Cihanşumul(evrensel)dil, DUA
İSTOÇ CAMİinde Cuma namazında Hoca hutbede, Yusuf as’ım rüyasını ve babası Yakup as’ın yorumunu vede mucizesini anlattı:
“"Hani Yûsuf babasına şöyle demişti; 'Babacığım ben rüyada, gerçekten on bir yıldızla, güneş ve ayı gördüm; onları bana secde ederlerken gördüm.' " (Yûsuf, 12/4.)
Ve devam eden ayette:
“21 - Elmalılı (sadeleştirilmiş): Babası: «Yavrum, rüyanı kardeşlerine anlatma, sonra sana bir tuzak kurarlar; çünkü şeytan, insana belli bir düşmandır.”
Ve malum Yusuf as’ın başına gelenler…..
Hoca hutbeden inmeden dua etti:
Yanımda Zenci bir kardeşimiz oturuyordu, ellerini kaldırdı, hocanın her duasına, tek tek istisnasız bir şekilde, yüksek sesle:
“AMİNNN”dedi.
Özellikle:
“Allahım!memleketimizi ve milletimizi her türlü kaza ve beladan koru.”dediğinde, o zenci arkadaşın, canı gönülden bir kez dahi:
“Aminnn”deyişi kulaklarımda çınlıyor, bunu neden yazdım, diye merak edenler olabilir, affınıza mağruren bir not düşeyim, oda kendi kendime dedim ki:
“Ya bu hidayet gerçekten Allah’tan, yoksa, bizim öz be öz bu memlekette doğmuş, okumuş, yemiş, içmiş, gezmiş vs.vs. O kadar çok insan var ki, bu zenci arkadaştaki sevgi yok, demekki inanç işi.Bu konu ile yani, nankörlük, hased, çekememezlik gibi duyguları ifade eden, olmuş yada olmamış fakat ihtiva ettiği anlam içeriği ile bir ibretlik kıssa vardır:
“Hikaye şöyle: Şeytan Firavun’un evine gelip kapıyı vurur, Firavun; “kim o” diye seslenince, Şeytan sesini çıkarmadan kapıyı açar ve içeri girer. Firavun’u içeride tek başına oturmuş görünce sorar: “Ya Firavun, sen hem İlahlık iddiasında bulunuyorsun, hem de kapının arkasında kim var bilmiyorsun.” Firavun:
“Evet haklısın, aslında öyle, çok kötü biriyim ben. Der ve hemen arkasından da Şeytan’a; ya sen, seninde benden aşağı kalan yanın var mı der. Allah sana ilim verdi, seni üst seviyede tutarak seni meleklerin yanına/başına koydu. Ve daha sonra seni meleklerle birlikte imtihana tabi tuttuğu zaman sen; ilk imtihanında Allah’a karşı çıkarak imtihanı kaybettin, Allah tarafından kovuldun, lanetlendin.” Diye Şeytana söylenir.
Firavun yine devam eder ve Şeytan’a sorar: “acaba bu dünyada ikimizden başka, ikimizden daha kötü kimse var mıdır?”
Şeytan: “Var var der, ben bir kadın tanıyorum, bizden daha haset, bizden bile kıskanç ve çekemezlik ruhuna, damarlarına işlemiş… Şimdi gelirken yolda ona uğradım.”
“Kadın yatalak ve yatağında yıllardır yatıyor, kendisine benden bir isteğin var mı diye sordum. Evet senden bir isteğim var dedi, nedir isteğin dediğimde kulaklarıma inanamadım.”
Bana; “Şu dolabın içinde bir şişe olduğunu, şişenin içinde de zehir olduğunu söyledi. O şişenin içinde olan zehir ile komşusu olan dul kadının ineğini zehirleyerek öldürmemi istedi benden…”
Ben kendisine; “Sen benden de kötüsün dedim, oysaki o komşun her gün o ineği sağar, sütünden bir kısmını getirip sana içirir ve sen öyle yaşarsın, o inek olmasa ve komşun o ineğin sütünü sana içirmese, sen acından ölüp gidersin dediğim de ise bana daha ilginç bir cevap verdi. Bana o inek ölsün, komşum ineksiz kalsın ben ölsem de fark etmez. İşte görüyorsun ki bu kadın ikimizden de daha kıskanç, daha merhametsiz, kin ve haset her yerini kaplamış durumda ve ben onu olduğu gibi kendi haline bıraktım demiş.”
Peygamber Efendimiz sav:
“"Sizden önceki toplumların derdi size de bulaştı: Haset ve kin Kin beslemek kökten kazıyan şeydir Allah'a yemin ederim ki iman etmedikçe cennete giremezsiniz Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız Size birbirinizi seveceğiniz bir şeyi haber vereyim mi? Aranızda selamı yayın.”buyuruyor.
Ve yusuf suresi ile bitirelim:
““Ben nefsimi temize çıkarmam, çünkü Rabbimin merhamet ettiği hariç, nefis aşırı derecede kötülüğü emreder. Şüphesiz Rabbim çok bağışlayandır, çok merhamet edendir” dedi.” (Yusuf suresi 53. Ayet)