Destekler mi köstekler mi?
Günümüz gençlerinin yapması gereken çok şey var ve bunların içinden kendine en uygun yolu seçmek zorunda. Buda, yakını göz ardı etmeden ufku net görebilme becerisi ister. Yoksa başarısız stresli ve mutsuz bir insan daha hayatın zorluklarına atılacak demektir. Eğer gencin bu erken dönemlerde kendini bulma kendi olma süreci tamamlanmaz ve genç psikolojik olarak gelişimini de tamamlamaz ise hatta ileri yaşlarda farklı şekillerde karşısına çıkan sorunlarla süreç kendini tamamlamaya çalışacaktır. Kişinin kendini bulma yolculuğu ne kadar erken gerçekleşirse kişisel mutluluk ve başarısı o kadar erken gerçekleşecektir. İşte bu gencin kendini bulma süreci çok değişken olabilmektedir.
Gençlerin potansiyellerini keşfetmelerine yardımcı olacak destek ve hatta destekler lazımken köstek daha çok olabiliyor. Maalesef bu süreçlerde en önemli destekleri hatta kendisi bile köstek haline gelebilmektedir. İşte bu dönemde gençlere hayatın amacı, hedef tespiti, hedeften alıkoyan tutkulara karşı mücadele ruhu konularında çok ciddi destek lazım. Çünkü bu süreçte insan kendisi için bir şeyler yapmaya çalışırken önce kendisi ve yakın çevresi kendisine zorluk ve hatta engel oluyor. Bu nedenle gençlere ideal edinmek için hayal kurma ve uğurda karşılarına çıkan zorluklarla mücadele yollarını anlatacak ve hatta destek olacak yardımcılar lazım.
Aslında geçmişte, aile bağları komşuluk ilişkileri güçlü bir toplum iken günümüzde bu bağlar kopma noktasına gelmiştir. Bu konuyla ne alakası var diye düşünülebilir ama, komşunun üniversitede okuyan çocuğu diğerlerine üniversiteye gitme hayaline rol model oluyordu. Şimdi apartmanda yaşayan servisle okula gidip gelmiş pazarda bir meyve seçmemiş çocuklar yetişiyor ve hayatı ile ilgili kararları alması gerekiyor.
O nedenle ilk başta aile, yakın çevre sonra okul ve sonrada iş hayatında başarı için destekleri iyi kullanmak yardımcılardan faydalanma konusunda rahat olmak lazım. "Psikolojik danışmanlar" bu gibi zorluklarla yüz yüze gelen kişilere yardım etmek üzere özel eğitim almış kişilerdir. "Rehberlik" ise, bireyin en verimli bir şekilde gelişmesi ve tatminkâr uyumlar sağlamasında gerekli olan seçmeleri (tercihleri), yorumları, plânlan yapmasına ve kararları vermesine yarayacak bilgi ve becerileri kazanması ve ulaştığı bu seçme ve kararları uygulaması için kişiye yapılan sistemli ve profesyonel (uzmansal) yardımdır. Artık günümüzde hemen her okulda artık rehberlik birimi bulunmakta ve okullarda bu konulara yönelik eğitim seminerleri verilmektedir. Bunlara ek olarak birde hayat içinde her yaş grubundan insanların huzursuzlukları ya da memnuniyetsizliklerini gidermede veya hafifletmede yardımcı olarak kişiye özsaygı sorunlarında ve arzularına amaçlarına ulaşma konusunda farklı bakış açısı sağlayarak yardımcı olan "yaşam koçları" vardır.
Evet bunlar peki paramız yok ise ne yapacağız diyenlerde olacaktır. O zaman sivil toplum örgütleri ve üniversite yaşamında öğrenci kulüp aktiviteleri bu amaca yönelik olarak faaliyetleri olan sivil toplum kuruluşlarıdır. Birde bunlara da ulaşma imkanım yok diyen varsa en değerli desteği sona sakladım, her yerde her zaman yanınızda olabilecek ve her an destek alabileceğiniz bir hazine var okumak, bol sayıda ve çeşitli kitaplar var. Üstelik kütüphanelerden ödünç alarak okumak bile mümkün. Üstelik kitapla tedavi konusu var, buna da "Bibliyoterapi" deniyor.
Eski Yunan’da bir kütüphanenin giriş kapısının üzerinde yazılı olan bir tümce ile özetlenmiştir: "İnsanın Ruhunun İyileştirildiği Yer". Bu yöntemdeki amaç, kişinin duygusal sorunlarını anlayarak uyum sorunlarının aşılması ve kişinin içinde bulunduğu ruh halinin tüm detaylarını tanımlamaya çalışarak ilerleme sağlamasıdır.
Evet insanın, kendine en çok yatırım yapması gereken günlerde gerekli yardımları bulma ve kullanma becerisi edinir ve bu bilgileri kullanarak doğru sentez yapma becerisi geliştirebilirse insan hayat boyu mutluluğun sırrını da bulmuş demektir.
Riordan,R.J., and Wilson,L.S.,(1989) “Bibliotherapy.” Journal of Counseling and Development Vol.67 No:9 May.