Keşkelerden bir kule
Herhangi bir konuda ilk adımı atmak zordur. Bazı insanların hayatlarında atılamamış adımlardan oluşan "keşke kuleleri" vardır. Çünkü genelde insan rahat bölgesini ter etmek istemez. Oysa rahatlık bölgeleri insanı daha iyi arayışından, sorgulamaktan, araştırmaktan ve sağlıklı kararlardan alıkoyar. Rahat bölgeler insan için atalet bölgesi olur. "Atalet" ancak "ilk adım" atılmaz ise "kendini gerçekleştiren kehanet"e dönüşür. Bir adım atıp sonuç almak da "keşkelerden kule" yapmak da insanın kendi seçimidir. Bugün yaşanan hal, yapılmış seçimlerin bir sonucudur. Köydeki çocukların köyün en yaşlısına zor bir sorarak eğlenmek istemeleri ile ilgili hikayede olduğu gibi. Küçük bir kuş yakalayıp köyün yaşlısının yanına gidip sorarlar:"Bil bakalım, elimdeki kuş canlı mı, ölü mü?" yaşlı adam bir süre düşünür ve " canlı söylesem, avucunu sıkıp kuşu öldüreceksin, ölü söylesem ellerini açıp özgür bırakacaksın". "Bu sorunun cevabı sende, senin iradende saklı" der. Cazip gelen yerine doğru olanı yapabilme gücü demek olan iradeyi kullanabilmekte saklı.
Yaşanacak bir hayat var, ve seçimler o hayatı şekillendirecek. İnsan bazen yaşayacağı olayları seçemez ama vereceği tepkileri seçebilir. Pilot olmak ve farklı ülkelere uçmak isteyen genç zamanını kaynaklarını ve çevresini farklı görürü ve değerlendirir. Özel okula gider, pilot olmak için tüm parasını harcıyor ve yetmediği yerde borç bulup eğitime devam eder. Hatta pek çok kişi olmayacak vazgeç derken o çalışmaya devam eder ve vazgeçmez, zorluğa ve olumsuz baskılara rağmen devam edebilir. Çünkü o inandığı bir hedef uğruna çalışmayı başarı ve mutluluk saymayı öğrenmiştir. Sonunda hedefine bir adım daha yaklaştı ve sonunda farklı ülkelere uçabiliyor.
Birçok kişi "Hayattaki başarıların, rahatın terki ve zorlukları göze almakla başladığını" bilir. Atalet herhangi bir harekete karşı "birçok sebebe bağlı direnç hali" dir. Kişinin neyi istediğini ve buna ulaşmak için neler yapacağını bildiği halde harekete geçmemesi, içinde var olan potansiyeli, yetenekleri kullanmaması, yapılması gerekeni bildiği halde yapamaması (tembellik, ertelemecilik, tükenmişlik, bezginlik, bahanecilik, isteksizlik) durumudur. Sebep ise parasızlık, mükemmelcilik, yüksek beklentiler, amaçsızlık, olumsuz bakış açısı, önyargılar, elalem ne der, pasif direniş gibi birçok faktör olabilir.
Atalet yapımıza, huylarımıza ve davranışlarımıza çok yavaşça yerleşir ve yerleştikten sonra mücadele etmek karşı koymak zordur. Çoğu kişi atalet problemi yaşadığının farkına varmaz. Sadece şikayet eder ve ilginç yanı ne yapmak istediğini, nasıl yapacağını, yaptıktan sonra elde edeceklerini de bilir. Ama bir türlü harekete geçemez. Kişi harekete geçecek gücü hem psikolojik hem de maddi olarak kendinde bulamaz. Aynı kişi bu yüzden özsaygısını kaybeder, huzursuz, gergin ve stresli yaşam sürer ve kendinden nefret eder. Böylece katma değer yaratacak, istihdam sağlayacak birçok iş fikri finans kaynağı bulamadığı için hayata geçemeden unutulup gider.
Aslında fark "size neler olduğu değil sizin nasıl biri olduğunuzla" alakalıdır. Ataletin en büyük yardımcıları önemsiz, küçük, lüzumsuz , hatta zararlı meşgalelerle oyalanma, erteme, üşenme ve vazgeçme alışkanlıklarıdır. Japonlar bu önemsiz, küçük, lüzumsuz şeyleri dikkate alarak "başarı, atılan bir sürü küçük adımın sonucudur" demiş ve, "sürekli iyileştirme" anlamındaki "Kaizen" çözümünü geliştirmişler. Kaizen, küçük değişiklerle süreçleri kolaylaştırmak ve sonucu iyileştirmek demektir. Kaizen mevcut sistemin daha iyi işlemesi için süreçte yapılan küçük değişiklikler olması ile yenilik teriminden farklıdır. Yenilikler; büyük yatırımlar, yeni teknolojiler gerektirirken, Kaizen küçük yatırımlar ve küçük adımlarla yeniliklerin tamamlayıcısı özelliği taşır.
Hayatımızdaki ataleti yenmek için Kaizen ilkelerini (planla, uygula, kontrol et, önlem al) uygulamak iyi bir başlangıç olabilir. Kaizen'in küçük adımları, beynin korku dolu tepkisini etkisiz hale getirerek mantıklı düşünceyi ve yaratıcılığı uyarması ile gelişme sağlar. Denize girmekten korkan küçük bir çocuğa denize gidelim demek yerine, hadi gidip elimizi yıkayalım deseniz, denizin kenarına gelerek oynamaya başlaması gibidir. Kaizen deniz büyük ama suda oynamak küçük ayrıntıdır. Su kenardına oynamak denize giriş yapmanın adımı olur ve ilerler çocuk korkusunu yener. İnsanın büyük adımlardan korkar ve değişim istemez. Bu nedenle önce küçük bir adım atmasını sağlayacak destek gerekir. Nelson Mandela'nın "ya kazanırım ya öğrenirim ama hiçbir zaman kaybetmem" sözündeki gibi diğer adımlar da ardından gelir.
Newton’un, "hareket eden cisimler hareket eğiliminde olur" ilkesi ile harekete geçmek ve "bir adım atmak" tıpkı kelebek etkisi ilei büyük değişiklikler yapacaktır.