Arkadaşlar bugün salatani Osmaniyyemizin ziyaretlerinde idim. Sultan ABDÜLAZİZ’in bundan tam bir ay evvel sene-i devriyesi var idi. Bu vesile ile kendisinden bahsetmek istedim.
Sultan Abdülaziz, 1830-1876 yılları arasında yaşayan, 32. Osmanlı padişahı ve 111. İslam halifesidir. II. Mahmut ve Pertevniyal Sultan’ın oğlu, Abdülmecid’in kardeşidir.
Güreş, cirit, av ve bilek güreşi sporlarına meraklı idi.
Tanzimat Fermanı ile Osmanlı’nın girdiği Batılılaşma süreci bu dönemde de devam etti.
Sultan Abdülaziz zamanında birbiri arkasına yapılan yeniliklerin birçoğu Batılı devletlerin baskıları sonucu oldu. Bazı Türk aydınları bunları dahi yetersiz gördü bir muhâlefet cephesi oluşturdu. Bu cephenin hükûmetin icraatına karşı başlattığı tenkitler, bu sırada oldukça gelişen basına da yansıdığı için, ilk sansür nizamnâmesi sayılan Kararnâme-i Âlî neşredildi (5 Mart 1867). Bunun üzerine başta Ziya Paşa, Nâmık Kemal ve Ali Suâvi olmak üzere devrin bazı aydınları Avrupa’ya kaçarak faaliyetlerini orada sürdürdüler. Mısırlı Mustafa Fâzıl Paşa’nın desteklediği bu aydınlar Yeni Osmanlılar adı ile tanındı.
Sultan Abdülaziz Han, körü körüne uygulamaya sokulmak istenen batılılaşma siyâsetinin önüne set çekmeye çalışıyor, Osmanlı’nın özüne dönmesi için eğitim kurumları tesis ediyor, hem de ordu ve donanmayı güçlendirerek batıdan gelebilecek tehlikeleri önlemeye çalışıyordu. Bu durum batılılar tarafından endişeyle tâkib ediliyordu.
Sultan Abdülaziz’in 15 senelik hükümdarlığı boyunca yaptığı bazı yenilikler şunlardır;
Osmanlı’da ilk kez posta pulu basıldı 1863.
Bank-ı Osmani-i Şahane (Osmanlı bankası) açıldı 1863.
Osmanlı donanmasına ilk zırhlı savaş gemisi katıldı 1864
Osmanlı donanması döneminin en büyük 4. donanması oldu
Vilayet nizamnamesi ile yeni idari yapı ve bunun uygulanmasıyla meclisler oluşturuldu 1864
Mekteb-i Sanayi (Sanayi okulu) açıldı 1865
Darü’l Fünun faaliyete geçti 1868
Mekteb-i Sultani açıldı 1868
Divan-ı Ahkam-ı Adliye (Yargıtay) kuruldu (Meclis-i Ahkam-ı Adliye’nin bölünmesiyle) 1868
Şuray-ı Devlet (Danıştay-Yasama) kuruldu (Meclis-i Ahkam-ı Adliye’nin bölünmesiyle) 1868
Mecelle yayınlandı 1869
Dar’ül Muallimat (Kız Öğretmen Okulu) açıldı 1870
Belediyeye bağlı ilk modern İtfaiye teşkilâtı kuruldu 1871.
Darü’ş şafakka açıldı 1873
Mekteb-i Maadin (Maden mektebi) açıldı 1874
Batılılar Osmanlı içindeki maşalarını kullanarak bu işe bir çözüm bulma yönünde adımlar attılar. Bunun için yerli işbirlikçi ve batı taklitçiliğinin önderlerinden faydalanmalıydılar. Abdülaziz Han’ı ne pahasına olursa olsun iktidardan düşürmeliydiler. Veliahd Murad Efendi de tam istedikleri gibi batı hayrânı bir kişi idi. Ayrıca aktif bir kişiliğe de sahip değildi. Abdülaziz Han’ı tahttan indirip, Murad Efendi’yi oraya çıkarmak için paşaları kullanmaya başladılar.
Çeşitli vesîlelerle önce azledilmiş, sonra tekrar kendilerine mevki’ verilmiş olan dört kişi; Hüseyin Avni Paşa, Midhat Paşa, Mütercim Rüşdü Paşa ile Hayrullah Efendi, bu iş için seçilmiş kişilerdi.
