DARBE OLUR MU? - RAND CORPORATİON TÜRKİYE RAPORU 2020
Rand corporation kimdir nedir onu anlatalım kısaca. 1948 yılında kurulmuş bir think tang yani düşünce kuruluşudur. Amacı ise ABD hava kuvvetlerinin dünya üzerinde üs kuracağı yerleri tespit etmektir. Arkasında Pentagon vardır. Tabiki süreç içerisinde amacı olarak açıklanan misyonun dışında hareket etmekte, ABD savunma bakanlıkları için stratejik ve politik rapolar (ben buna politikasına yön verme diyorum) oluşturmaktadır. Yayınladığı raporlar %90-95 oranında kamuya açıktır. Geliştirdiği politikalar üst akıl tarafından uygulanmaktadır.
Raporda Türkiye'nin NATO müttefikliğinden ve müttefiklerinden uzaklaşmasının, TSK içinde bir grubu rahatsız ettiğinden ve olası darbe girişimi imasından bahsetmektedir. Anahtar muhatab olarak HULUSİ AKAR'ı hedef tahtasına koydu. Toplum nezdinde kabul edilmiş olan Milli Savunma Bakanı HULUSİ AKAR, "kurnazlıkla kurgulanmış" ve "çarpıtılmış" olduğunu beyan etti.
Muhalefetin iktidara gelmesiyle Türkiye'nin yüzünü yeniden batıya dönebilme ihtimali raporda açık bir şekilde belirtiliyor. Bir diğer seçenek ise Avrasya ve Avrupa arasında Türkiyenin denge politikasını arttıracağı yönündedir. Ve en son tespiti ise Türkiye'nin NATO'dan çıkabileceği şeklindedir.
ŞİMDİ BİRAZ DERİNE İNELİM
Tabiki bu Rand Coproration'un ilk Türkiye raporu değil.
1989 yılında yayınlanan raporda eğer Radikal İslam’ın önü kesilmek isteniyorsa, ılımlı güçlerin siyasî hayata katılmasına izin verilmelidir denmişti. (ABD Başkanı Jim Carter'ın düşünce kuruluşu "Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi"nin Ekim 1994 tarihli raporunda, rahmetli Necmettin Erbakan'ı "ılımlı dini lider" olarak göstermişti.)
1996 tarihinde Rand corporation yayınladığı raporda Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakan, Abdullah Gül'ün ise Cumhurbaşkanı olmasını yazmış ve bu öngörüsü tutmuştu. Ayrıca yine aynı raporda, TSK'nin radikal islamcılar ile mücadele etmesi için müdahale edebileceğini ima etmiş ve bu öngörüde tahmin edebileceğiniz üzere 28 Şubat sürecini doğurmuştu.
.
Rand Corporation’un hazırladığı 2007 tarihli raporun başlığı ne garip ki;
“Ilımlı Müslüman Ağlar Oluşturmak”.
Yani ılımlı İslam'a geçilmiş ve alt başlıkları oluşturulmaya başlanacaktır.
CIA ve Amerikan yönetimine sunulan Raporda, Ilımlı Müslüman Ağ’ın oluşturulması için desteklenmesi gereken gruplar şu şekilde sıralanmış:
Liberal ve laik Müslüman entelektüeller, Genç ve Ilımlı Din Bilginleri, Ilımlı Toplumsal Liderler
Cinsiyet Eşitliğini Savunan Kadın Grupları, Ilımlı gazeteci ve yazarlar.
Neredeyse bir Milli Güvenlik Sorunu haline gelen Rand Corporation raporlarını takibe almakta toplumsal olarak fayda görüyorum.
SENTEZ
ABD düşünce kuruluşlarının vesayeti altında ezilmektedir. Bunun bariz örneğini bir çok defa Pentagon ve Beyaz Saray'ın farklı açıklamalarında ve bu açıklamaları önceden yazan düşünce kuruluşları raporlarında gördük.
Türkiye hakkında yayınladığı raporla bu ara gündem olan Rand Corporation, öngürdüğü konuların gerçekleşmesi konusunda da epey bir uzman görülüyor. Ortalığı karıştırmakta da gayet iyiler. Bence konunun direk muhatabı Ergenekon ve Balyoz davaları sürecinde hüküm almış daha sonra tahliye edilmiş kişiler ile NATO sevici emekli generallerdir. Zaten Rand'ın raporu açık bir şekilde NATO konsepti üzerinden yazılmıştır.
Ancak
Her ne kadar TSK'yı tahrik edecek açıklamalar yapsada, askeri darbe şeklinde bir girişimin yaşanacağını düşünmüyorum. Ben burada farklı bir teori oluşturma eğilimindeyim. Bu da asker kökenli kişilerin, siyasi açıklamalar yaparak toplumu bir sivil darbeye açık hale getirmesi diyebilirim. Sivil darbe girişimi ancak ve ancak Liderin yargılama sürecine girmesiyle oluşur.
Bu açıdan bakıldığında Recep Tayyip Erdoğan'ın Pakistan dönüşü "darbe sorusuna" verdiği cevaba bakarsak; Milletimiz ‘Kapıdan dışarı çıkalım mı çıkmayalım mı’ demez. Elinde neyi var neyi yok herkes meydanlara dökülür şeklindedir. Yani "böyle birşey söz konusu değil" demediği gibi "bu ihtimali değerlendiriyorum" şeklinde anlaşılması sanırım yanlış olmaz. Diğer bir taraftan bu açıklamayla arkasındaki halk gücüne olan güvenini ortaya koymaktadır.
Ve devamında bir açıklaması çok dikkatimi çekti.
"Türkiye en az Cumhuriyetimizin kuruluş dönemindeki kadar kritik, sonuçları en az o dönemdeki kadar büyük olacak bir mücadelenin içindedir."
Bu açıklama Devlet Başkanı seviyesinde biri tarafından yapılınca, nasıl zorlu bir viraja girdiğimizi, mücadelenin ne denli zorlu olacağını anlamak için ARİF olmaya gerek yoktur...
-Evvel ALLAH'ın C.C. izniyle bu millet, bir daha NATO konseptli herhangi bir askeri darbeye müsade etmeyecektir.-
ALLAH C.C. Yar Ve Yardımcımız Olsun..
Selam ve Dua ile
OKAN AŞCI