İyi parti, 25 Ekim 2017’de Başkanlık seçimlerinden tam 8 ay önce apar topar kurulduğunda, aklı başındaki her vatandaşın ortak kanısı proje uğruna kurulduğu yönündeydi. Denklem son derece basitti aslında, MHP’de aradığını bulamayan ve yeni bir oluşumla parlamak isteyen siyasileri kullanarak, milliyetçi oyları toplayıp, AK Parti - MHP koalisyonunu etkisiz kılmak ve seçimi ikinci tura bırakmak!
Bu projenin en önemli ayağından biri de hiç kuşkusuz basındı. Yalnız basın kendi payına düşen görevi yapmak yerine, dizginlerinden kurtulmuş beygir gibi verdi coşkuyu! Şişirdikçe şişirdi, neler yazıp çizmediler ki?
Namaz kılan öğrencileri, irtica başlıklarıyla büyük puntolarla sayfa sayfa ilan eden gazeteler, partili yetkililerin türbe ziyaretlerini manşetten yayınlar oldular. Bizler bu komedinin farkındaydık ama onlar 24 Haziran’a kadar devam mantığıyla hiç utanmadılar yaptıklarından.
İyi halt ettiler, bakın sonra ne oldu?
***
Daha düne kadar bizim mahallenin sokaklarında gezen tekir, oldu sana aslan Bekir!
Projeden ve gerçeklikten uzaklaştılar. Ortada seçim falan yokken “ben Başbakan olacağım” diyen AKŞENER, şükür bu kez ben “Cumhurbaşkanı olacağım” söylemini seçimlere denk getirdi!
Mükemmel bir inandırılmışlık..!
Öyle ki fikrinin ince gülünün, Abdullah GÜL olmadığını, ben adaylıktan vazgeçmeyeceğim sözleriyle herkese ilan etti ve millet ittifakının köküne kibrit suyunu döküverdi.
Sonrası mı?
Sonrası Malum. Daha seçim kampanyası devam ederken 3 il başkanı, 14 ilçe başkanı, 5 aday, 8 kurucu üye, 624 parti üyesi… Kimi aday gösterilmediği için, kimi adayları beğenmediği için, ekseriyeti satıldık söylemi ile yollarını ayırdılar. Biz kuruculardanız, davanın asıl sahipleriyiz, yoldakiler, yola çıkanlara değişildi dediler. Kimse de çıkıp yahu hangi yol, hangi dava, birkaç aylık partiye kaç yılınızı verdiniz de böyle konuşuyorsunuz, parti logonuz bile ekim ayında belli oldu demedi iyi mi?
***
Ve 24 Haziran seçimleri;
Aslan kükrerse atın ayağı kösteklenirmiş ya hani, Bahçeli girdiği seçimden yüzde 11 oy alınca, projenin en önemli ayağı kırıldı. Parti tarumar oldu. Önce seçimli olağanüstü kongre, ardından liderlerinin bırakıyorum açıklaması…
Elbette bırakmadı, kendini zincirleyen arkadaşlara ayıp olmasın ya hu!
Meral Hanım bırakmadı, ancak 3 ağır top, kurucu üyelerden Yusuf Halaçoğlu, Özcan Yeniçeri ve Nevzat Bor istifa etti.
Partiyi hiçbir yere oturtamayan ve kaçınılmaz sonu gören kurt siyasetçilerin son halkası da, Kurucular Kurulu Üyesi ve Genel Başkan Danışmanı Göksel Taşçı’dan başkası değildi.
Dedik ya kaçan kaçana!
***
Giriş, gelişme hızlıydı da peki kapanış ne zaman?
Durun, durun! Acele etmeyin, bir sonra ki seçimlere kadar zaman var. Hem bu sefer Milletin hazinesinden milyonları almak için, CHP’den gelecek boynu bükük, kiralık vekillere de ihtiyaçları yok. Kimsenin ekmeği ile oynamayalım değil mi?