Hayat seçimlerle şekillenir ve bu seçimlerin sonucu da yaşanır. Geçmişteki seçimler etkisini bugünümüzde, bugünkü seçimler ise yarınımızda etki gösterecektir. Bazıları seçmemenin veya başkasının seçmesine izin vermenin de bir seçim olduğunu unutarak ben seçmedim der. Oysa seçmiştir. Hayat boyunca neleri ve nasıl seçeceğimizi öğrenmek en önemli eğitimdir. Ve işin ilginç yanı yönümüzü belirleyen yaptığımız büyük seçimler olsa da varılacak nokta küçük seçimlerle netleşir. Her şeyin başlangıcı, kuruluşu olan " ilk adım" zordur. Gençlikte ilk denemelerde ilk adımlar daha bir kolaylıkla, cesaret ve umutla atılır. Ama yaş ilerleyip olumsuz tecrübeler yaşadıkça, öğrenilmiş çaresizlik ve umutsuzluk başlar. Küçük bir bebek, sürekli etrafında olanlara bakarak, hareket etmeğe her şeye dokunup öğrenmeye çalışır. Bu deneyerek öğrenmedir ve yetişkinler için de geçerli bir öğrenme yoludur. Yani bir yetişkin de her gün yaşadıklarından bir şeyler öğrenir.Üstelik deneyimlerle edinilen bilgiler daha kalıcı ve davranışa yansıyan öğrenme oluyor.
Her yaşımız hepimiz için bilinmeyenlerle dolu iken o yaşı geçmiş kişi için o dönem tecrübe olarak kalıyor. Biz insanlar, bazen başkalarının bazen de kendi yaşadıklarından öğrenir, hayatın gerçeklerini ve ayakta kalıp mutlu ve huzurlu yaşamayı sağlayacak becerileri. Ayakta kalma, ve zor durumda kaldığımızda tekrar daha iyi bir noktadan devam edebilme becerisi.
Düşmez kalkmaz bir Allah der büyüklerimiz ya işte öyle Şems-i Tebrizi'nin “Biri gelir seni sen eder, biri gelir seni senden eder” deyişinde olduğu gibidir. Kötü olarak nitelediğimiz olaylar, insanlar ve sınavlar aslında gerçek insan olma yolcuğunun aşamalarıdır aslında. Bazen insan bir anda bir şekilde her şeyini kaybedebilir. Başarısızlık, işe yaramazlık, boş insan olarak görülme duyguları ile savaşır. Özdemir Asaf'ın "ölüm gibi bir şey oldu, ama kimse ölmedi" dizelerinde dediği gibi olur. Ama "sıfır noktası tecrübesi" insanı, ne kadar kaçmaya çalışsa da, istemese de bulur. ve ne kadar kaçınsak da değişim fırsatlar sunar insana. Şems-i Tebrizi "Düzenim bozulur, hayatım alt üst olur diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden iyi olmayacağını?" sözü bunu güzel ifade eder. Ama kolay değildir ve bu noktada destek almak ve tutunacak bir dal olması çok önemlidir. Yardım istemek, olası çözümleri görebilme ve mevcut olasılıkları etkin bir şekilde kullanabilme fırsatı sunar.Yapılması gereken tek şey -güvendiğiniz insanlara durumu anlatıp ne yapabilirim demektir. Konuştuğunuz kişiler yardım etmek için hiçbir şey yapamasalar bile en azından yol gösterip sizin aklınıza gelmeyen çözüm yöntemlerinden bahsederler.
Özellikle bu durumda bazı kişisel özellikler doğru kullanılmadığında başarısızlığı ömür boyu mahkumiyete dönüştürebilir. İşte bu gibi farkında olunmayan detaylar bazı insanların daha üst düzeye çıkarken bazı insanların düştüğü yerde kalmasına sebep olabiliyor. Fark, kendilerine rağmen zorluğu göze alıp gayret etme çabasında isteğinde ortaya çıkıyor. Aslında sıfır noktası tecrübesi insana yalnız olmadığını anlatır. "Kimse geçmişi değiştiremez ama iyi bir son yazmak için bugün tek fırsattır" sözü bunu anlatır.
Genelde de Hz. Mevlana'nın "Nasipse, gelir Yemen'den Çin'den, Nasip değilse kayar gider elinden" dediği gibi hiç beklenmedik bir anda ve noktada çözüm bulunur. İnsan ağır deneyimler geçirdiği dönemlerde işe yaramayan, umutsuzluğa iten alışkanlıklar, çevre ve özelliklerden vazgeçerek ileri gitmesini sağlayacak hedef belirleyerek işe başlayabilir. Ardından hedefi için adım atıp gayret etmeye alır herşey. "Neden" sorusu yerine "Nasıl" sorusu ile alternatif çözümlere odaklanarak faydaya yönelik yaklaşımlarla da açılım sağlanır. Çünkü sağlığımız, aklımız, fikrimiz yerinde olduğu sürece diğer "her şey telafi edilebilir".
Terminal kelimesi hem bitiş hem de başlangıç demektir, "Terminalde nerden gelip nereye gittiğinizi bilmeniz yeterlidir". Diğer her şey buna hizmet için orada vardır. Yıkılan hayallerin yerine yeni hedefler koyduğumuzda ayağa kalkacak güç de kendiliğinden gelecektir.Tecrübe bunu söylüyor.