NEDEN ABDULLAH
SELAMÜNALEYKÜM
"ESİRGEYEN VE BAĞIŞLAYAN ALLAH'IN C.C. ADIYLA"
Bu sefer biraz uzun olacak. Lütfen okuyun!..
Geçtiğimiz günlerde Başkanlığa adaylığı hakkında açıklama yapan Abdullah Gül "ortak bir mutabakat sağlanamadığı için aday değilim" diyerek milyonlarca olduğunu tahmin ettiğim Ak Partilinin kalbine bir hançer daha saplamış oldu. Sosyal medya kalemşörleri konuya yarım salvo ve parendeler atarak hatta küfür kıyamet durumlar paylaşarak girdiler. Tavsiyem sosyal medyayı iyi takip edin ancak her söylenene bu kadar büyük reaksiyon göstermeyin ve inanmayın. Tabi benim yazdıklarımın tamamı teoridir.
Her zaman söylerim, ilk emri OKU olan dinin sahibi yüce ALLAH C.C. , yarın ahirette "Okudun mu ?" diye sormazmı adama. (oku emrinin burda sadece kitap okumak anlamında söylenmediğinin altını çizmekte fayda görüyorum)
Abdullah GÜL olayına biraz farklı açıdan bakmaya davet ediyorum sizleri. Dilim döndüğünce kendi fikriyatımı bu satırlara yazmayı boynumun borcu bilirim.
"Vatan Haini Yaftasının Bu Kadar Kolay Vurulabildiği Ülkemizde,
İdam Cezasının Gelmesini Uygun Bulmuyorum"
Madde 1: Abdullah GÜL en kısa tabirle kimdir ?
Cevap : Liderimiz Recep Tayyip Erdoğanın 40 senelik dostu ve yol arkadaşıdır. Aynı zamanda Milli görüş terbiyesi almış dini bütün bir ademdir. Ak Partinin kurucusu , dava adamı , Necmettin Erbakan Hoca'nın talebesidir.
Madde 2: Abdullah GÜL hıyanet içindemidir.
Şahsi kanaatim değildir. Neden mi ?
İşte makale şimdi başlıyor.
1) SADIK :
Fatih Sultan Mehmet Han, vefat etmeden önce son seferine hazırlanırken, Roma'dan bir mektup almış. Mektupta Hristiyan bir kardinal, " Efendim, ömrümün son zamanını kendi vatanımda geçirmek dilerim. Beni, İstanbul'da bir kiliseye almanız mümkün mü ? " diye ricada bulunmuş. Sultan Fatih çok sinirlenmiş, kardinale emir göndermiş: Görevimiz tamam olmadan asla!" "Eyvallah Sultanım!" . Mektubu yazan Fatih'in çocukluk arkadaşı Sadık'tır. Sultan Mehmet, İstanbul' u fethederken Sadık' ı Hristiyan kimliğine büründürmüş, kiliseye yerleştirmiş. Sadık yükselmiş, yükselmiş, kardinalliğe kadar ilerlermiş. Derler ki , Fatih zehirlenmeseydi de, son seferinde Roma' yı fethetseydi; Sadık'ı Hristiyan dünyaya papa yapacaktı!
2) MAHMUT YILDIRIM (YEŞİL) :
Yeşilin Kendi Anlattığı olaymış ;
"Ben Abdullah Öcalan'ın yanına kadar gittim, orada onu öldürmek için tam 3 ay bekledim. 3 ay hainlerle yaşadım, yılan yedim böcek yedim. Artık sabrım kalmadı ve Jitem'den bana bu emri veren albayla irtibata geçtim "Neyi bekliyorum efendim, bu emir ne zaman gelecek?" dedim. Albay bana "Emir büyük yerden, öldürmeden geri geleceksin." dedi. Duyduğum laflar karşısında fenalık geçirdim. Ben para için değil binlerce askeri öldüren soysuzların hesabını kesmek için bu görevi üstlendiğimi bildirdim Jitem'ci albay'a. Bana ömrün hapiste çürür dedi, sonra ona dedim ki "Birazdan Apoyu öldüreceğim, sonra seni ve sana o emri veren makamdakileri." Bunlar devletin bütün birimlerine sızmış. Apoyu öldüremedim, o gece dağ kadrosunda bir tane hain olduğunu öğrendim telsiz'den. Herkesi sorgulamaya başladılar, yakalanmam an meselesiydi. Apo'yu alıp götürdüler kamptan. Gece olunca zar zor ayrıldım kamptan. Ve giderken şunu yazdım "Yeşil bir kere geldi, bir daha geldiğinde hiçbiriniz yaşamayacaksınız!" Türkiye'ye gelemedim, hain ettiler beni. En çok zoruma bu gitti, milletimin beni hain bilmesi.."
Bir dönemin insaları YEŞİL'i devlet düşmanı HAİN olarak bildi. Şimdilerde hakkında methiyeler düzüyorlar.
Gelelim günümüze
3) KURTLAR VADİSİ POLAT ALEMDAR :
Devletin KGT adındaki örgütü ve mafyanın içine adam yerleştirmesi. Daha sonra o ajanın mafyanın başına geçmesi. Devamında mafya güzellemesini bitirip asıl işi olan vatan, devlet için devlet görevlisi olarak siyasi konularda, milli çıkarlar uğrunda çalışması....