Sultan Abdülaziz ordusunun başında olmaksızın, Avrupa’yı sadece seyahât ve ikili ilişkiler kurmak amacıyla ziyâret eden ilk ve son Osmanlı pâdişahıdır. III. Napolyon ve İngiliz Kraliçesi Viktorya’nın dâveti üzerine Ortaköy Camii’nde Cuma namazından sonra görkemli törenlerle başlayan gezi, 21 Haziran 1867‐7 Ağustos 1867 tarihleri arasında tam 46 gün sürmüştü. Sultan Abdülazîz Han, ecdâdın devri ile kendi devri arasındaki kudret ve ihtişâm farkını şu sözleri ile ne güzel ifâde etmiştir:
“Atalarımız batıya at sırtında fütûhât için giderlerdi. Bizler ise, şimdi tren ve vapurla, ancak diplomatik seyâhat için gidebiliyoruz!”
Bî-huzûrum nâle-i mürg-i dil-i dîvâneden
Fark olunmaz cism-i bîmârım bozulmuş lâneden
Bunca derd ü mihnete katlandığım âyâ neden
Terk-i cân etsem de kurtulsam şu mihnet-hâneden
| Sultân Abdülazîz Hân / Muallim Feyzî (?)
Sultan Abdülaziz 1876 yılında bir darbe ile tahttan indirildi, 4 gün sonra ise gözaltında tutulduğu yerde ölü olarak bulundu. Peki Sultan Abdülaziz’in ölümü intihar mı yoksa intihar etmiş gibi gösterilen bir cinayet mi?
Abdülaziz’in ölümü hep tartışma konusu olmuştur. Resmî tarih olarak intihar ettiği yazılsa da özellikle son yıllarda öldürüldüğüne dair iddialar daha da artmıştır. Bahattin Öztuncay’’ın hazırladığı ve Aygaz tarafından yayımlanan “Hatıra-i Uhuvvet: Portre Fotoğraflarının Cazibesi 1846-1950” adlı kitapta ilk kez yayınlanan bir resimde Abdülaziz’in hal edildikten sonra ve ölmeden önce çekilmiş son fotoğrafı yer almaktadır. Bu resimde saray hizmetçileri laubali bir şekilde padişaha dirsek dayamış, padişah ise eski bir üst baş ve etrafa öfkeyle bakan gözlerle görülmektedir.
Annesi Pertevniyal Valide Sultan, hatıratında oğlunun Feriye Sarayı’na gizlice sokulan üç pehlivan tarafından öldürüldüğünü söylüyor. Valide Sultan’ın söylediklerinin doğruluğuna inanan çok sayıda tarihçi de bir insanın her iki bileğini de keserek intihar etmesinin mantıken mümkün olmadığına işaret ediyor.
“Sultan Abdülaziz, Hüseyin Avni Paşa'yı 3 defa sürgüne yolladı, sonra affetti. Üçüncü af sonrası gelişinden 16 gün sonra isyan tertipleyip Sultan Abdülaziz’i katletti.
Adalet aslında Hüseyin Avni Paşa'nın asılmasıydı. Merhametten maraz doğdu!”(Prof. Dr. @ahmetsimsirgil)
"Sultan Abdülaziz'in âhını çekiyoruz, Sultan Abdülhamid'inkine daha sıra gelmedi." (Abdülhakim Arvasî
kuddise sirruhû )
Sultan Abdülazîz Han’ın ölümü üzerine kız kardeşi Âdile Sultan’ın yüreğinden şu ızdırap dolu yanık mısrâlar dökülmüştür:
Cihân mâtem tutup kan ağlasın Abdülazîz Hân’a
Meded Allâh, mübârek cismi boyandı kızıl kâna!..
Nasıl hemşîresi bu Âdile yanmaz o hâkâna,
Ki kıydı bunca zâlimler karındaş-ı cihân-bana…
Şehit Sultan Abdülaziz Han, Sultan II. Mahmud, Sultan II. Abdülhamid Han, ve hanedandan bazı üyelerinde yattığı Çemberlitaş’ta II. Mahmud Türbesinde medfundur.
Allah Teala rahmet eylesin ervahı tayyibeleri için el Fatiha meassalavat