Özüne baksın
Kültürümüz, bireylerin kim olduklarını ve kişisel yeteneklerini, tutkularını, kişiliklerini, hayallerini anlamalarına destek vermiyor. Üstelik bu konuda arayışta olan veya farklı olduğunu düşünenleri de dışlıyor. Kendini arayan birisi, kalabalıklar içinde çirkin ördek yavrusu gibi yalnız kalıyor. Anne Ördek sabırla yumurtalarının kırılmasını bekledi ve en son ve en büyük yumurtanın da kabuğu çatladı ve içinden diğerlerinden daha gri ve farklı olan bir yavru göründü. Kümesin bütün hayvanları ona “çirkin ördek yavrusu” diye sesleniyorlardı. Zavallı yavru o kadar mutsuzdu ki sonunda uzaklara gitmeye karar Verdi. Gün boyunca yürüdü gece olunca derin bir uykuya daldı. Ertesi sabah su sesleriyle gözlerini açtı. Bu göl kıyısında gün geçtikçe büyüdü, görüntüsü de değişti. Geçen kuğuların güzelliklerini hayranlıkla izliyordu. Kuğu sürüsü yavruyla tanışmak istediler ama o ben çok çirkin ve kabayken sizinle nasıl arkadaş olabilirim ki dedi. Sonra üzüntü içinde başını aşağı eğdi ve o anda suda ki yansımasını gördüğünde aslında kendinin de onlar kadar güzel olduğunu fark etti. Bu hikâye de üç nokta çok önemli 1. Söylenen her söze kanma, sorgula 2. memnun değilsen daha iyisini araştır ve 3. sana söylenenle yetinme cevabı kendin ara.
Ayrıca, bazı kişilerde kendine sunulanı yeterli bulup kendini bulmaya gerek yok anlayışı hâkim olabiliyor. Hatta bazen gerek de duymuyor. Üstelik çok yoğun, koşturmaca ve birçok açıdan dolu bir yaşam da sürebiliyor. Kendi olmadan, sırf başkalarının onayı için aslında yapmak istediği değil de yapması gerekenleri yaparak yaşıyor. Kısaca sırf onaylanmama kaygısı ile içinden gelen istekleri bastırarak kendi olmadan yaşamı sürdürüyor. Oysa kendi olmak, kendi ihtiyaçların ile başkalarının ihtiyaçlarını dengeleme becerisini edinmiş olmak demektir. Kendi olmak kendine zarar vermeden başkasına da yardım edebilmektir.
Ayrıca, günümüz insanı çok yoğun yaşam sürüyor. İş ve sorumlulukların baskısı, tutkuları kovalamak ya da kim olduğunu sorgulamak için ekstra zaman bırakmıyor. Bu insanlar tıpkı George Orwel’in hayvan çiftliği kitabındaki herkesten çok çalıştığı için çok saygı gören ve düsturu 'daha çok çalışacağım olan “boxer” karakterini yaşamı gibidir. Bu düşünce tarzında olanlar çalışmayı öyle benimsemiştir ki sadece çalışır. Güçlüdür, karakterlidir, dürüsttür, çok duygusal ve düşüncelidir ama sorgulamayandır. Yaşam tarzı denilen kültürün değişebilmesi, döngünün kırılabilmesi, çok üzücü bir olay, bir kriz ile mümkündür. Çünkü insan zihni tanıdık olanı ister, alıştığı düzeni rahat bulur. Alıştıkları, ona zarar veriyor olsa bile, güvenli gelir. Konfor alanından çıkıp bilinmezliğin tetiklediği güvensizlik duygusuna direnir. İşte bu noktalarda hiçbir şey yokken, tamda her şey düzene girmişken bu sıkıntıda nerden çıktı sorularına maruz kalınır. Kalitesiz yaşama devam veya kırılmaları yöneterek dönüşümde bu süreçlerde yaşananlara bağlı olarak ortaya çıkar. İnsanın kendini bulması için kendisini incelemesi, sorgulaması gerekir.
- Kendinle baş başa kalacağı zamanlar oluştur
- Kendi düşüncelerin ile başkalarının düşüncelerini ayırt et
- İnsanı etkileyen olayları tarihsel sırayla yaz ama olumsuz olaylarda alınan derse odaklan
- Kendini bulmanın tam kalbinde yer alan kendine inan ve güven
- Kendine karşı sabırlı ol ve yeteneklerine güven.
- Hepimiz hata yaparız, hatalar vasıtasıyla olgunlaşır, öğrenir ve gerçek özümüze ulaşırız.
- Başkalarına davrandığın kadar kendine de merhametli ol
- Bağımlılıkları, kabul edip çözüm için adım atarak temiz sayfa açmak.
- Geleceği planlama ile ilgili sorumluluk al
- Yapılması gerekenleri düzene sokarak kişilik üzerinde kontrolü kazan
- Akılda kalan küçük işleri (Oda temizleme, düzenleme gibi görevleri yapmak, arkadaşınla arandaki anlaşmazlıklar gibi) büyük işleri engeller, önce basit işlerden kurtul
Geçmiş değil ama geçmişe yüklenen anlam değiştiğinde gereken ders alınmış ve gereken düzeltme yapılmış olur. Kendi ile barışmış insanlar da geçmişte olumsuz deneyimler yaşamıştır. Ama bunlara takılıp kalmamış, alınması gereken derse odaklanmış ve kendini geliştirmek için fırsat olarak kullanmıştır. Bu konuda fikrine güvenilen büyüklerin, arkadaşların görüşleri, kitaplar ve bazı filmler rehber vazifesi görür. İnsanın kendine yolculuğunda “yazmak” çok önemli ve farklı bakış açısı sağlar. Bu nedenle, tanışmaya günlük tutarak başlamak gerek. Günlük tutarken olaylardan ziyade hislerinize yoğunlaşmanızı tavsiye ederim. Kendini arayanlar önce tıpkı bir şehri tanımak için sokaklarında kaybolmak gibi, özünü tanımak, yaşamak ve anlamak için kaybolmalıdır. Sonra bulduklarını tek tek çıkarıp temizleyip, kabul edip anlamlandırmalıdır. Hindistan Bağımsızlık Hareketi'nin siyasi ve ruhani lideri olan Gandhi’nin “Dünyada görmek istediğin değişimin kendisi ol…” sözü bunu özetliyor.