“Ben kullarımın tamamını hanifler olarak (İslam fıtratı üzere) yarattım. Şeytanlar onlara geldi ve kendilerini dinlerinden saptırdı. Helal kıldığım şeyleri onlara haram kıldılar ve bana şirk koşmayı telkin ettiler.”[Müslim]
Şeytan bütün gayretini bu fıtratı değiştirmeyi hedefledi.
"Yemin ederim ki, kullarından belli bir pay edineceğim"
"Onları mutlaka saptıracağım, muhakkak onları boş kuruntulara boğacağım, kesinlikle onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar (putlar için nişanlayacaklar), şüphesiz onlara emredeceğim de Allah'ın yarattığını değiştirecekler" (dedi). Kim Allah'ı bırakır da şeytanı dost edinirse elbette apaçık bir ziyana düşmüştür.”(Nisâ, 118,119)
İnsanoğlu Allah (azze ve celle) ’ın emrinden çıkıp fıtrata aykırı davranarak şeytanı dinlediğinde ona pay vermiş oldu.
Geçmiş ümmetlerin helak olmasına sebep olan terazide hile, zina, livata, hırsızlık gibi günahlar fıtratı bırakıp şeytana uymak sebebiyle olmuştur. Şeytan ahdinde hakkı çıktı.
“Andolsun İblis, onlar hakkındaki tahminini doğruya çıkardı. İnanan bir zümrenin dışında hepsi ona uydular”(Sebe, 20)
Durum bu kadar feci iken,
-Müslümanlardan güçlü bir ses çıkmadı el’an da çıkmıyor.
Gün geçtikçede şeytana uymakta ileri gidiliyor. En son kertede gelinen nokta “Toplumsal cinsiyet eşitliği” başlığı altında gündemimize giren topluca helakmıza sebeb olabilecek nitelikte büyük bir tehlike ile karşı karşıyayız. Bu feci projeler ile neslimiz ve istikbalimiz büyük bir kıyım ve yıkıma hazırlanıyor. Müslümanlar olarak büründüğümüz bu sessizlik gazab-ı ilâhîyi celb eder iyazenbillah.
“Onlar, işledikleri kötülükten, birbirini vazgeçirmeye çalışmazlardı. Andolsun yaptıkları ne kötüdür!” (Maide, 79)
Münkeri tamamen ortadan kaldırmak mümkün olmasada günah adet haline gelmesin için bunu nehyetmek tavır almak gerekir. Akdi halde tüm toplum bundan mes’ul olur.
“Kur’ân-ı Kerîm’in istediği cihad; mü’minlerin canlarıyla, mallarıyla ve bütün imkânlarıyla, Allah yolunda gayret etmeleridir. İslâm’ın istikbâli için kendini mes’ûl görmektir. Dünyanın her tarafına ulaşarak hidâyetlere vesîle olmaktır.”(OSMAN Nuri Topbaş)
-Eşcinsellerin ‘onur yürüyüşü’ olarak adlandırdıkları gösterilerde İslami değerleri hedef aldılar ancak Müslüman kesimlerden bu saldırılara karşı güçlü bir tepki gelmedi. Yine bu eşcinseller 2015’te Ramazan ayında onur yürüyüşleri adı altında “Recep’le Şaban’ın aşkına Ramazan ne karışır.” Dediler. Ne de olsa 3-5 kişiler deyip geçiştirildiler. Ama bugün çok ciddi örgütlü bir yapıyla karşı karşıyayız.”
CİNSİYET EŞİTLİĞİ UYGULAMASI ÜZERİNE MÜLAHAZALAR
” ‘Cinsiyet eşitliği’ uygulaması eşcinselliğe özendiriyor”
1 Ağustos 2014’te yürürlüğe giren ve İstanbul anlaşması olarak anılan Kadına Yönelik Şiddet ve “Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi”nin Türkiye tarafından imzalandı Milli Eğitim Bakanlığı ve Diyanet’in desteğiyle ‘cinsiyet eşitliği’ üzerine 162 okulda pilot uygulama yapıldı.”
