Çeldiriciler
Geçmişte çalışmak, gençlerin elindeki en güçlü araçtı. Ama şimdi en büyük gücü olan çalışmakltan alıkoyan çeldiriciler var. Bunlar insanın yönünü değiştirip yanlışa meylettirip, doğrudan saptırmaktadır. Günümüzde geçmişe göre çok fazla ve daha güçlü çeldiriciler var. Çeldirici, sınavlarda doğruya en yakın görünen yanlış seçenekdişr. çeldiricidir. Çeldiriciler doğruyu bilmenin, bulmanın ve seçmenin başarısını gösterir. Doğru yanıt seçeneklerin arasındadır. Bilgi, kavrama, uygulama ve analiz becerisi ancak çeldiricilerle ölçülebilir. Ama çoğu zaman “çeldiriciler” hata nedeni oluyor. Okul hayatındaki çeldiriciler bir sonraki sınavda telafi edilebilir. Ama gerçek hayatta telafi şansı olmayabiliyor. Çünkü hayatta “doğru” değil, “en doğru” gerekiyor. Doğru ile yanlışı ayırmada bilgi değil bilgiyi kullanma becerisi, bilgelik öne çıkıyor. Oysa birçok karar henüz bilgeliğin oluşmadığı dönemlerde verilmek zorunda kalınıyor. Bu nedenle tıpkı öğrencilerin doğru cevabı bulmak için soru içinde geçen ipuçlarını yakalamayı öğrenmesi gibi hayatta karşımıza çıkan zorluklarda da ipuçlarını yakalamayı öğrenmek gerekiyor. Bu dünya imtihan yeridir ve bu imtihan yazılı olmaz, zamanı da yeri de belli değildir. Hiç olmadık zamanda hiç olmadık yerde ve hiç olmadık kişilerle sınav olabilir. Doğru seçeneği bulmada en çok rastlanan engeller “ önyargılar, seçenekleri incelememe, yanlış anlamalar, sıkılma, telaş, dikkatsizlik, zaman kısıtlaması, evham, heyecan, stres” olarak sıralanabilir. Kişi tüm bu olumsuz koşullara rağmen insan doğru cevabı bulmak zorundadır. Çeldirici çok, yapılacaklar ise zaruri, tüm zorluğa rağmen gerekenlerin, doğrunun yapılması gerekiyor. İnsan gelişimin en kritik yılları çocukluk dönemi olup hayatlın temelleri buralarda atılır. Dolayısı bu dönemlerdeki etkiler çocuğun tüm yaşantısını etkiler. Son yıllarda dijital dünya çocukların günlük yaşamlarında yer almakta ve çok etkilemektedir. Geçmişte de radyo, TV vardı ama saatleri ve süresi belli idi, şu anda sokağa bile çıkamayan çocukların tek muhatabı haline gelmiş durumda. En büyük çeldiriciler ise bu kanaldan çocukların zihnine gün be gün sızarak ele geçiriyor. Beşer, genleri ile belirli bir çevreye doğar ve maddi- manevi yönlerin gelişmesiyle insanlaşır. Çocukluk çağından itibaren kişisel özellikleri geliştikçe başarı, huzur ve mutluluğu yakalar. Hayat sınavında doğru cevaplar zor, zaman alıcı ve uzun soluklu olduğu için yanlış cevapların çekiciliği arasında kaybolup gidebiliyor. Böyle çok çeldirici olan bir ortamda doğruyu bulma, bilgi-beceri, yorum ve hız aynı anda çalışması ile mümkün. Aslında çoğu kişide bilgi var ve çok çabuk bilgiye ulaşılabilen bir çağdayız. Mesela yemek nasıl yapılır diye videolardan çok çabuk bilgiye ulaşılabiliyor, ama beceri isteyen göz kararı yemek yapmak yaşanmışlık ve tecrübe istiyor. Eskiden annelerimiz yaptığı lezzetin farkı buradan geliyordu. Evde olan malzeme ile en uygun baharatları zaman içinde tecrübe ederek öğrenmişlerdi. Günümüz ize hız ve haz çağı deneyerek yapmak zamanla tecrübe kazanmak değil en kısa sürede nasıl yaparım düşüncesi hâkim. Buna karşın, çocuğun dönemine uygun zorlukları kontrollü ortamlarda yaşayıp tecrübe etmesine fırsat verilmesi doğrusudur. Çocuklar için her şeyi yapan ebeveyn sistemi geçtiğimiz 30-40 yılsonunda kendi başına karar vermeyen, amacı olmayan mutsuz huzursuz ve takıntılı bireyler üretmesi ile başarısız oldu. Bu sonuçtan en çocuklar nede ebeveyn memnun oldu. Gelecek 30-40 yılda yanlış yapma şansı olmayan ebeveynlerin ise bu sonuçtan bir ders çıkarması gerekiyor. Oysa fırsat verildiğinde neler yapabildiklerini görmek hem ebeveyn hem de çocuğun kendisi için çok büyük bir ödül olacaktır. Bunun için, çocuğun kendi potansiyelini ortaya koyabilmesini sağlayacak ortamlara ve güvene ihtiyacı var. Evet, geçmişte de sokak oyunları, tatlı şeker, arkadaş gibi çeldiriciler vardı. Ama bunlar sadece dış ortamlardaydı. Günümüzde geçmişteki çeldiricilerden daha kuvvetli bir çeldirici bireyin, odasında hatta cebinde, var. Buna karşı koymak çok büyük beceri istiyor. Yaşlar geçiyor vücutlar bedenler büyüyor ama zihinler psikolojik olarak büyüyemiyor. Yetişkin olabilmek için bir zaman birde ortamlar gerekli koşullar lazım, sadece yaş yetmez, o yaşa gelen kadar neler yaptığı, yaşadığı, başardığı ile beşer yetişkin bir birey olabilir. Ebeveynler bir adım geride durup, onlara kendi kararlarını alma fırsatını verip, rehberlik edip ve destek olmalıdır. Gençlerin işi biraz daha zor çünkü onların çok fazla çeldirici ortamda mükemmelcilik arzusu, en iyi olma hırsına rağmen doğruyu yapmak zorundalar. Ama ne kadar zor olsa da hayatta başarı, mutluluk ve huzur için hatalardan korkmadan çeldiricilere kapılmadan “önce evde, sonra da hayatın içinde sorumluluk ve görevler” almak üzere küçük adımlar atmaları gerekiyor. Çünkü “hata yapmayan insan bir şey yapmayan insandır”.