Bilgi işleme sanatı
Çağımız bilgi çağı, ve bilgi her yerde var. Bilginin doğru kullanımı ile gelecekte çok önemli işlere imza atmak mümkün. Günlük yaşamdaki en güncel ve hızlı çözümler, gelişen teknolojiye her an erişim ile sağlanacak. Türkiye cep telefonu abone sayısı 2016 yılında 75 milyon ve Türkiye hanehalknını internete erişimi %76,3 düzeyinde. Türkiye genç nüfusu 13 milyon ile Belçika, Yunanistan, İsveç ve Macaristan gibi AB üyesi olan 20 ülkeyi geride bırakacak güçte. Bu genç nüfusun bilgiye erişimi ve bilgiyi kullanma becerisi ülke kalkınmasında çok önemlidir. Çünkü" bilgiye ulaşıldıkça cehalet ortaya çıkar". Ancak kalkınmaya dönüşümde edinilen, ulaşılan bilginin faydaya ve sonuçta da paraya dönüşümü çok önemli. Bilgiye ulaşmada iyiyiz ancak, ulaşılan bilginin işlenmesinde aynı başarı söz konusu değil.
Bilgi işleme "yorumlama - değerlendirme, etkili -verimli amaca uygun yerde kullanma, transfer etme, yeni bilgi üretme ve sunuşunda başarılı değiliz. Bilgi kullanımında da başarılı olmak için öncelikle bir konuda detaylı bilgiye sahip olmak gerekiyor. Bundan sonra, "araştırıcı zihinle çözüm arayışında, bilgiler arası ilgiyi kurma ve eski unsurları yeni bir çözümde bir araya getirilmesi ile yeni fikir geliştirme aşamalarına geçmelidir. Bir diğer deyişle mevcut bilgiler çözümleyici bakış açısıyla incelenerek yeni bilgi üretiminde kullanılmalıdır.
Psikolojide duyusal kayıttan kısa süreli belleğe gelen bilginin kod açma aşamasından sonra uzun süreli belleğe geçmesi ve ihtiyaç anında tekrar geri çağrılması süreci "bilgi işleme", olarak tanımlanır. Bu süreçte beyin, gelen bilgi üzerinde analiz ve sentez gibi birtakım bilişsel işlemlerle tanımlanır. Atkinson ve Shiffirin (1968) "insan belleğini" duyular yoluyla elde edilen bilgiyi depolamak ve istenildiğinde bunları bulup getirmek için çalışan bir sistem olarak tanımlamıştır. Güvenilir kaynaklardan temin edilen bilgilerle nasıl düşünülmesi ve bir sonuca varılması süreçlerini anlatan bilim dalına da "mantık" denir. Mantık önceleri felsefenin bir dalıyken daha sonra Matematik ve Bilgisayar Biliminin de yerini almış Aristo tarafından disiplin olarak kurulmuştur. Bu noktada mantıklı düşünüşte
1. Aynılık prensibi (Bir şey ne ise odur),
2. Çelişmezlik prensibi (bir şey hem var, hem yok olamaz) ve
3. Sebeplilik (her şeyin bir sebebi vardır) prensipleri olmalıdır.
Mantıklı düşünüşte açıkça belirtilmiş bir başlangıç ve sonu olan işlemler kümesi yer alır. Özellikle teknoloji alanında, elektrik devrelerinde ve yazılımlarda klasik mantığın sembolleştirilmiş biçimi olan matematiğin ortak dili olan "sembolik mantık" kullanılır. Bu bağlamda bir amaca ulaşmak için takip edilen işlemler zincirine de "algoritma" denir. Amaca ulaşmak için işlenecek çözüm yolları ve sıralamalar belirlenir ve algoritma bu sırayı takip ederek en mantıklı çözüme ulaşır. Algoritma kelimesi El-Harezmi’nin ‘Hisab-el Cebir ve El Mukabala’ kitabında kullanılmış ve El-Harezmi’nin isminden gelmiştir. Tüm programlama dillerinin temeli algoritmaya dayanır. Algoritmanın sonuç vermesi dışarıdan gelen tüm girdilere (değişken) bağlı olarak kurulan döngüler ve işlemlerle yürütülür. Bu noktada karmaşık olayların tahmininde kullanılan "karar ağacı" iyi bir sınıflandırma yöntemidir. Sistem mevcut bilgileri kökler; tahminlerle beklentileri de yaprak ve dalları olarak kurgulayarak yeni kavramlar geliştirilir. Fikir arayışında ilk adım problem tespitidir. Problemin nedenlerini bilmek, çözümü yollarına ait fikir geliştirmeyi kolaylaştırır. Esasında her insanın yeni fikir üretme becerisi vardır, ama çoğu bunun farkında olmadan yaşar. Bunun destek ve ortam temini ile geliştirilmesi mümkündür. "Havada uçuşan bilgiler, bilenin işine yarayacak" ilkesi ile bilgi işleme sanatı ilklere imza atmanın yolunu açacaktır.