Bunların hepsine inanıyoruz değil mi ? İnanmasak izlemezdik. (İskenderin ölümünden sonra ben izlemeyi bıraktım ancak etrafımdaki konusmalardan izlemiş kadar oluyorum.) Ama asıl işi DEVLET'in bekâsıdır.
4) DİRİLİŞ ERTUĞRUL
Adım gibi eminim yeni bölümü herkes izledi. Peki nedir burdaki alaka. Tabiki de ARES. Bir zamanların azılı Hristiyan'ı tövbe edip müslüman olup ertuğrul'a istihbarat elemanı olarak çalışmaya başlar. Peki papaz'a ne demeli ? Obaya sorsan herkes gavur bilir. Ama asıl işi DEVLET'in bekâsıdır.
5) HEYET : GİZLİ TÜRK DEVLET AKLI
Hiç birimiz tam emin olmasakta ve hiçbir zamanda varlığından haberimiz olamayacak 2000 yıllık (belki daha fazla) devlet aklımız. Öyle ki ajanlar yetiştirip diğer ülkelerde istihbarat topluyor, bilgiler getiriyor hatta iç ve dış politikamız büyük ihtimalle bu istihbari raporlar ve heyet tarafından belirleniyor. Bir kişi bana heyetten birini göstersin lütfen. (olmadığını iddaa etmiyorum asla) Ama asıl iş DEVLET'in bekâsıdır.
6) NECMETTİN ERBAKAN :
Bugün Recep Tayyip Erdoğan'dan liderimiz olarak bahsediyorsak. Necmettin Erbakan'ın bize bunu sağladığını asla ve kat'a unutmamamız gerekiyor. Ak Partinin son zamanlarında kendi yetiştirdiği adamlara neden yüklendiğini , ağır muhalefet yaptığını bir türlü anlayamamıştık. Mesele meğerse yetişen kadroya yol açmakmış ve biz (biz derken bir çoğumuz) bunu çok sonradan farkettik. Peki bu deha yetiştirdiği adamların bir kısmını devlete yerleştirirken diğerlerinide bir yerlere ajan olarak göndermiş/yerleştirmiş olamaz mı? Ama asıl iş DEVLET'in bekâsıdır.
ŞİMDİ ASIL KONUYA DÖNERSEK
Abdullah GÜL Exeter üniversitesinde okumuş biri olarak yani birçok ingiliz ajanının yetiştiği okulda bizim çift taraflı ajanımız olabilir mi ? Yukarıdaki maddeleri bir daha bir daha okuyun. Neden olmasın
Geçtiğimiz yıllar boyunca Abdullah GÜL bir çok açıklaması ile tepki topladı. Reisin kardeşim dediği kişinin böyle şeyler yapması toplumda kendisine karşı cephe almasını sağladı. Belkide Türk Devlet Aklı ona bu misyonu yükledi.
CHP'li birinden samimi bir itiraf
"Bünyemizden bir tane adam çıkaramadık. 100 yıllık partiyiz ama derdimiz adam yetiştirmek olmadı. Bu yüzden hala AK Partinin çöpünü karıştırmakla meşguluz. Ali Babacan, Abdullah GÜL. Kim olursa razıyız."
SOL görüşü Milli Görüş terbiyesi almış biriyle temsil etmek. Bu bize faydamı getirir zararmı ?
Tabiki bize fayda getirir. Bir kere taban tabana zıt oldukları için asla seçilemez. Seçilemeyeceği için Reis en az %65 ile yerini sağlamlaştırır.
Sol kesimin tabanı böyle birine asla oy vermez. Zaten açıklamalarıda bu yönde. ÇATI adaymış hadi ordan. Bu oyunuda nasıl oldu bilmiyorum ama CHP tabanı bozdu. İlginç..
GÜL'e verilen misyon gereği cumhurbaşkanlığı döneminde bilhassa sürekli ılıman çıkışlar yaptı. Çünkü SOL'un hainlerini, hain olmayan kesimden ayırmak zorundalardı.
Bazen birilerini feda etmen gerekir.Aslında iş DEVLETİN BEKÂSI'dır. Bu birileri belki 40 yıllık dostun olur, tıpkı Sultan Mehmet'in çocukluk arkadaşı SADIK gibi. Toplum onu her zaman HAİN olarak bilecektir tıpkı MAHMUT YILDIRIM GİBİ. Belki de o hain bildiğin adam devlet adına çalışan biri olacaktır tıpkı POLAT ALEMDAR gibi.
Sahşi kanaatimi açıkça yazmış oldum. Ben hain, fetocu, yok bilmem ne olduğuna inanmıyorum. Hatta iddiam şudur ki Abdullah GÜL bu devletin TRUVA atıdır görevini çokta güzel icra etmiştir.
Bir NOT: Dava dediğimiz şey pazarda kilo ile satılmıyor. Dava satmak öyle ağızdan çıktığı kadar kolay olsaydı pazarda satılırdı.
Selam ve Dua İle
Okan AŞCI / bihavadis.com
Facebook : www.facebook.com/Okan.asci
Twitter : www.twitter.com/OknAsc
instagram : www.instagram.com/kanbey1453
Mail : [email protected]
[email protected]