NEVZ DAĞINDAKİ İLK CİNAYET
Kabil, Habil' i daha henüz öldürülmenin ne olduğunu bilmeden, ne garip, ana Havva'nın “ Ölümde nedir?” diye şaşırdığı olay vuku bulduktan sonra, Hazreti Ali Efendimiz o anı tasvir eden şiirinde şöyle der:
“ Ülkeler değişti, içindekilerde
Çirkin ve değişik toprağın rengi artık
Renkler değişti, tatlarda
Azaldı yüzlerdeki tebessüm ve tatlılık
Hazreti Adem'e şöyle cevap verildi
Habil'de Babası'da biirlikte öldürüldü
Kesilmiş ölü gibi oldu, dipdiri adam”
Gücü yettiği halde, elini bile kaldırmadı Habil, KurAN şöyle anladır taptaze bir haber gibi o anı:
“ Beni öldürmek için elini bana uzatırsan, ben seni öldürmek için elimi sana uzatmam, muhakkak ki ben alemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım”
İbretlik bir vakıa, sosyolojik ve de psikolojik bir derinliğe sahip bir ikaz, ibret alan var mı? Mezar kazan mezarcı gibi, meyyiti yıkayan gassal gibi, tabutu taşıyanlar gibi.
Adem' e düşman iblis boş durmuyor, o gün bu gündür, tuzak üzerine tuzak, entrika üzerine entrika planlamaktadır. Sonunda Kabil' de âmâ oğlu taşla öldürmüştür, öyle ya” Etme bulma dünyası” değil miydi?
Bu cinayetlerin, katliamların dünyasına çocuklarda dahil edilmiştir ne yazık ki.
Şair A. Ali Ural şöyle der bir yazısında:
“ Belki de şeytan cehennemde Allah'a yalvarıyordur şöyle: Allah'ım bütün günahlar kabülüm de, Allahım! Ama bu bebek cinayetlerinden bir pay yükleme bana”
Ez cümle:
“ Allahım biz nefsimize zulm ettik”