Geçmişin izinde, gelecek
Amcam memlekette o zamanlar çok kar yağardı, diz boyu, İnsan boyu, dam boyu, yazardı duvarlara kartopu yaparak yaptığı kar kalemi ile:
“Hoş geldin gış!
Güle güle bahar”
Dediğim gibi iyi kar yağardı, zira daha küresel ısınma yoktu, buzullar erimemişti, ozon delinmemişti, tamda şu meşhur, türkülere konu olmuş, kliplere girmiş, bir çok sanatçı tarafından dillendirilmiş KAR YAĞARDI ERZURUMA şiirinde olduğu gibi:
“Kar Yağardı Erzurum’a,
Eskiden, kar yağardı Erzurum’a.
Toprak damlarda sırt sırta yaşardık.
Sabahla leyin kalkar damlarımızı kururduk ya,, Allah
Kardan tayalar olurdu, mehlelerin önünde
Tüneller acar, yola kavuşurduk
Eskiden, kar yağardı Erzurum’a
Henüz ayrılmamıştık,henüz bölünmemiştik
Ayni mehledeydik,zengini,fakiri,esnafı,
yoksulu, bir arada birliktik,
toprak damlarda omuz omuza sim sıcak
ve kar yağardı Erzurum’a, bembeyaz,
lapa lapa henüz bölünmemiştik, henüz ayrılmamıştık.
Henüz icat olmamıştı, kooperatifler, siteler
Dubleksler,tripleksler,olmaz olası kartonpiyerler.
Gariban sıkısınca kime gidebileceğini bilir
Zengin kimi gözeteceğini bilir,
esnafla memur gül gibi geçinip giderdi
ve kar yağardı Erzurum’a, bembeyaz lapa lapa
henüz ayrılmamıştık henuz bölünmemiştik…
memurlar bir kooperatife esnaflar bir siteye,
zenginler dubkeslere, triplesklere
garibanlar geber olan gece kondular kalmamıştı
ve kar yağardı Erzurum’a bembeyaz lapa lapa
henüz, fakir zengini hırsızlıkla
zengin, fakiri tembellikle suçlamazdı
çünkü kar yağardı lapa lapa
çünkü kar yağardı bembeyaz
çünkü karin temizliği yüreklerimize
vurmuştur eskiden kar yağardı Erzurum’a
yoktu, çeşit makinelerimiz
dev ,ekran televizyonlarımız
no frost buzdolaplarımız
ama kilerlerimiz girtiğine kadar doluydu
yüreklerimiz gibi
çünkü kar yağardı Erzurum’a
çünkü kar rahmetti
çünkü kar bereketi
eskiden, kar yağardı Erzurum’a
adam boyu adamlarda adamdı o zamanlar
ne cumhuriyet caddesinde
onun bunun namusuna kötü gözle bakar
nede laf atardılar
çünkü senin namusun benim benim kisi senindi
bir idik biz idik
ve kar yağardı Erzurum’a
adam boyu ve adamlar adamdılar o zamanlar
kar sendin, kar bendim, kar bizdik
eridik, eridik, eridik, eridik”
Hama yandı dün, Ve haykırdı şair Cahit Zarifoğlu:
“ sabah ezan sesi gelmedi camimizden
Korktum bütün insanlar,
bütün insanlık adına.” (Hama 1982)
Bugün Şam yanıyor, Halep yanıyor, Kabil yanıyor, Kudüs yanıyor, Coğrafyam yanıyor Ve aylan bebek boğuluyor, anne, baba sürgün, tıpkı şu türküdeki gibi:
“ Üç kardaştık bir zamanlar üç kardaş
Oy oy…
O toprakta sen zindanda ben sürgün
Oy oy…
Aklımıza gelir miydi hiç karda
Oy oy…
O toprakta sen zindanda ben sürgün
Oy oy…
O şehittir şehit diye anayım
Oy oy…
Fakat sana çarem yok ki sunayım
Oy oy…
Sen bana yan ben de sana yanayım
Oy oy…
O toprakta sen zindanda ben sürgün
Oy oy…
Arif der ki bu çileler bu ahlar
Oy oy…
Belki bize bu çilede felah var
Oy oy…
Kul bilmezse bunu bilen Allah var
Oy oy…
O toprakta sen zindanda ben sürgün
Oy oy…”
Ve yeni yıl, eski yıldan sonra, yani “Dün öldü, bu gün can çekişiyor, yarın henüz doğmadı.”
Son söz, daha dün 10 yaşımda” Daha askere gitmeme 10 sene var” derken, şimdi askerlik biteli 25 yıl olmuş, sahi hangisi yeni, yada hangisi eski.
Neyse Selçuk arkadaşımın dediği gibi:” Neyse boşver önemli değil(!)”
Neyse; happy year.