Es Selamun Aleyküm dostlar.
Henüz yazıma geçmeden önce ilk yazım ile sizlerle buluşmanın sevincini,heyecanını sizlerle samimiyetimle paylaşmak istiyorum.
Yazıma yavaş yavaş giriş yapalım.Bugün 08 Mart 2018,bugüne önem katan olayı ise malumunuzdur ki “Dünya Kadınlar Günü”
Peki bugünü ortaya atan kim? Batı! Sormak lazım gelmez mi hani o çok çağdaş,medeni Batı,kadınlar gününü ortaya atacak kadar madem değer veriyor,o halde sırf Müslüman olduğu için Afganistan'dan Irak'a, Suriye’den Filistin'e,Afrika coğrafyasından Doğu Türkistan'a velhasıl dünyanın dört bir yanında kadınlar, kızlar niye tecavüze uğruyor? Mülteci gittiği ülkelerde satılıyor? Çocukları, babaları, eşleri, kardeşleri hunharca katlediliyor? Bu tecavüzlere maruz kalan elbette sadece Müslüman kadınlar değil, Avrupa ve ABD'de gayri meşru ilişkilerden doğan çocukların sayısı hiçte az değil! Öte yandan Vatikan dediğimiz Hristiyanlığın kalesi olan yerin aslen bir şirket olduğunu sanıyorum bilmeyen yoktur. İşte bu şirkette artık sayısı dört hanelere kadar ulaşan tecavüze uğramış erkek çocuklar, evet yanlış okumadınız tecavüze uğrayan erkek çocuklar ve bu konular nedense hiç gündeme gelmiyor. Peki Batı kadına,çocuklara ve dahi insanlara verdiği değeri sadece bununla mı ortaya koyuyor? Kocaman bir hayır! Annelik gibi kutsal bir müesseseyi oldukça basite indirgeyip kadına sen kariyer yap gerisi lüzumsuz mantalitesini gerek dizi,sinema da subliminal, gerekse doğrudan empoze ediyor. Sonra kadınlara şunu empoze ettiler kocana,babana boyun eğme,kendi gücünü eline al, paranı kazan özgürlüğünü tümüyle ilan et, hesap vermek zorunda değilsin dediler, tabi ki bunu doğrudan söylemediler. Kadın erkek eşittir,kadın istediğini yapmakta özgürdür, bakın falanca ülkede kadınlarş unları şunları yapıyor, kadınların erkeklerden neyi eksik gibi süslü, Firavun büyüsü misali tatlı tatlı sözlerle etkileri altına alıyorlar. Bugün sonuç nedir ona bakalım. Sonuç şu; Batı kadına,çocuklara çok değer veriyor maskesi altında yaptığı eylemlerde milyonlarca tecavüze uğramış kadın, kız ve erkek çocuk,milyonlarca yetim ve öksüz bunların yanı sıra kadın erkek eşitliğinden faydalanarak babası veya kocasına itaatkar olmayıp kapitalist sistemde patronuna,müdürüne köle olmuş, itaatkar olmuş sözüm ona özgüven patlaması yaşayan kadınlar tabi iş yoğunluğu nedeniyle ilgisiz kalan bir sürü çocuk evet işte “Batı” değer verirken dahi bu kadar tahribat oluştururken biz nasıl olurda onlara sempati duyabiliriz? Bunu yüksek sesle sorgulamak lazım!
Eğer gerçek bir değer aranıyorsa kadına,erkeğe, çocuğa, ihtiyara velhasıl toplumun tüm fertlerine İslâm hepsine fazla fazla veriyor. Kısaca İslam kadına nasıl bakıyor? Hangi uygulamalarla değer veriyor? Sorularına değinirerek şu misali versek yanılmış olayız; İslam kadına bir kuyumcu mantığı ile bakar.Mantık şudur bir kuyumcu altın,gümüş ,inci gibi mücevherleri vitrinde sergilerken zümrüt,yakut,elmas gibi daha da değerli ve önemli mücvherleri en özel keselerde ,kasalarda saklar ve sadece özel alıcı müşterisinin beğenisine sunar.İşte bu mantıkla İslam kadın için şöyle yaklaşıyor,kadın o çok değerli mücevher gibidir çalışmasını emretmemiş geçim yükünü erkeğe vermiştir sebebi de kadın iş şartlarında ezilmesin,sadece eşine süslensin ki o mücevherin değeri kaybolmasın, basite indirgenmesin vs. vs. örnekleri çoğaltabiliriz. Kadın fıtrat olarak narin yaratıldığı için İslam kadına üst düzeyde değer verip koruma altına almıştır. Ve cenneti annelerin ayakları altına sermiştir.
Velhasıl kelam, biz bütün istifadelerimizi İslâm’dan almayı öğrenelim o zaman hepimiz göreceğiz ki asıl değerler,huzur, refah zaten bizde, batıya hiç gerek yokmuş diyeceğiz. İnşaAllah bir gün İslâm'ın tümüyle kıymetini,değerini anlamak, hissetmek ve yaşamak dileğiyle.
Allah'a emanet olun...