Sevilla: İşbiliya
Valencia: Belensiye
Cordoba: Kurtuba
Granada: Gırnata
Toledo: Tuleytule
Bugünün yarınıda var,
Yarın ise hesab muhakkak,
Buna inanmışız şüphesiz mutlak,
Çünkü buyuruyor böyle Hak,
Oturma mü’min kalk, çalışmaya bak,
Senden de hesap soracak Cenab’ı Hak,
Hakkı ve ehlini savunmaya bak!
Bak ne diyor ehli hak?
"Büyükler gittiler mi, menkıbesi ile hatırası ile herşeyi ile beraber giderler. Kalanların kıymetini iyi bilin..."(Merhum Tahir Büyükkörükçü Hoca efendi rahimehullâh)
“Ne kadar büyüktü dindara kinin.
Hacıya, hocaya uzardı dilin.
Konuşsana mevtâ ! Bitti mi pilin ?
Oksijen tüpleri yok tabutların,
Söyle de bir nefes versin putların.”(Cengiz Numanoğlu)
not:
Hazreti Haticenin osmanlı zamanındaki kabri şerifi suud yönetiminde türbe yıkılarak bu hale getirildi.
Şu vehhabi zihniyetide ayrı bir fırka-i zal,
Rabbim Hidayet versin hakkı hak batılı batıl göstersin derhal.
Tasavvuf gibi hikmet pınarlarının aktığı mektepleri bili sahip çıkan ve bunu kaleme alarak beyan eden siz kardeşimizden Allah razı olsun.