Biliyor musunuz Ramazan Şerif ayında kazanılacak sevablarda günahlarda Ramazan ayı girmeden yazılıyor? Efendimiz Sallallahü Aleyhi ve Sellem buyuruyor:
ما مر بالمؤمنين شهر خير لهم منه، ولا بالمنافقين شهر شر لهم منه، إن الله عز وجل ليكتب أجره ونوافله من قبل أن يدخله، ويكتب إصره -يعني: إثمه وعقوبته- وشقاءه من قبل أن يدخله،
“Mü’min için Ramazan ayından daha hayırlı bir ay, münafık içinde ramazan ayından daha şerli bir ay yoktur. Zira Aziz ve Celil olan Allah o ayın ecrini nafilelerini o ay girmeden yazar , keza o ayın günahını bedbahtlığını da ( o ayda , işlenecek günahları da) o ay girmeden yazar “.
“Peki bu nasıl olur?” Hadis-i Şerif’in devamından öğrenelim:
وذلك أن المؤمن يعد فيه القوة للعبادة من النفقة، ويعد المنافق اتباع غفلة الناس واتباع عوراتهم، وهذا رواه الإمام أحمد والبيهقي والطبراني
“Bu şöyle olur ; Mümin o aydan girmeden evvel ibadet için hazırlık yapar, münafıkta o ayda insanları nasıl gaflete düşürebilirim, onların ayıplarını nasıl ortaya çıkarabilirim diye hazırlıkta bulunur.” (Taberani)
Hep saçma sapan insanların efkarlarını bulandıran ahlaki, ameli ve hatta daha ötesi itikati sapık fikirlerin bilhassa neden Ramazan-ı Şerif’te ortaya çıktığı şimdi daha iyi anlaşıldı, değil mi?
Münafık şerre hazırlanıyor ise mü’min de ibadete hazırlanmalı. Şimdiden o mübarek ayı en iyi şekilde nasıl değerlendirmeli hesabları yapmalı, ibadet ve taatlarla, dualar ve niyazlarla mübarek ayın bereketini hissetmeye başlamalı,
مَنْ فَرِحَ بِدُخُولِ رَمَضَانَ حَرَّمَ اللّٰهُ جَسَدَهُ عَلَي النِّيرَانِ
“Her kim Ramazan-ı şerifin girmesi ile sevinirse, Allah onun cesedini ateşe haram kılar.” Hadis-i Şerif’inin müjdesine nail olmak için, heyecanlanıp kalbi o aya kavuşma sevinciyle pır pır etmeli.
Dikkat! “Sevinirse”, buyruluyor. Sevinç hissi nerede olur? Kalbte değil mi, o hissi yakalamak için öncesi hazırlık şart, tak diye o günde hemen gelmez. Mevla Teala bizden söz, fiil hatta sukut her şeyimizde samimiyet, içtenlik, kalbi, hissi derinlik istiyor. Gerek ayet-i celilerde ve gerekse hadis-i şeriflerde hep buna vurgu yapılıyor.
وَاعْلَمُٓوا اَنَّ ف۪يكُمْ وَلٰكِنَّ اللّٰهَ حَبَّبَ اِلَيْكُمُ الْا۪يمَانَ وَزَيَّـنَهُ ف۪ي قُلُوبِكُمْ وَكَرَّهَ اِلَيْكُمُ الْكُفْرَ وَالْفُسُوقَ وَالْعِصْيَانَۜ اُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الرَّاشِدُونَۙ
“…lakin Allah, size İMANI SEVDİRMİŞ ve onu gönüllerinizde süslemiştir; inkârı, fasıklığı ve (İslâm’ın emirlerine) karşı çıkmayı da çirkin göstermiştir. İşte bunlar doğru yolda olanların ta kendileridir. “ (Hucurat: 7)
وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَتَّخِذُ مِنْ دُونِ اللّٰهِ اَنْداَداً يُحِبُّو نَهُمْ كَحُبِّ اللّٰهِ وَالَّذِينَ اٰمَنُوا اَشَدُّ حُبًّا ِللّٰهِ
"İnsanlardan öyleleri vardır ki, Allah'dan başkalarını Allah'a ortak edinirler. Onları Allah'ı sever gibi severler. Müminlerin ise ALLAH (-U TEALÂY) A MUHABBETLERİ daha ziyadedir. “ (Bakara/165)
“Çocuklarınızı üç haslet üzerine yetiştiriniz. Peygam¬berinizin SEVGİSİ, ehli beytinin SEVGİSİ ve Kur’an tilaveti.” (Taberani/ Aile İlişkileri/2 K. Ülkü)
Dikkat buyrunuz ilk önce sevecekler sonra okumaya öğrenemeye geçiyor, neden? Severlerse onun getirdiği Kur’an’a sünnet’i zaten isteyerek öğrenecek, onun örnek gösterdiği ailesine, ashabına gıpta edip uyacak. Tabi bu sevginin aşılanması işin püf noktası . Bu nasıl olacak? Bunun ile alaklaı “Aşk-ı Muhammedi,Seni seviyorum” isimli eserler kaleme almıştım onlardan faidelenebilirsiniz. Önce kendimizde sonrasında yakınlarımzıdan başlayarak ulaşabildiğimiz herkese bunu aşılayabilirsek akreb yuvasına dönüştürdüğümüz dünyamızdan Aşk- Muhammedi ile dirilir, hayat bulur, ulvi insanlık değerleri üzere kardeşçe, dostça daha doğrusu insanca asrı saadet misali yaşarız inşaallahü teala…..