Araştırmacı yazar Fehmi Demirbağ Dünya’da ve daha da ötesi ülkemizde yaygınlaşan eşcinsellik ile alakalı güzel bir makale kaleme almış. (Eşcinsellik En Büyük Felaket cocukaile.net/escinsellik-en…)
Bu makalenin özellikle bazı bölümlerini ilginize arzetmek istiyorum. Lutfen okumakla yetinmeyip toplumda bu tehlikenin boyutuna dikkat çekmek için okunmasınada vesile olunuz..
-Eşcinsellik insanın kişisel tercihi, kişisel yöneliminden çıktı artık örgütsel bir güce, lobisel harekete dönüştü.
Yeryüzünün gelmiş geçmiş en trajik felaketiyle karşı karşıyayız Bundan daha büyük bir afet olamaz. Eşcinsel sapkınlığı tüm dünya çapında küresel bir tehdit haline dönüştü.
Eşcinseller bunu yaygınlaştırarak kaos gl gibi oluşumlarla çocukları hedef alıyor ve toplum içerisinde bu sapkınlığı yaygınlaştırmaya çalışıyorlar.
-Bir kişi eşcinselim diyebilir. Kişisel hakkıdır. Ama siz türüyosunuz. Çoğalmaya başladınız. Normalleştirme sürecine girdi bu hadise. Bizim normal insanlar dediğimiz insanların çocuklarını dönüştürerek buraya geliyorsunuz. Çoğalmanızı üreyerek sağlamıyorsunuz. Türemeniz başka başka normal insanların çocuklarını kendilerinize benzetmeyle oluyor.
-“Eşcinsellik bir millet haline dönüştü.”
Bunlar ayrı bir millet olarak ortaya çıkmaya başladı. Bayrakları bir. Bugün Türk dediğimiz milletinin bayrağı bellidir. Alman, Amerikan değimiz milletlerin bayrağı bellidir. LGBTİ denilen bir millet türedi. Bu milletin bayrağı bir, kaygıları bir”
-“Amaç dünya nüfusunu azaltmak”
Dünya hegemonlarının nüfusun azaltılmasına yönelik bir planı bu.
Eşcinsel sapkınlığın özellikle dünya çapında desteklenmesinin dayanak noktası dünya nüfusunun 3/2 oranında azaltılması görüşünde olan Rockefeller.
-“Batı eşcinselliğin yaygınlaşmasında etkin rol oynuyor.”
Onlarda eşcinsellik yaygın. Mesela tapınak şovalyelerine bakıyorsun eşcinsellik var yunan medeniyeti eşcinsel, roma hakeza.
-Liselerde “cinsel pozitif ayrımcılık” diye olayı şirin gösterip bir de “cinsiyet eşitliği” diye bir kavram ortaya konuldu.
Demirbağ, ‘Cinsiyet eşitliği’ kavramı üzerinden eşcinselliğin desteklendiğini şu sözlerle ifade etti.
İstanbul sözleşmesi diye bir anlaşmayı imzaladık. Anlaşmada eşcinsel evliliklere meşruiyet kazandırılıyor. Şu anda da liselerde Milli Eğitim Bakanlığı 162 okulda pilot uygulamadan bahsediliyor ‘cinsiyet eşitliği’ üzerine. Kavram çok güzel. Eşitlik kavramı insanları gıdıklar. Ancak burdaki kasıt şu. Deniliyor ki ‘cinsiyet yüklemlenmesi yapmayacaksınız çocuklarınıza’, ‘Çocuklar kendi kişisel cinsiyet tercihlerini ilerleyen aşamada kendileri yapacak.’ Yani ‘Kız ya da erkek muamelesi yapmayacaksınız. Cinsiyet eşitliği ne demek. Siz burada devleti de arkanıza alıyorsunuz. Milli Eğitim Bakanlığı üzerinden 162 okulda Diyanet desteğiyle bunu yapıyorsunuz.”
Allah Teala sonumuzu hayretsin.
Son olarak:
Müslümanlık vicdanen rahatsız edeceği için eşcinsellerin çoğu ateizmi, deizmi tercih ediyor, sosyalist takılmaya çalıştıkları görülüyor ise de müslüman olan,müslüman kalabilen bütün eşcinsellere tavsiyem: tövbe ediniz kendinizide toplumuda felakete sürüklemeyiniz.