Ebu Hasan Harakânî (k.s.)Bir gün müritlerinden:Hangi şey daha iyidir?diye sordu.Onlar Ey Şeyh! Yine sen söyle dediler.O da:
Tümüyle onun zikri ile dolu olan bir gönül buyurdu...
Sûfi kimdir?dediler.Cevaben:
Sûfi, yamalı elbise ve seccade ile sûfi olmaz. Sûfi belli kurallar ve adetlerle de sûfi olmaz. Sûfi yok olan kimsedir.Yani sûfi fenayı elde etmiş kimsedir.
İhlâs nedir? diye sordular. Cevaben: Allah c.c için işlediğin her şey ihlâstır. Halk için işlediğin her şey de riyadır.
Eğer bir kimse bir ilâhi okuyup bununla Hakk'ı dilese,Kuran okuyup Hakk'ı dilememesinden iyidir.
Rasulullah'ın s.a.v. vârisi onun fiiline uygun hareket edendir,kâğıtların yüzünü karaladığı kişi değil.(Nefahatü’l Üns)
Tabakat İslâm telif geleneğinde siyer, fıkıh, kelam, tefsir, hadis, tasavvuf, tarih ve edebiyatla meşgul olan önemli kişilerin biyografilerini ihtiva eden telif türüne verilen isimdir.
Tabakatı Sufiyye’de Sülemî’nin tabakâtı günümüze ulaşabilmiş ilk sûfî tabakâtıdır.
es-Sülemî (v. 1021) sûfî biyografileri, Kur’an tefsirleri ile sûfî ahlâk ve adabı üzerine yazdığı risalelerle maruf, Nîşâbur’lu bir mutasavvıftır.
Tabakâtu’s-sûfiyye daha sonra kaleme alınan tabakât türündeki eserlere kaynaklık etmiştir.
Ebû Nuaym el-İsfahânî Hilyetü’l-evliyâ’da Sülemî’nin eserinden geniş ölçüde faydalanmış, Herevî aynı isimli eseri bazı değişiklik ve ilavelerle Farsça’ya tercüme etmiş ve bu tercüme Câmî’nin Nefehâtü’l-üns’ünün temelini oluşturmuştur.”
muhtevalarının genişliğinden veya zaman olarak bize daha yakın bulunduklarından olsa gerek Ferîdüddîn Attâr’ın (ş. 1229) Tezkîretü’l-evliyâ’sı ile Abdurrahman Câmî’nin (v. 1492) Nefehâtü’l-üns’ü ise bizde en çok bilinenleridir.
Ebû Abdurrahman es-Sülemî’den Tabakâtu’s-sûfiyye
Sülemî eserinin mukaddimesinde sahabe, tabiîn ve tebeu’t-tâbiîn dönemi zâhidlerini, günümüze ulaşmayan Kitâbü’z-zühd adlı eserinde anlattığı için, Tabakâtu’s-sûfiyye’de 2/8. yüzyıl zâhid ve sûfîlerinden Fudayl b. İyâz ile (v. 187/803) başlayarak ele aldığı kişileri beş tabakaya ayırmış; ilk dört tabakada yirmişer, son tabakada yirmi dört olmak üzere toplam 104 önde gelen sûfînin biyografisine ve görüşlerine yer vermiştir. Sülemî ayrıca kadın sûfîler için yazdığı Zikrü’n-nisveti’l-müte’abbidâti’s-sûfîyyât’ta seksen dört kadın sûfî hakkında kısaca bilgiler vermiş ve sözlerini nakletmiştir.
"Asr-ı seadet güneşinden uzaklaşıldı. Zaman geçti o nurlar kalmadı. Himmetler düştü. Ve dünya zulmete bürünüyor derken,Mevla,Şah-ı Nakşibend hz dünyaya getirdi ve onunla kendine ulaştıran bir yol izhar eyledi."(Menakıb" ve "Makamat-ı Ahmediyye-i Saidiyye)
“Emek ver, kulak ver, bilgi ver ama sakın boşverme.”(Mevlânâ Hazretleri)
"Âlim, küçük (genç) dahi olsa büyüktür; câhil, büyük (yaşlı) dahi olsa küçüktür."
(Şeyhîzâde, Mecmau'l-Enhur fî Şerhi'l-Müteka'l-Ebhur)