Genel olarak insanlar bilinçli veya bilinçsiz olarak başa çıkmadıkları, zorlandıkları durumlarda davranışlarını beğendikleri kişilerin tepkilerini taklit ederek başa çıkmaya çalışırlar. Taklit insanoğlunun geçmişinden bugüne daha iyiye ulaşmasında en büyük yardımcı olmuştur. Kültürel öğelerin aktarılmasının temelinde, karmaşık bir bilişsel süreç olan taklit yoluyla öğrenme yatar. İnsandan başka birçok türün de taklit yoluyla öğrendiği bilinmektedir. 1990'larda bilim adamları maymunların beynine elektrotlar yerleştirerek muz verdiklerinde beyinde elektriksel değişimler olduğunu tespit etmişlerdir. Ancak olayın daha da ilginç olan yanı ise maymunun karşısında birisi muz yediği zamanda aynı elektriklenmelerin tespit edilmesi olmuştur. Ayna Nöronlar kişi farkında olmadan başkalarını taklit etmesini, empati kurmasını ve başkalarının yaptığı eylemleri kendisi yapıyormuş gibi bir tepki göstermesini sağlamaktadır. Bugün artık ayna nöronlar, belli empati, sosyal ve taklitçi davranışlarla ilgili hücre grupları olarak tanımlanmaktadır. Beyin böylece bazı şeyleri bilinçli gayretlerin dışında gerçekleştirmekte ve bazen "neden böyle bir şey yaptım" veya "ne güzel tepki verdim" denilmesine neden olmaktadır. Platon "Ölümsüz olan insan ruhu idealar evreninde her şeyin bilgisine sahip olduğunu ama bu dünyaya gelince unuttuğunu veya bildiğinin farkında olmadığı bilgileri ancak bir uyarıcı etkisiyle hatırlayabildiğini ifade ederek insanda öğrenme denilen şeyi aslında hatırlama" olduğunu söylemiş. Sokrates ise "insanlara bir şey öğretmediğini, sadece insanlarda var olan bilgileri açığa çıkardığını" söylemiştir. Günümüzde davranışları başkaları tarafından örnek alınan birçok kişi vardır. Bu kişilere rol model denir ve bu insanların zor durumları atlatmasına yardımcıdır. Çünkü bir birey rol model aldığı kişinin davranışını kaydeder ve daha sonra benzer durumlarda benzer davranışları taklit etmeye çalışır. Kişinin beğendiği tepkiler de kişinin daha sonra kullanacağı veri havuzuna kaydedilir. Veri bankası, aile, akraba, arkadaş, kitap veya TV programlarından seçilen davranışlarla zamanla oluşur. Ancak kişi her gördüğü davranışı tepkiyi de dikkate almaz. Seçer, kendinde etki bırakanı seçer, etkilendiği davranışı örnek alır. Emek yoğundan bilgi yoğun yaşam tarzına geçtik. Hatta bilginin teknolojiye dönüştüğü bir çağdayız. Bu çağda gencin karşısına çıkan sorunlarla mücadelesinde rol modeller yakın çevre ile sınırlı değil çok daha geniş çevrelerden birisi rol model olabiliyor. Çünkü "kişilik" doğuştan gelen biyolojik özelliklerle, çevreden gelen sosyal tesirlerin birbirine yaptıkları etkilerle oluşan âhenkli bir bütün olup bir insanı nesnel veya öznel yanlarıyla diğerlerinden ayıran duygu, düşünce ve davranış özelliklerinin tümünden meydana gelirken "Karakter" kişiye has davranışlar olup, insanın bedenî, hissî ve zihnî etkinliğine çevrenin verdiği değeri ifade eder (Gündüz, 2016). Ve kişiliğe uygun bir karakter var ise kişi kendi ile mutlu barışık ve huzurlu olur. Bu nedenle örnek alınacak rol modellerde kişi sevilen karakteri belirleyerek onu kendinde çoğaltmaya çalışır. Böylece birey baskın ve güçlü olan olumsuz özelliklerini frenlemek, zayıf olan veya bulunması gereken karakter özelliklerini de geliştirmek üzere çalışarak "kendini gerçekleştirir".
İnsan bilinçli yaptıkları seçimler ile bugüne gelmiş elindeki verilerden yola çıkarak tahminlerine göre geleceğini inşa etmektedir. İnsan sahip olduğu bilgiyi hayata aktarıp, uygulayarak problemleri çözer. Ayrıca bütün halindeki bilgiyi mantıklı parçalara ayırarak analiz ve parçaları birleştirerek sentez yapabilme becerilerine de sahiptir. İnsan sadece bedensel olarak değil zihinsel olarak da dinamik bir yapıya sahiptir. Her gün yenilenen ve değişebilen ve daha iyi için çalışan dinamik bir canlıdır. Son yüzyıllardaki hızlı gelişme ise işte bu becerilerin kullanımıyla oluşan sinerjinin sonucudur. Çünkü insan artık sadece kendi öğrendikleri ve yakın çevresi ile sınırlı değil. Dünyadan bilgi topluyor ve bilgi veriyor. Burada gerekli olan tek şey bu kadar çok bilgi ortamında doğru ve gerekli olan bilgiyi süzüp doğru yerde kullanma becerisi yani "akıl" oluyor. Bilindiği üzere "akıl zekayı kullanma becerisidir". Bir çok kişiden, kaynaktan akıl alınabilir ama zeka sadece çalışarak geliştirilebilir.
Bilgi çağındayız ve çok fazla bilgi uçuşuyor. Uçuşan bilgileri doğru yere entegre etmek ise yeni ufuklara yol açıyor. Yeni dünya düzeninde bilgiyi entegre etme ve kullanma becerisi doğru "bilgi okuma"yı gerektiriyor. Doğru "bilgi okuma" ise deneyerek, yardım alarak veya başarılı kişiler takip edilerek öğrenilebilir. Seçim sizin.
Kaynak
Gündüz, İ, 2016. Karakter Eğitimi ve Rol Model. https://www.altinoluk.com/yeni/karakter-egitimi-ve-rol-model/
Kohler, E., Keysers, C.,. Umıltà, A. M., Fogassı, L., Gallese, V., Rızzolattı G.,2002. Hearing Sounds, Understanding Actions: Action Representation in Mirror Neurons. SCIENCE02 AUG 2002 : 846-848