TARİHTE BUGÜN
Bugün Kanuni Sultan Süleyman Han, 27/11/1526 da Avusturya seferine çıktı.Her ne vakit Rumeliye doğru, ecdadı ansam, hep aklıma Tuna nehri gelir, hey gidi öksüz Tuna, Yetim Tuna, sahipsiz Tuna;
“Tuna Nehri akmam diyor
Etrafımı yıkmam diyor
Şanı büyük Osman Paşa
Plevne’den çıkmam diyor.
Düşman Tuna’yı atladı
Karakolları yokladı
Osman Paşa’nın kolunda
Beş bin top birden patladı..”
1948-Yine bugün, Amasya, Tokat, Ordu, Kastamonu’da deprem oldu, 4016 kişi öldü, 23785 ev yıkıldı, KurAN’da anlatılan Kıyamet sahnesinin bir küçük sahnesi, 1999-17 Ağustosta Marmarada bizde yaşadık, Rabbim affet bizi:
“Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
1- Yer o yaman sarsıntı ile sarsıldığı,
2- Yer, içindeki ağırlıkları çıkarıp dışarı attığı,
3- Ve insan: "Ona ne oluyor?" dediği zaman.
4- O gün yer, bütün haberlerini anlatır.
5- Çünkü Rabbin ona vahyetmiştir.
6- O gün insanlar, amellerinin karşılığı kendilerine gösterilmek üzere bölük bölük çıkacaklardır.
7- Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir.
8- Her kim, zerre kadar şer işlemişse onu görecektir.”
Yine bugün; Fransız romancı, Aleksandre Dumas 71 yaşında(1824)de öldü, bazı sözleri:
“Felsefe öğrenilmez; felsefe kazanılan bilgilerin beyinde bir araya gelmesidir; beyin onları uygular.
Felsefe, İsa'nın gökyüzüne çıkmak için ayağını bastığı parlak buluttur.
Ağaç hiçbir zaman çiçeğini bırakıp gitmez; ağacı bırakıp giden her zaman çiçektir.
Aşk ne yüce bir çocuktur.
Bütün genelleştirmeler tehlikelidir, bu bile.
Genç insan, önce dol ki sonra rahatça taşabilesin.
Gerçek mutluluk, gecenin karanlığında güneşi pencerene çizebilmektir.
Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için…”
Ve Dünya bir sahne idi, herkes kendisine biçilen rölü, oynayıp gidiyordu,
Şehrin girişlerinde, turistler için,
Velcome(hoş geldiniz)
Çıkışlarında ise:Good bye(güle güle)
Bunu Bizim Veysel çok evrensel anlatır, malum:
“
Uzun İnce Bir Yoldayım
Gidiyorum Gündüz Gece
Bilmiyorum Ne Haldeyim
Gidiyorum Gündüz Gece
Dünyaya Geldiğim Anda
Yürüdüm Aynı Zamanda
İki Kapılı Bir Handa
Gidiyorum Gündüz Gece
Uykuda Dahi Yürüyorum
Kalmaya Sebep Arıyorum
Gidenleri Hep Görüyorum
Gidiyorum Gündüz Gece
Kırk Dokuz Yıl Bu Yollarda
Ovada Dağda Çöllerde
Düşmüşüm Gurbet Ellerde
Gidiyorum Gündüz Gece
Düşünülürse Derince
Uzak Görünür Görünce
Bir Yol Dakka Miktarınca
Gidiyorum Gündüz Gece
Şaşar Veysel İş Bu Hale
Kah Ağlaya Kahi Güle
Yetişmek İçin Menzile
Gidiyorum Gündüz Gece.”
Bizim Yunus’ta derki:
“Biz Dünyadan, göçer olduk,
Gayri, Kalanlara selam olsun.”