Bugünkü makalemi partilerin grup toplantıları için ayırmıştım. CHP’nin uzatmalı liderinin(!) söyleyecek çok şeyi vardı. Her zamanki gibi, konuştuklarının içini dolduramayıp, sıfır bilgi ile bir sürü malzeme verdi, emekli ve top sakallı “İslamofobik” amcalara…
Haksızlık etmeyelim. Sağ olsun ve inşallah partisinin başından eksik olmasın, bize de yazmak için bi dünya mevzu çıktı.
Tam kalemi elime alıp, bir yandan da bıyık altı sırıtmaya başlamıştım ki…
“Onurun, gururun ve haysiyetin varsa anlaşmayı iptal et, uçağı da iade et!” dedi.
Söyledikleri ile ilgili yazıp, çizeceğim her şeyi boş verdim.
Artık söylenenlere ve söylenmeyenlere şaşırmıyoruz. Sahteliği, mahkemelerin verdiği kararlarla da sabit, kimler tarafından verildiğini çok iyi bildiğimiz “belgelere de” gülüp geçiyoruz, ödenen 1 milyona yakın manevi tazminata da, doğrudan ilgili muhatapların yalanlamalarına da, batılı kafaların emriyle oynanan akıl oyunlarına da…
Takıldığım konu Mckinsey ile yapılan danışmanlık anlaşması değil tabi, Lozan antlaşması ile yaşanan hezimete ve Fulbright anlaşması ile yaşanan eğitim ve kültür erozyonuna kafa yormayanların Mckinsey anlaşmasına odaklanmaları ironikte olsa CHP için katedilmiş önemli bir mesafedir benim gözümde. Bu nedenle acı acı gülümsemeyi bırakalım!
Ha bu arada, 2015 yılında ABD’li Benenson Strategy Group (BSG) ile seçim danışmanlığı konusunda anlaşan bunlar değil miydi?
Neyse tamam tamam! Gelelim asıl takıldığım konuya.
Uçağı iade et(!) meselesi...
“Boeing 747-8”
İnönü’nün ABD korkusuyla, toprağa gömdürdüğü Nuri Demirağ’a ait tamamen yerli ve milli, D-38 yolcu uçaklarından çok daha konforlu.1938 yılında üretilen D-38’in 6 koltuğu vardı. Bunun 76 koltuğu var. Hem 6 koltuklu uçak mı olurmuş? Yakıtına yazık. Neyse konumuz bu değil…
Katar Şeyhi El Sani “Uçağı Türk milletine hediye ettiğini açıkladı.”
Dinimizde hediyeleşmek sünnetir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: “Hediyeleşin, çünkü hediye, aradaki muhabbeti artırır. Hediyeyi reddeden, Allahü Teâlâ’nın verdiğini reddetmiş olur.”
Demek ki bu konuda kimsenin yanlış yaptığı yok. İslam’da ölçü buysa, her şey ölçülü.
Yok yok… Bu da size uygun gelmedi değil mi?
Bir kere hiç batılı ve entelektüel değil! Vallahi haklısınız.
O zaman : “Lekum dinukum ve liye din”
Ömer Namık AKKOYUN